Hayat gerçekten söylendiği kadar basit mi? Hiç zorluk çekmeyen varmıdır ki?
Ben malesef zorluk çekmeyen gibi duran ama hayatı zorluktan ibaret geçmiş bir kızım. Herkes dışarıdan baktığında. güzelim diye, herkes etrafımda dört dönüyor diye mutluyum sanıyorlar ama asıl mesele herkesin güzelliğimi sevmesi değil mi zaten?
Bu hayatta güzel olursan senin kişiliğine bakmazlar. Herkes seni kıskanır, bir anda bazı kızlar tarafından kötü kız seçilirsin(?), bazı erkekler hemen sulanmaya çalışır. Fakat çirkin olursan da insanların düşüncelerine göre komik ve şirin olmak zorunda kalırsın. Herkes "Güzel değil bari komik olsun." Diye düşünüp üzerine gelirler ama yinede çirkinliğin yüzünden alay işitirsin.
Yani denen o ki, güzel olucam ya da komik olucam diye uğraşmak zorunda değilsiniz. Siz kendiniz olursanız zaten sizi doğru kişiler bulup sevecektir. Bu hayatta en önemli şey kendinizden ödün vermeden hayatın tadını çıkartabilmektir.
Ben Emily Jones, New York'ta yaşıyorum. Herkesin düşündüğünden çok farklı bir hayatım var. Anne ve babam ayrı ve her ikisi de başka biriyle evliler. Ben ise ayrı evde kalan, sessizliği ve yalnızlığı seven biriyim. Özümde ne kadar sessiz olmayı tercih etsemde işimde hep güler yüzlüyümdür.
Bana göre akıl kalpten hep üstündür. Kalp her zaman aptalca duygulara kayıp yanlış şeyler yapmamıza neden olur, aşk denilen saçma bir bağ yarattırır insanda ve bu yüzden herkes kariyerine değil de aşkına gitmeyi seçer.
Ben onlardan hiçbir zaman olmadım. Tek kaldığım için bir pastanede çalışıyorum ve aynı anda lise 3'e gidiyorum. Normal bir güzellikte olmama rağmen birçok yapmacık insan benimle konuşmaya çalıp arkamdan iş yapmaya çalışsada asla kimseye kanmıyorum. Bu devirde dobra olmak lazım.
(Saat 05:00 alarmı çalıyor!)
Gerine gerine yatakta doğruldum ve yeni aydınlanmaya başlayan gökyüzüne hayranlıkla baktım. Kalkıp günlük bakım rutinimi ve kahvaltımı hazırlamam lazımdı.İlk yatakta bağdaş kurup oturdum, daha sonra da telefonumu alarak gelen bildirimleri kontrol ettim. Yine beklediğim gibi birçok takip isteği ve mesaj istekleriyle doluydu. Hiçbirini umursamadan telefonu geri kapattım ve yataktan kalkıp lavaboya gittim.
İlk elimi yüzümü yıkadım ve dişlerimi fırçaladım. Daha sonra yüzümü yumuşak bir havlu yardımıyla kurulayıp güneş kremimi sürdüm. Beyaz tenli olanlar çok iyi bilir ki bebek gibi tenimizin esmer olmasını asla istemeyiz.
Vücuduma güneş kremimi güzelce yedirip okul formasını giyinmek için odaya geri döndüm. Klasik siyah kargo pantolon, üzerine bedenime tam oturan siyah okul formamı giyindim ve saçlarımı yapmak için aynanın karşısına geçtim.
Süt beyazı tenime en güzel uyan kömür siyahı saçlarıma hafif bir dalga ekleyip ellerimle de güzelce hacimlendirdim. Tam göğüş hizama gelen saçlarımdan bir tutam alıp önüme attım ve gerisini arkada bıraktım.
Makyaj yapmaya gerek duymuyordum, sadece dudağıma bir sade ruj ve Gloss sürüp ufak hazırlanma sürecimi bitirdim.
Mutfağa gidip led ışıkları açtım ve o loş ortamda güzelce kahvaltımı hazırladım. Kahvesiz tabiki olmazdı! Kahve en azından ayık durmamı sağladığı için çoğu zaman içerdim. Hızlıca kendime bir soğuk kahve hazırladım ve mis gibi kokan kahvaltıma başladım.
Kahvaltımı yapar yapmaz mutfağı toparlamıştım. Saate baktığımda daha 06:08'di. Dünden hazırlamış olduğum çantamı alıp kapının orada ayakkabılarımı giyindim ve kulaklığımı takarak evden komple çıktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Wilson
VampireEfsanelere inanmayan genç kız bir anda kendini vampirlerin arasında bulur.