Azad eli karnımda öylece kalakalmıştı ona hamile olduğumu söylemiştim ama anladımı emin değilim. Azad sonunda şokunu atlatıp göğsüne koyduğum kafamı görmeye çalışarak konuştu "nasıl yani anlamadım 2 kişi sen?" Diye devrik bir cümle kurmuştu zar zor.
"Ben hamileyim Azad senden benden bir parça var artık bende." Diyip karnımdaki büyük elini minik ellerimle okşadım. Azad elini çekip yüzümü kaldırdı ve gözlerimin içine baktı. Şuan hiç olmadığım kadar utanıyor ve kendimi saklamak istiyordum. Bana o kadar tuhaf bakıyordu ki.
Sanırım sonunda dediklerimi anladı ki başını iki yana sallayıp "bizi, bizim çocuğumuz yani sen hamilesin." Dedikten sonra kocaman gülümsedi ve "şükürler olsun sizi bana verene" diyip yanağımı ve alnını öptü. Ona karşın bende onun gibi kocaman gülümsedim.
"Sen hamilesin" diyip inanmak istemezcesine bu cümleyi 4 5 kez tekrar etti ve benden duymak istediğini belli etti.
"Ben hamileyim evet Azad ağa senin çocuğunu taşıyorum." Diyip elimi karnıma götürdüm. Beni sıkıca kendine çekip sarıldı ve "Allah'ım şükürler olsun ne yaptım da böyle bir mucize yolladın bana. Melek gibisin be Zeynebim." Diyip belimi okşadı.
Sonra ise "hii o zaman sakın hasta olma hadi gel duş al sıkı sıkı giyin böyle terli terli olmaz." Diyip yataktan çıktı ve yerdeki boxerını giyindi. Bana da sabahlığımı uzattı giyindim ve önünü bağladım. Elimi tutup sıcak suyu hazırladı bende temiz havlu ve bir pijama takımıyla, iç çamaşırımı alıp banyoya yöneldim.
Azad "ilk sen gir hadi güzelim." Diyip beni önden yollayınca sıcak bir duş alıp üzerimi giyindim. Odaya dönünce yatağın çarşaflarını temizleriyle değiştirmiş ve yastık kılıfını takmaya çalışan kocamı gördüm. "Yardım edeyim mi?"
Arkasını döndü ve sıcak bir tebessümle elini ensesine atıp "pek anlamam ama hallettim gibi." Diyip yastığıda düzeltti.
"Teşekkürler hadi sende duşa gir," diyip ona kıyafet birşeyler uzattım. Burnunun ucunu ve yanağımı öperek "tamam yavrum sağol sende yat artık geç oldu." Diyip o duşa bende yatağa girdim.
Gözlerim kapalıyken belime dolanan ellerle kendimi daha da sıcak ve rahat bir uykuya bıraktım. Sabah saatlerinde gözümü yüzüme konulan sıcak öpücük ve hafifçe yüzüme dokunuşlarla açtım.
Gözümü açınca Azad'ı gördüm elini çekip "günaydın benim ise gitmem gerek, sen istersen biraz daha dinlen."
Kollarımı boynuna dolayıp sabah yaramazlığından yapmaya karar verdim. Boynuna kafamı da koyup sıcak ve minik birkaç öpücük kondurup "ıhm uyumak istemiyorum hadi kahvaltı yapalım açım ben." Diyip bir anda kendimi çekmemle bana şaşkınca baktı ben ise sinsice gülümseyip dolaptan inca baharlık bir elbise ve yelek alıp banyoya girdim.
Arkamdan "hani burda da giyinebilirsin ama neysee" diyince gülerek "olur bir dahakine" giyinince dışarı çıktım.
Açık toprak tonlarında bir elbise giymiştim onun üstüne ise kahverengi koyu tonda ince bir yelek. Ayağıma da babetlerimi geçirip aynanın önüne oturdum. Arkamda üzerine giydiği lacivert gömleğin düğmesini iliklemeye çalışan yakışıklı adama baktım.
Elime tarağı alıp saçlarımı taradım ve ördüm. Azad başını ilk kez kaldırıp beni görünce ağzı açık şekilde bana baktı. "Sen çok güzel olmuşsun amaa!" Dedi çocukça kıskançlık mıydı şimdi bu?
"Sen beni ki kıskandın şimdi?" Soruma karşılık sadece gülüp "belki birazcık"
Yanaklarını sıktım ve "kıskanma kıskanma" deyip hafifçe yanağına vurdum.
