one &

23 1 39
                                    

winny benim sınırlarımı zorluyordu, her zaman ve her yerde. winny'nin hayatımdaki yerini tanımlamam gerekse onun için en uygun tanım sabır sınavım olurdu çünkü sabrımı sınamadığı tek bir an bile yoktu. bir gün çok iyiyken bir gün saçma sapan hareketleriyle beni mahvedebiliyordu. ne yapmaya çalıştığını ya da amacını anlamıyordum çünkü belirsiz biriydi, kapalı bir kutuyu andırırdı. onun dışını görmek bile içini merak etmeniz için yeterken üstündeki kilidin anahtarını bulmanız uğruna kendinizi kaybetmeniz gerekirdi. hislerinden bahsetmez ve mimiklerine yansıtmazdı. çoğu zaman hemen hemen her şeye kısaca güler geçerdi, bu yüzden ne hissettiğini asla tam anlamıyla çözememiştim. gözler yalan söyler miydi, bilmiyorum ama winny'nin gözleri konuşmuyordu bile ve ben onunla ne yapacağımı bilmiyordum.

sosyal medyada dönen bazı paylaşımlar vardı. winny'nin gittiği festivalde paylaştığı fotoğraflardan birinde yer alan kızın onun sevgilisi olduğu düşünülüyordu, çok gündeme oturmuş bir şey olmasa bile elbette gözümden kaçmazdı. winny'nin de, 411'in de en büyük takipçisi bendim. sadece winny bunu göremeyecek kadar kör veya bana olan hisleri ona karşı hislerimi fark etmiyormuş gibi yapacağı kadar boştu. dedim ya, onun hakkındaki hiçbir şey netlik içermiyordu. davranışları asla tek bir yola çıkmazdı, en az iki farklı düşünceye varabilirdi ve inanın, siz hangisi olduğunu asla tamamen kavrayamazdınız.

telefon ekranında parlayan fotoğrafa baktım. onun hırkası kızın üstündeydi. sarı, uzun sayılabilecek saçları, güzel yüzü ve fit vücudu ile tam olarak winny'nin yanına yakışacak ve tam olarak onun tipi olan türden biriydi. hiç şansım yoktu. özgüvensiz değildim fakat winny'nin erkeklere karşı bir ilgisi olduğunu bile sanmıyordum. sahip olduğum y kromozomu yüzünden elimden pek bir şey gelmezdi.

iç çekerek telefonumun ekranını kilitleyip cebime attım. oturduğum yerden kalkarken gözüm saate takıldı. bugün bir etkinliğimiz vardı ve orada p'pond da olacaktı. oraya varmak için neredeyse yarım saatten biraz fazla vaktim kalmıştı ama ben bu vakti winny'nin kız arkadaşı olduğu söylentisini araştırmakla geçiriyordum. gidip direkt ona sorabilirdim fakat tepkisini kestiremiyordum. winny'yle yakın olup olmadığımdan bile emin değildim. sorsam söyler miydi ya da beni ilgilendirmediğini dile getirip tersler miydi? bilmiyordum işte. daha fazla bu konu hakkında düşünüp canımı sıkmak istemediğimden oyalanmadan etkinlik alanına ulaşmak için harekete geçtim.

biraz acele biraz da panikle yirmi dakika içinde etkinliğin yapılacağı yere ulaştığımda hiç beklemeden içeri girdim. sahne arkasındaki bekleme alanına adımladım. birkaç dakika kadar daha vaktimiz vardı, bu yüzden biraz oturup soluklanabilirdim.

"satang?"

ismimi duyunca sakince sesin geldiği yöne döndüm. p'pond'du. uzun sayılabilecek saçları ve yapılı vücuduyla her zaman olduğu gibi iyi görünüyordu. hayatım boyunca gördüğüm en çekici insanlardan biri olabilirdi fakat aslında dünya üzerindeki en aptal insanlardan biriydi. yani söz konusu phuwin olduğunda. kaç kez phuwin diye zırlamalarına maruz kaldığım konusunda hiçbir fikrim yoktu; kapıma on yedinci kez sarhoş gelişinde saymayı bırakmış ve artık sadece phuwin'i anlatışına odaklanmıştım. sorun bu değildi elbette, sorun sarhoşken uğradığı tek kapının ben olmamasıydı. her içtiğinde mutlaka phuwin'e de yazıyor ve durdurmaya çalıştığımda da ağlamaya başlıyordu. en azından sarhoşken hislerini itiraf etme girişiminde bulunmuyor, tesellisiyle kendimi avutuyordum artık ama phuwin'in fark ettiğine emindim. p'pond'a sorarsanız phuwin kesinlikle bir şey anlamamıştı. saçmaydı, olanı biteni fark etmeyen kimse kalmamıştı ama p'pond tuhaf biriydi. ayıkken ne kadar çekiciyse sarhoşken o kadar salaktı. yine de onu sevdiğimi inkâr edemezdim.

"p'pond? erken gelmişsin."

"ben erken gelmedim, sen geç geldin," dedi söylenir gibi bir tonda. şakalaştığını bildiğimden gülüp geçtim, cevap verme gereği duymamıştım ki benim yerime o konuşmaya devam etti zaten. "gel, yanıma otur." eliyle yanındaki boş sandalyeye birkaç kez hafifçe vururken diğer eliyle yanına gitmem için işaret verdi. dediğini yapıp yanına oturdum.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 18 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

oops... i did it again, winnysatangHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin