Merhaba Arkadaşlar. Bu benim ilk kurgum.. Tamamen eğlenme amaçlı yazıyorum. Umarım beğenirsiniz. Düzenli Bölüm gelecektir. Oy vermeyi lütfen unutmayın:) Yorumlarınızı bekliyorum..
Başlama tarihinizi buraya atabilirsiniz.
Sanma geri dönerim, bir daha seni severim. Ne istedin de vermedim, değerini bilmedin... Alkolün zehirli etkisi canım arkadaşım Sıla'nın vücudunu çoktan ele geçirmişti bile.. Gitmiş olduğumuz bu barda yaklaşık iki saattir bu şarkıyı söylüyordu.. Nişanlısı Akın ile yine ve yine etmiş oldukları kavgadan dolayı İstanbul'dan İzmir'e gelmişti.
' Sıla yeter içme artık. Abartmıyor musun biraz?' diyerek elindeki bardağı almıştım.
Daha fazla kendisine bu denli zarar vermesini istemiyordum. Hem de o züppe nişanlısı Akın'dan dolayı hiç bu hallere düşmesini istemiyordum.
' Bırak beni Beril! Bu gece içmeme kimse engel olamaz. Düşünmek istemiyorum, ayık olmak istemiyorum. Rahat bırak beni ver bardağımı.'
Sıla benim liseden beri yakın arkadaşımdı. Lisede babasının mesleğinden dolayı Urfa'dan İzmir'e tayinleri çıkmıştı. Bizim liseye geldiğinde çok dışlanmıştı. Arkadaşları onu sırf Urfa'lı diye terörist ilan etmişlerdi.. Akran zorbalığı herkesin başına gelen bir durumdu.
Kendisi benim sıra arkadaşım olmuştu. Onunla en çok sohbet eden, vakit geçiren bendim. Bunun için benimde dışlandığım zamanlar olmuştu. Hiçbirine aldırış etmemiştim çünkü Sıla'nın kalbi çok temizdi. Sohbeti güzel ve yardımseverdi. O günlerden bugünlere hiç kopmamıştık. İyi ki de kopmamışız. Birkaç kişilik arkadaş grubumuzdan geriye sadece ikimiz kalmıştık.. Sıla ile dost olarak ne kadar doğru bir karar verdiğimi hep biliyordum..
Şimdi ise Nişanlısı Akın ile yine her zamanki kavgalarını edip bir sinirle İstanbul'dan yanıma gelmişti Sıla. Çok kez uyarmıştım. Akın'ı hiç gözüm tutmadığını, evlenmek zorunda olmadığını, olmuyorsa zorlamanın bir anlamı olmadığını.. Ancak Sıla gönlüne söz geçirmekte epey zorlanıyordu işte..
' Sılacım, canım benim geç oldu hem hadi artık gidelim. Bizde kal bu gece olur mu? '
' Beril çok canım yanıyor. Onu çok kıskandığımı bile bile, o kızı istemiyorum dedikçe burnumun dibine sokuyor! Ya biz evleneceğiz, üç ay sonra düğünümüz var bizim! '
' Sıla bak ne güzel anlatıyorsun. Neden bırakmıyorsun şu adamı? Seni sürekli mutsuz ediyor. İlişkiniz boyunca güldüğün günler sayılı! Asıl sana yeter artık. '
' Bırakırsam sanki hiç onun gibi beni seven bulamayacakmışım gibi, hep mutsuz olacakmışım gibi hissediyorum. Neden bilmiyorum ama vicdan azabı çekecek gibi hissediyorum.'
' Onun gibisini bulamayacağın kesin, mümkünse bulmada zaten! Ayıca neden vicdan azabı çekesin Sıla? Sanki haksız yere ayrılacaksın.'
Sıla çok içtiği için artık beni algılamakta zorlanıyordu.. Artık onu eve götürmem gerekiyordu. Gümüş çantamın içerisinden telefonumu çıkarıp bir taksi çağırmıştım. Taksi gelene kadar Sıla'yı anca dışarıya taşırdım zaten..
Zorla üzerine ceket giyip koluna girerek mekandan çıkarmıştım. Taksi iki dakika sonra gelmişti. Hemen onu bindirip yanına oturdum. Uyukluyordu deli kız..
Evin önüne geldiğimizde ücreti ödeyip önce taksiden kendim indim. Daha sonra Sıla'nın tarafına geçerek onu da indirmiştim. Annem ve Babam uyumuşlardı çoktan. Uyandırıp açıklama yapmaya hiç halim yoktu zaten. Telefonumdan kız kardeşim Buse'yi aradım ve aşağıya sessizce gelmesini söyledim.
YOU ARE READING
Safir'in Keskin'i ( +18 ) (Tamamlandı)
Romance❝ 'Öyle güzelsin ki.. Ve sadece benimsin.. Keskin'in Safir'i...' 'Karan hala senin değilim..' 'Sen her anlamda ve her zerrenle benimsin yavrum.' 'Her anlamda olmak istiyorsam peki?' Karan sorumla bir anda durmuş bana bakmaya başlamıştı. 'Ulan sözümü...