1

66 6 4
                                    

Uzun zamandır ödemeye çalıştığım bir borcum var. Aslında benim borcum değil. Ölen uyuşturucu ve kumar bağımlısı babamın borcu. Ben adam öldü diye sevinirken, o öldükten sonra bile bana kazık atıp, beni zor duruma düşürüyor. Çocukken de hep döver, zorbalardı. Onun yüzünden sırtımda kocaman bir yara izi var. Ve babam yüzünden maddi durumumuz olmadığından, ameliyat ile de izi sildiremedim. 

Annem ben doğduktan bir yıl sonra başka biriyle yurtdışına kaçmış. Hayır yani madem kaçıyorsun çocuğunu da alsana aptal kadın. Neyse çok uzatmayacağım. Kısacası boktan bir çocukluk geçirdim ve şimdi ise benim olmayan borçları ödemeye çalışıyorum. Fakat nasıl ödeyeceğim hakkında hiç bir fikrim yok. Bankalara başvurdum, geri dönüş almadım. Götümü satmayı bile düşündüm fakat namusum benim için değerli bu nedenle vazgeçtim. Bende aptal gibi tefecilerden yardım istedim. 

Ve asıl bomba şu ki, şu an asıl borcumun neredeyse dört katını borçlandım şu heriflere. Nasıl ödeyeceğim gram bir fikrim yok. Tanrıya her gün dua ediyorum ama sanırım sevmediği bir kulum. 

-

Sabahın erken saatlerinde, daha horozlar bile uyanmamışken kapım çalındı. Oldukça sert vurdukları için korktum ve yatağımın yanında ki beyzbol sopasını aldım elime. Kapıya doğru sessizce yürüdüm ve parmak uçlarıma kalkıp kapı deliğinden baktım. Kısa değilim kapı çok büyük. 

Etrafta kimse görünmüyordu. Arkamı dönüp, tekrar odama dönecektim ta ki kapı tekmeyle açılana dek. Ben anlamadan içeri bir sürü maske takmış adam girdi. Girdiklerini gördüğüm gibi odama koşmaya başladım. Ama nafile çünkü bir tanesi sweatimin kapüşonundan tutup yere fırlattı. Hemen ardından kafama sopayla darbe yiyip bayıldım.

Gözlerimi açtığımda karanlık ve rutubet kokan bir odada, sandalyeye bağlı bir şekilde uyandım. Bağırmaya çalıştım fakat ağzımın içine bez gibi bir şey sıkıştırıp bantlamışlardı. Bende yerimde tepinip kurtulmaya çalıştım ama oda işe yaramıyordu. Bir süre bu şekilde çabaladım en son vazgeçtim. Sonra odanın gözümü alan, loş ışığı açıldı ve kapıdan kilit açma sesi geldi. İçeri ilk önce iri yarı iki adam girdi. O ikisinden sonra, 1.80 boylarında, esmer, dalgalı saçlı bir adam girdi. Omuzlarında, tahminimce gerçek olan, tilki kürkü vardı. Siyah takım elbise giyiyordu. Fiziğine de dikkat ettiği anlaşılıyordu. Karşımda duran sandalyeye oturdu.

"Ağzını çözün. Ben misafirlerime bu kadar kaba mı davranıyorum beyler?" dedi. Arkadaki adamlarından biri ağzımdaki bantı hiç acımadan söktü ve ağzımda ki kumaşı çıkardı. Kumaşla birlikte salyalarımda çıktı gün yüzüne ve adam tiksinip bezi yüzüme fırlattı. Tepki vermedim çünkü zaten başımda bela vardı birde bu aptalın beni pataklamasıyla uğraşamazdım. 

Başımı sertçe yana çevirdim, bu sayede yüzümdeki bez yere düştü. Ağzım uyuşmuştu ve bok gibi bir tat vardı. Bende kafamı çevirdiğim yere tükürdüm ve başımı tekrardan karşımda oturan adama çevirdim. "Neden kaçırdınız beni?" dedim. "Kaçırmak? Biz sadece bizden aldığın borcu geri ödemeni isteyen insanlarız." dedi, sırıttım. "İnsan mı? İnsanlar ne zamandır birilerini zorla evinden kaçırıp yabancı bir yere getirip bağlıyor?" dedim. "Ağzın iyi laf yapıyor çocuk ama bir yanlışın var. O ev senin degil bizim. O eşyalar, o kıyafetlerin hatta donun bile bana ait." dedi. Çok sonradan düştü bu heriflerin tefeci olduğu. "Ay siz tefecisiniz." dedim. "Vay zeki çocuk." dedi ve alkışladı. "Çocuk demesek, o kadar da küçük değilim." dedim. "Sence asıl sorun
şu an sana çocuk demem mi?" dedi. Haklıydı fakat aptal ayağına yatmam gerekiyordu çünkü bu piçler beni öldürebilirdi. "Bak. Hala borcumu ödemem için bir ayım var. Ama sen şimdiden böyle davranırsan vah halime." dediğim şeye alayla güldü. "Bir ay mı? Sana 3 ay verdik Jeon. Ve süren bitti, hala ortada para yok." dedi. "Nasıl 3 ayda benden bu kadar büyük bir mevla para isteyebilirsin ki?! Borcumu 4 katına çıkardın ve benden sadece 3 ayda mı ödememi söylüyorsun?" dedim. 

cold winterHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin