MAYA
Onlar gittikten tam yarım saat arkalarından baktım. Belki her şeye rağmen Kayl pişman olup geri dönerdi, ama dönmedi...
Ben hâlâ yola bakıyordum. Bumırt gelip beni içeri götürmesine kadar , bekledim. İçeride otururken hiç olmadığım kadar endişeliydim. Bumırt' da gelip oturdu.
"Bumırt, ben korkuyorum."
"Korkmanı gerektirecek bir durum söz konusu değil,"
"Başlarına bir şey gelirse?"
"Ben şuana kadar Kayl' ın başına bir şey geldiğini görmedim."
Sustum. Artık geriye şüphe çekmemek kalıyordu. Özellikle hastanede dikkat çekmemeliydik. Kayl' ın ani istifası, şüphe yaratmak için gerekli bir sebepti. Aniden aklıma bir soru takıldı. Karşımdaki Bumırt' a döndüm.
"Onlar ne ile gidecekler?"
"Eeee, şey..."
"Ney!?"
"Şeyle gidecekler..."
"Bumırt!"
"Ateş..!"
"Ne!?"
"Duydun işte , Ateş ile gidecekler."
Ayağa kalktığımda kendimi karşımda oturan adamı sıkmamak için zor tutuyordum.
"Ne demek Ateş'le gidecekler? Mia yapamaz ki!"
"Başka neyle gidilebilir? Bizde aynı şekilde gideceğiz. Yoksa bir ayda gidemeyiz. Ama öyle daha kısa sürüyor."
"Haklısın, lanet olsun haklısın!"
Hayır , yapmazdı Mia korkardı . Eğer onu götürmek istiyorsa uyutmak zorundaydı.
Daha fazla dayanamadım ve yukarı çıktım.Şimdi karşımda kapısı açık üç tane oda vardı. Üçününde sahibi yoktu. Ev çok boş gelmeye başlamıştı , daha şimdiden. Peter ? O ne yapacaktı? Yıllarca birlikte yaşadığı kardeşinin biri ölmüş, diğeride gitmişti. Belkide , belkide o da ...
Daha fazla ayakta duramazdım. Duş aldım ve yattım.
MİA
Sabahtan öyle bir uyumuştum ki. Elera' yı gömdükten sonra içim bir garip olmuştu. Az daha uyusaydım yerin dibine geçerdim.
Kayl arabayla bir yere kadar , ondan sonra Ateş ile gideceğimizi söylemişti. Saat 00:00' dı. Yani biz evden çıkalı yarım saat olmuştu.
Çok heyecanlı ve korku doluydum. Hem mutlu hem üzgündüm. Merak ediyordum, ait olduğumuz yeri: Etiyopya'yı. Annem ve babam bizim üçümüzüde daha önce hiç oraya götürmemişlerdi. Dahası o ülkenin adı , evde bile anılmazdı. Kayl' ın sessizliği dikkatimi çekti. Ona aklımdaki merak sorularından sordum:
"Arabadan sonra neyle gideceğiz?"
Biraz durdu, sanki söylemekle söylememek arasındaydı. Biraz bekledikten sonra, dudağının bir kenarı kıvrıldı.
"Ateşle."
"Onu anladık! Kim bu Ateş , ya da neyin nesi?"
Umursamazca omzunu silkti. "Gidince görürsün."
Böyle hareket etmesinden nefret ediyordum. Her hareketi gizemliydi. Nefes alışı bile.
Camdan dışarı bakınca daha önce hiç ama hiç görmediğim , yanından sağından , solundan , çaprazından bile geçmediğim bir orman yolunda ilerliyorduk. Etraf karanlık olduğu için arabanın farlarından yansıyan ışık kadar görebiliyordum. İçime ürperti girmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PERİLERİN OYUNU
FantasíaHerkes acısını kalbine gömerken, ben acılarımla yüzleşiyordum. #KAYL# Kaçmak yok , yüzleşmek var. Boyun eğmek yok , direnmek var. Not : ilk başta kapak ve bölümler alakasız gelebilir ancak bölümler ilerdikçe anlayacaksınız. Bir tarafta sevdiği...