25. Bölüm

1.6K 69 0
                                    

Nerdesin komutan...

Marat çoktan Piran'ın konağına gelmişti askerleri kılıçtan geçiriyordu
Bir askerin boynuna kılıcı dayayıp

"Piran denen o piç nerde"

Marat cevabını alır almaz onun odasına koştu kapıya gelince karısının bağırış çağırış ve ağlamalarını duydu

Kapıya tekme atarak içeri girdi gördüğü görüntü ile sinir kat sayısı arttı bu piçi elinden şimdi kim alacaktı

Koşarak Piran'ı karısının üzerinden alıp yere attı üzerine çıkarak konuşmasına bile fırsat vermeden art arda yumruklarını indirdi o kadar hızlıydı ki altta ki adam hiç bir karşılık veremiyor sadece kendini korumaya çalışıyordu

Yok yok siniri geçmek bilmiyordu bu adamı parça parça edecekti
Üzerinden kalkıp kılıcını çıkardı ve başını gövdesinden ayırdı onun karısına dokunmaya kimse cüret edemezdi

Dönüp karısına bakınca içlikleri ile yatakta oturmuş başını iki elinin arasına alıp birşeyler mırıldandığını gördü üstünde ki pelerini çıkarıp karısına sardı

"O herif sana birşey yaptımı"

Zarina sinir krizine girmişti ne dediğini bilmiyor duymuyordu

"Yeter artık beni rahat bırakın daha neyim kaldı neyimi alacaksınız... Annem beni soylu bir heriften gayrı meşru olarak dünyaya getirdi annemi üvey anne bile diyemeyeceğim kadın öldürttü beni 4 yaşında yetim bıraktı yine de babam kıyamamış beni öldürmelerine izin vermemiş ama kullandırmaya izin vermiş aklım biraz kesmeye başlayınca beni hizmetçi hayır daha kötüsü köle olarak kullanmaya başladılar büyüdükçe eziyetlerim arttı 20 yaşına gelince komutanla evleneceksin dediler bana hiç birşey sorma gereği duymadan bir deri bir kemik kalmıştım ne doğru dürüst yedim ne içtim ben bir komutana yakışacak biri miydim komutan zalimmiş Aybükeyi veremeyiz diyip beni evlendirdiler komutan beni sevmedi çocuk için kullandı kızkardeşi mi görünce gözünü alamadı evet benden güzeldi el bebek gül bebek büyüdü istediği herşeyi yedi içti istediğini giydi şimdi gelmiş benim kocama göz dikti neymiş bu kadar yakışıklı olduğunu bilememiş artık dayanamıyorum bu kadar acıya yaşamak dahi istemiyorum nefret ediyorum herşeyden ve herkesten doğduğum güne lanet olsun adımı bile bana çok gördüler benim adım Zarina Aybüke değil... Gerçekten bıktım kullanılmaktan bıktım ne olacaksa olsun artık..."

Komutan onu sarıp sakinleştirmeye çalıştı ama ne fayda kurtulmaya çalışıyordu bağırarak konuşuyordu biraz sonra Zarina sakinleşti ve kocasına baktı

"Ben Aybüke değilim tamam mı beni boşa onunla evlen o çok daha güzel tam sana yakışır anne babası soylu ben gayrı meşru bir kızım bir değerim yok senden hiç birşey istemiyorum ne maddi ne manevi sadece beni bırak kendi önüme bakayım senin baştan beri evleneceğin kız ben değildim zaten"

"Seni asla bırakmam ne olursa olsun karımsın ve karnında benim çocuğu mu taşıyorsun hadi gel evimize gidelim orda daha detaylı konuşuruz"

Karısını kucaklayıp göğsüne yasladı Zarina gözlerini yumdu kan ceset görmek istemiyordu
Komutan onu kucağından hiç indirmedi at yolculuğunda
Sadece özel ihtiyaçlar için indiler iki gün sonra evdeydiler

Komutan hemen sıcak su hazırlattı karısını kendi elleriyle yıkadı güzelce kurulayıp giydirdi yatağa uzattı kendisi de yanına girdi ve onu kucağına çekti yavaşça saçlarını okşayarak uykuya dalmasını bekledi

Zarina gece aralıklarla çığlık atarak uyandı
Az daha tecavüze uğrayaktı komutan onu kurtarmasaydı kesinlikle o şekilde yaşayamaz kendine kıyardı herşeye rağmen yine ona sığındı varlığına dua etti

Zalim Komutan +18 (Tarihi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin