12. BÖLÜM

28 6 28
                                    

Sicilimde ki tek hatam sendin.
♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧♧

Eve gitmek için ne yapacağımı düşünürken hâlâ az önce yaşananların şokundaydım. Resmen çocukluğumu harcadığım insanların yanındaymışım. Bir adım ya, sadece bir adı, atarak bile onlarla konuşabilirmişim. İstesem şimdi de konuşabilirdim ama konuşmamı engelleyen bir şeyler vardı içimde. Hazır değildim. Üzerimde hâlâ yılların kırgınlığı vardı. Yaptıklarını hâlâ unutamıyordum.

Nefret ettiğim iki şey vardı; her şey pahasına bir insanı koruyup, senin aksine hareket etmesi ya da suçlu olmadığım halde suçu bana o iğrenç iftiralarını atmaları.

Ve onlar her ikisini de yapmışlardı.

6 YIL ÖNCE

Seo-jun tedirgindi. Ailesinin tepkisini, ileride ki yaşamını ve canını tehlikeye atarak gelmişti buraya. Daha 9 yaşında ki bedeni iyiyi ve kötüyü birbirinden ayıracak kadar gelişmemişti. Aklında ne ailesi ne hayatı ne de canı vardı. O arkadaşını korumak istiyordu. Şuan tek amacı buydu ve bunu gerçekleştirmeden hiçbir yere gitmeyeceğini biliyordu. Küçük bedeni, görünüşünden daha fazla etkiye sahipti. Kendini savunabiliyordu. Hatta bazen gereksiz durumlarda kavga çıkarıp okul arkadaşlarına saldırırdı. Gerçi okul arkadaşları onun için sadece aynı okulu paylaştığı kişilerdi. Onun sadece 7 arkadaşı vardı. Bir erkek grubuyla da konuşuyordu ama onlarla pekte samimi olduğu söylenemezdi. Sadece isim olarak tanıyordu.

Geldiği deponun ardında gizlenmekten sıkılmıştı. Artık içeri girmenin zamanı gelmişti. Derin bir nefes alıp, küçük bedeniyle içeriye doğru görünmeden koştu.

En azından o öyle sanıyordu...

Onu gören gençlerden biri önce şaşırsa da hemen kendini toparlayıp peşine düştü. Küçücük kızın ne işi vardı burada? Burayı sadece kendilerinin bildiğini sanıyordu. Uzun bir uğraştan sonra yakaladığı küçük kızı yakından görünce daha da şaşkına döndü. Neydi bu kız böyle? Çok inceydi, neden bu kadar uğraşmıştı bu kızı yakalamak için? Hem neden gelmişti şimdi bu? Sadece sınıflarından Min-young ile biraz eğleneceklerdi.

Yakasını tuttuğu küçük kızı arkadaşlarının yanına götürünce hepsinin şaşkın bakışlarına gözlerini devirip onu nasıl bulduğunu anlattı. Liderleri gibi görünen sarışın çocuk kızı zorluyordu konuşması için.

"Neden geldin buraya?"
"Buranın yerini nereden biliyorsun?"

Konuşurken vurması da ayrı bir çılgınlıktı. Küçük kız artık dayanamamış olacaktı ki ona tokat atmak için kalkan eli tutup ters çevirdi. Her şey iyiydi ama burada küçük bir sorun vardı.

O daha 9 yaşındaydı.

Bunu fark etmiş olacak ki adamın ayağına uyuşturucu niteliğinde bir tekme atıp koşmaya başladı. Sonunda bağıran Min-yeong'un sesini duyunca hemen küçük adımlarını duyduğu sese doğru çevirdi. Ağlayarak bağırıyordu Min-yeong, yardım istiyordu. Seo-jun sonunda sesin nereden geldiğini bulmuştu. Açtığı kilitli kapının ardında ağlayan Min-yeong ne kadar da kötü etkilemişti onu. Onu gören Min-yeong sesini kesti ve kıza neden burada olduğunu sormaya başladı.

"Sadece seninle beraber dönmek için okuluna geldim. Ama bu çocuklar seni buraya getirdi."