"Hadi aşağı inelim," kapıyı açıp güneşli havaya bakarak içimin açılmasına izin verdim ve derince bir nefes aldım. Kahvaltı hazırlıkları çoktan başlamıştı bende biraz yardım etmek adına mutfağa girdim.
Yeşim'den dün gece;
Dudaklarının üzerine bebeğini öpen anne masumiyetinde bir öpücük kondurdum ve geri çekildim. Ayak uçlarında yükselince ancak yüzüne yetişebiliyordum. Fazlaca uzundu boyu, sinir edecek kadar hemde. Bu yüzden çok dikkat çekiyordu hıh ona bakanları ben....
Kafamı zar zor utançla kaldırıp gözlerine baktım sadece şaşkınlığı seçebildim. Bana hep bacım diyen adamdan nasıl bir şevkat görebilirdim ki? Görsem sanki anlıyacağım o da başka bir sorundu.
Tam arkamı dönmüşken konuşmasıyla yerimde çakılı kaldım, "Yeşim bunu kendine yapmak gencecik yaşam dolusun bense senin yanında yaşlıyım, sıkıcıyım. Sevmek ne bilmem hem ben. Kendini üzme nolursun."
Bu çok zordu işte her zamanki ses tonuyla konuşmasına rağmen sanki bana bunları söylerken haykırıyordu. Bense ona sadece hüzünlü bir şekilde bakabiliyordum.
Elini tutmak istedim eline uzanıp sıkıca tutmak ama bunu yapmadım, yapamadım. "Ben seni seviyorum bu bize yeter sen beni durduk yere kırmazsın ki. Yapmazsın dimi?"
Her kelimemde sabit kalan bakışlarıyla git gide ses tonum ve inancım azalıyor Dünya sanki dönmüyordu.
Artık bir şey deseydi de ya çiçeklerimiz yeşerse ya da sonsuza kadar solsaydı.
"Yeşim tamam hadi güzelim gel binelim arabaya."
Uzandığı kolumu çekip "peki abi binelim o zaman." Diyip kolumun tersiyle göz yaşlarımı sildim.
Yasin bu görüntüye daha fazla dayanamaz ve genç kızın önüne geçip durdurur "eminsen tamam Yeşim ben seni her halükarda kabul ederim. Ama sen kimsesiz birini kabul eder misin? Koskoca Ağa'nın kızı."
Yüzümde ki küçük gülücükle boynuna sıkıca sarıldım o da hemen kollarını sırtıma sarıp sıvazladı. "Olduk bence" diyerek dalga geçtim.
Günümüz Zeynepten:
Kahvaltıya oturmuş Ali Ağayı bekliyorduk gelince kahvaltı başladı. Birkaç dakika sonra Azad konuştu. "Baba ben evimi yaptırmaya karar verdim."
Ali Ağa da diğer herkes gibi (ben dahil) şaşkınca bakmaya başladı. "Hayrola oğul bir şey mi var?" Diye sordu.
Burda büyük ağalar evinin bahçesini çocuklarına ailelerine ev yapsınlar diye ayırırdı. Yani bahsettiği şey aynı avluda bir tane daha evdi. Nedenini anlayamamıştım. Sanırım çocuk için istiyordu bilememiştim gerek var mıydı buna şimdi?
Azad, "yok baba şimdiden evimizi hazır edelim ilerde benimde çocuğum olacak sonuçta."
Ali Ağa elini sakallarına atıp hafifçe kaşıdıktan sonra "olur hallet ustaları başlasınlar o vakit. Karın nasıl isterse öyle yapın içinide."
Azad cevap veremeden kapı hışımla çalınmaya başlandı. Herkes kapıya doluşmuşken kapıyı Baran Ağa öne çıkıp açtı.
Açmasıyla üstü başı yırtılmış, yüzü gözü morarmış, heryeri yara bere içinde ve yarı baygın ağzından kan akan kişi Baran Ağa'nın kucağına düştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Köy Aşkı
Teen FictionKöyün ağası ve hizmetçinin kızı arasında 2000lerde geçen bir aşk hikayesi. Azad annesinin ısrarları üzerine önüme gelen ilk kızı sana gelin diye almazsam der ve odaya o gün annesine yardım etmek için gelen Zeynebin girmesiyle gelinini bulur. Hırçı...