İzmir
Yıl 1921
İzmir'in rüzgârları, sonbaharı dehlemesinin ardından kışın soğuğunu iyice arkasına almış ve şiddetini kırbaç gibi insanın yüzüne yüzüne vuruyordu. Artık kış kapıdaydı. Aradan günler geçmiş Behnan ise anasına açılsa da babasını hala safına çekememişti. Kır kır kıvranıyor ama hiçbir şey yapamıyordu. Etrafında ordu var gibiydi. Hatice'nin abileri ve diğer kuzenleri günlerdir kapıda, pencerede pusuda iken babası ise her an tetikteydi. Annesine her şeyi anlatmış kurtulmuştu ama babası oğluna kendini kilitlemiş asla Behnan'nı anlamak ve duymak istemiyordu. Behnan ise mecburi bir şekilde Hatice'nin yanına bu gece zorla ailesi tarafından sokulmuştu. Odada sessizlik hâkimdi. Behnan içeri girmeden Hatice hazırlığını yapmıştı. Yere serili kocaman gelin döşeğinin üstünde kırmızı, saten, etrafı ise yeşil çerçeveli yün yatak vardı. Odayı ise sadece mertek direkte asılı gaz lambası aydınlatıyordu. Hatice ise gelin yatağının üstüne oturmuş önce erinin yatağa girmesini bekliyordu. Sessizliği ise ilk bozan o oldu.
Hatice "Gelmeyecen mi sen."
Behnan Hatice'nin yanına yaklaştı. Hatice iri yarı, kırmızıya çalan beyaz teni ama kocaman kara gözleri olan tam bir köy kızıydı. Hatice'ye iyice yaklaşan Behnan, Hatice'nin ellerini tuttu. Gözlerinin ta içine içine bakarak "Hatice, görmez misin ki aylardır yokum. Günlerdir de yanına gelmem." tutuğu elleri havaya kaldırıp "Şu elleri görüyor musun? Az mı oynadık bunlarla ha! Şu gözler az mı baktı bana kardeş kardeş. Ya ben az mı kaldırdım seni düştüğün yerden." Ellerini dizlerine vurarak "Ya şu dizler az mı kanadı oyun oynarken de hele Hatice." Dedi.
Hatice boynunu eğdi. Behnan'na utanarak baktı. Ama sonra bir kuvvetle o Behnan'nın ellerini tuttu.
Hatice "Şimdi sen de bana Behnan. Ben ne edem. Herkesin kaderidir bu. Önce kardeşsindir sonra aklına sokulan şey başka değişir. Sen de duygularını değiştir. Başka çere yoktur." Dedi.
Behnan hızla ellerini Hatice'nin ellerinden çekti. Dişlerini sıkarak "Bana bak Hatice. Bağrımda başka bir ateş yanmakta. Beni rahat koy." Dedi.
Hatice ise ona ne öğretilmişse onu yapıyordu. Ama pek başarılı olamayacağını da anlamıştı. Behnan Hatice'ye döşeği göstererek "Sen yat burada. Ben pencerenin kenarına kıvrılır yatarım." Dedi.
Hatice "Yok olmaz. Soğuk üfürüyor. Sen gel gir yat. Ben yönümü öte tarafa döner yatarım. Ama bir sorun var." Dedi.
Behnan "Nedir o sorun."
Hatice "Benden emanet çarşaf isterler yarın. Ne olacak. Ne edeceğiz." Dedi.
Behnan "Tövbe elimi sürmem sana." Dedi.
Hatice "Peki ne edeceğiz. Benim günahım ne. Adım dul oldu." Dedi.
Behnan "Bu ne senin ne de benim günahımdır. Büyüklerin dayatmasıdır. Neyse sen yat. Ben başımın çaresine bakarım." dedi ve kendine bir yer ayarlayıp yattı.
*
Damara yattığı yerden tavandaki mertekleri kaç kez saydı kendisi bile unuttu. Belli ki Kadir'de aynı mertekleri sayıp duruyordu.
Kadir "Karı de hele ne etti bunlar." Dedi.
Damara "ben ne bilirim. Yanındayım işte. Sen ne biliyorsan bende o."
Kadir "Yok, yok! Bu inadın dölü bir bok yemez."
Damara "Orası bellide olmaz erkektir." Dedi.
Kadir "De hele ne konuştu sana. Ne halt etmiş bu kerkenez kuşu aylardır. Sor dediydim nettiniz ana oğul."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GREJUVA
Misteri / ThrillerBu dünyada, gördüklerimiz ve bildiklerimiz dışında başka zamanlar, başka diyarlar ve gizemler saklı. Vanessa bunları bilmeden bir adım atsa da artık onun için dönüş yapmak zordur. Başına büyük bir bela... Hayır! Büyük bir lanet almıştır. Ve tanrı so...