Min-yeong korkuyordu. Okulda ki tüm kızlara sarkıntılık yapan bu aptallar, Min-yeong onların teklifini reddedince sinirlenmişlerdi doğal olarak. Onu bu lanet yere getirmişlerdi. Korkusu kendi için değildi. Yanında ki küçük beden daha önemliydi onun için. Onu bir şekilde göndermeliydi. Buradan iki kişi çıkamazlardı. Pis takıntılılar büyük ihtimal kapı da bekliyorlardı. Min-yeong için tek bir seçenek kalmıştı. Her ne kadar bu davranışından sonra Seo-jun onunla bir daha konuşmayacak olsa da yapmalıydı.

" Seo-jun dana kim gelmeni söyledi? Ben arkadaşlarımla takılıyorum. Aramıza girmeyi kes ve hemen defol buradan."

Duyduğu bu cümleler karşısında kalbi bin parça olan Seo-jun dolan gözlerini sertçe sildi. Onu korumak için ailesine bile haber vermeden buraya gelmişti. Cami gösterdi eliyle Min-yeong.

"Şuradan çık. Arkadaşlarım seni görürse benimle dalga geçer falan."

Kırgın bakışlarını son kez Min-yeong'a yolladıktan sonra cama çıkarak indi. İlk kattaydı bulundukları yer. Zaten şansını en fazla böyle kullanıyordu.

Gülerek geldiği yolu ağlayarak dönünce kendine güldü. Sokağın ortasında gözü ağlamaktan yaşaran kız kahkahalarla gülüyordu şimdi. Hemen birisini durdurup telefonundan polisi aradı. Min-yeong her ne kadar ona belli etmemeye çalışsa da Seo-jun biliyordu başının dertte olduğunu. Kızdığı şey oradan beraber kaçmak varken neden kırma ihtiyacı hissetmişti kendinde? Min-yeong'un konumunu verdikten sonra eve döndü. Annesi rutin azarlamalarını dinledikten sonra odasına geçti. Annesi geç gelmesine şaşırmıyordu artık. Arkadaşları ile birliktedir diye geçiriyordu içinden. Her ne kadar kızsa da içten içe seviniyordu kızı için. Hep kavga ederdi küçüklüğünden beri. Hiç arkadaşı yoktu. Fakat artık her ne kadar okulda olmasa da arkadaşları vardı. Bunu düşününce dudaklarında tekrar bir gülümseme belirdi.

Sonuçta o da bilmiyordu kızının başına gelecekleri...

Polislere gerekli ifadeyi verdikten sonra ailesiyle eve dönen Min-yeong hala bir eksiklik hissediyordu kendinde. Onu kurtaran kişi Seo-jun'du. Onu kırmadan gönderebilirdi. Onu her ne kadar kırmış olsa da Seo-jun çocuk yaşıyla polisi aramış ve konumu vermişti. Ondan özür dileyecekti. Belki kabul ederdi belki de etmezdi. Ama Min-yeong biliyordu ki kabul etse bile aralarında bir soğukluk olacaktı her zaman. Seo-jun her ne kadar küçük olsa da yaşıtlarından çok daha büyükmüş gibi hareket ederdi. Okulda hiç arkadaşı yoktu. Hiç dövüşmek için ders almamıştı ama çok iyi dövüşüyordu. Laren unnie onu çok kez gitmeye teşvik etmişti ama Seo-jun her zaman reddetmişti.

Uyumaya gitti Min-yeong, her ne kadar uyumayacağını bilse de.

Uyumaya gitti Seo-jun, her ne kadar uyumayacağını bilse de...













Selamlarrrr. Nasılsınızzz.

Umarım hepiniz iyisinizdir.

Beni soracak olursanız yaşamaya çalışıyorum. Yurt...

Bunu geçiş bölümü gibi düşünebilirsiniz. Bazı kızçeler geçmişte ne olduğunu merak etmiş.

Bir tane bölüm daha böyle olacak ama o daha sonra sonra.

Önerileriniz varsa yazabilirsiniz şuraya👉

Favori karakteriniz?







Sadedilliadam123456

Sevgilerr.

THE KİNGS OF THARE/SEO CHANGBİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin