Portre

34 2 0
                                    

Hepiniz de biliyorsunuz ki bu bölüm aslında farklıydı ama sonra bir hatadan dolayı silmek zorunda kaldım(keyfî)
neyse işte iyi okumalar..

Beğenmeyi ve yorum yapmayı unutmayın..

Kaldırımın kenarına oturmuş gelip geçeni izliyordu kadın.
ya da öyle sanıyordu o kadar yorulmuştu ki düşüncelerinden olan biteni artık anlayamıyordu.

Karşısındaki kadın ve kız çocuğuna kaydı bakışları, kadının kızı ıslanmasın diye verdiği uğraşı hafif bir tebessümle izledi.
Orada ne kadar süredir oturuyordu bilmiyordu. Her yeri tutulmuş ve ıslanmıştı.

Eve gitmeliyim diye geçirdi içinden. Ayaklanıp arkasındaki binaya yöneldi. merdiven basamaklarını ağır ağır çıkıp kapıyı açtı. Odasına geçip direkt bir duş almak istiyordu. Yorgundu ama fiziksel yorgunluk muydu hiç bilmiyordu artık.

Sanki her şey aslında çok anlamlıydı da bir tek o anlayamıyordu. algı yetisini yitirmiş gibiydi.

Duştan çıkar çıkmaz kendini resim odasına atmıştı.

Onu merak eden bir ailesi yoktu. Onun bir ailesi de yoktu. Herkes ailesini tanırdı belki de ama o bilmiyordu. İsimlerini dahi yıllar sonra öğrenmişti. 3 günlükken yetimhaneye getirilmiş 18 yıl boyunca orda yaşamıştı. Aile ne demek yıllar boyunca bilmemişti. Daha küçükken annem kim diye sorduğu herkesten yok cevabını almıştı. Bir çocuğa annen yok demek doğru muydu. Orasını bilmiyordu. Tabi o yaşlarda o cümleyi anlamamış ve kabullenememişti. Herkesin bir annesi var demişti arkadaşları. 6 yaşındayken süren anne arayışı yıllar sürmüş ama cevap değişmemişti. Annen yok demişlerdi.
Yoktu...
18 yaşına girdikten sonra ordan ayrılmış ailesini aramaya başlamıştı. Kayıp veya ölü bile olsa isimlerini bilmek istiyordu. Bulmuştu da..evet ailesi ölmüştü hemde daha 3 günlükken. Uzun aramalarının sonunda mezarlarını bulmuş onları tanıyan birini aramış, kimseyi bulamamıştı.

20 yaşında güzel sanatlar öğrencisiydi. Kedisi sütlaç ile bir apartman dairesin de yaşıyordu.

Bunları düşünmeyi bırakıp portresine odaklandı. Uzun saatler sonunda başarmıştı. Tebessüm ederek izledi eserini. Saatin kaç olduğunu bilmiyordu.

Gelen tıkırtılarla odasından çıktı.
Sütlaç uyanmış odasının kapısını tırmalıyordu. Yerden alıp kafasını öptü günaydınnn dedi neşeyle kedisine.
Sütlaç kendisine sunulan sevgiye tepkisiz kalmamış suratını yalıyordu.

Gülerek elindeki kediyle mutfağa yöneldi. kedisine mamasını verdikten sonra kahve makinasına kahveyi koymuş beklemeye başlamıştı. Makinadan gelen seslerle daldığı düşüncelerden sıyrılıp kupaya boşalttı kahvesini
Salona doğru ilerledi hava bulutluydu. Aşağıdan gelen sesle balkona ilerledi. Birileri taşınıyordu yan daireye.

Üzerinde çok durmadı kahvesini bitirdikten sonra çıkması gerekiyordu. Portreyi teslim edicekti. Bir süre daha oyalanıp hazırlanmaya başladı. Cilt bakımı düşündüğünden uzun sürmüştü. Saçlarını son kez eliyle düzeltip aynadan kendisine baktı, güzel olmuştu.

 Saçlarını son kez eliyle düzeltip aynadan kendisine baktı, güzel olmuştu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Sana "Beni Kaybettin" diyememHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin