48. Bölüm

980 69 121
                                    

Ahmet'ten:

Ona döndüm.

"Ne için?" Dedim.

Gülümsedi, gözleriyle balonunu işaret etti.

"Kızıma balon alamaz mıyım?" Dedim gülerek.

Kaşları hafif çatıldı.

"Öyle kızım falan da deme de sen." Dedi.

Güldüm.

"Neden?"

"Yok bir şey, hadi gidelim." Dedi gülerek.

"Ama ben teşekkürümü almadım.." Dediğimde anlamadan baktı.

"E ettim ya." Dedi.

Kollarımı hafif açıp sarılmasını işaret ettiğimde güldü.

Balonunu bir elinden diğer eline aldı, ellerini belime dolayıp gülerek sarıldı. Ben de bir elimi beline, bir elini saçlarına çıkardım.

"Özür dilerim..." Dediğimde yanıt vermedi.

"Sandığın gibi bir şey olmadı. Sadece bana yürüyordu, bu kadar. Ben de senin önünde engellemiştim zaten. Sahilde de birden gelip elini omzuma falan koyunca ne yapayım, bir şey yapamadım o an.." Dedim.

"Bir daha yanına yaklaşamaz zaten. Şu an etraftaki bize bakan herkes gibi bizi sevgili sanıyor." Dediğinde güldüm, başına bir öpücük bırakıp geri çekildim.

"Affettin mi?" Dedim masumca.

Güldü.

"Tam değil amaa... Birazcık." Dediğinde güldüm.

"Ben onu tamamlarım." Dediğimde o da güldü.

"Şimdi gidebiliriz." Diyip elimi omzuna attım ve Mert'in yanına, arabaya doğru yürümeye başladık..

Feride'den:

Karşımda her hareketinden etkilendiğim, göz göze geldiğimizde dahi kalbimin yerinden çıkacak kadar hızlı attığı ve her temasımızda bayılacak kadar heyecanlandığım bir adam olduğunda ona karşı gelmek çok zordu...

Evet, affetmiştim. Yelkenlerimi Ahmet'e karşı çok çabuk indiriyordum, farkındayım.. Dayanamıyordum.. Bana böyle masum masum bakıyordu ya.. Bazen beynimde bir ses yankılanıyordu... ‘Tamam Feride! Anla artık! İlk defa aşık oldun ve bunun aşk olduğunu fark edemiyorsun! Ama gerçek bu! Ahmet'e deli gibi aşıksın!’ diyordu...

Belli ki zamanın gelmesine çok az kalmıştı.. Fark ediyorduk...

Beraber yine klasik hareketimizle Mert'in yanına gittiğimizde bize gülümseyerek baktı.

"Helal be! Shipime bak! Tü tü tüüğ!" Diye sonunda cidden yere tükürdü.

"Pislik ya!" Dedi Ahmet, gülerek.

Ben de güldüm.

Ardından Ahmet'le ayrıldık, ben arkaya bindim, onlar da öne bindi..

Ahmet'ten:

Villaya dönerken Mert, kayıtları Yiğit'e atmıştı. Arabayı park edince villaya bahçeden giriş yaptık.

Bizimkilerin havuzda olduğunu fark etmiştik.

"Ama olmaz ki ya! Ben çalışıyorum, bunlar havuz keyfi yapıyor!" Dedi Feride, gülerek.

AhFer"Kırmızı Limon" (Yarı Texting) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin