18.BÖLÜM

111 13 51
                                    

*****

Gözlerim hayranlıkla açılırken yavaşça Miran'a döndüm. Ellerini cebine koymuş bana bakarken dudaklarımı büzdüm.

"Miran çok güzel burası" dediğimde kafasını sallayarak yanıma geldi. Ellerini belimin iki tarafına koyarken konuştu.

"Senin için herşey" gülümserken beni denize doğru çevirdi. Koca bir projeksiyon perdesi ve cihazı vardı hemen denizin önünde. Koltukları da oturmamız için koymuştu. Önünde bir masa vardı. Üzerinde içkiler ve atıştırmalıklar...
Etrafında tahta direkler ve üzerinde de tül bir perde vardı. Uçuşan tül perdeler vardı etrafında ve tam güneş batarken gelmiştik.

Gün batımında deniz kenarında film izleyecektik...

Kumların üzerinde taşlardan belli aralıklarla yerleştirip bir yol yapmışlardı.
Zıplayarak ona döndüm.

"Miran seni çok seviyorum ben!" Ona sıkıca sarılırken gülerek bana sarıldı. Boynuna art arda dudaklarımı bastırırken ayrılarak yüzüne baktım.

"Sanırım tekrar aşık oldun bana" dediğinde kafamı sallayarak burunlarımızı sürttüm. Gözlerimi usulca kapatırken kafamı hafifçe yana eğdim. O da kafasını tam tersi yöne eğerken dudaklarımızı birleştirdim. Usulca dudaklarını öperken bana izin veriyordu. Yavaşça ayrılarak ona baktım.

"Hadi gel" dedi ve elimden tutarak koltuklara çekti. Yavaşça koltuğa otururken içkileri doldurdu.

"Burası normalde insanlarla doludur....burayı da kapattırmadın herhalde" dediğimde sırıtarak bana baktı. Gözlerimi açarak ona bakarken kolunu koltuğun üst tarafına atarak içkisini yudumladı.

"Miran?....kapatmadın değil mi?" Kafasını iki yana salladı.

"Kapattım. Diğer tarafları açık tabii ki ama 100 metre alan bize ait şuanlık. Adamlarım bekliyor söylediğim yerlerde" gözlerimi açarken ayağı kalkacakken beni kendisine çekti. Yutkundum.

"Miran şimdi sen bana sahili kapattırdığını mı söylüyorsun?" Diye sordum şaşkınlıkla. Kafasını salladı usulca. Belimden sıkıca tutarken kokumu içine çekti.

"Bu koku için yapamayacağım şey yok güzelim....Hem sahil kapatmak neymiş...şehri kapattırıyım istersen" Hala şaşkınken sırıtarak içkisini yudumladı.

"Tamam....şoku atlattım sanırım" dediğimde kahkaha attı. Omzuna vurdum.

"Gülmesene!" Şah damarımın üzerine dudaklarını değdirdi.

"Burada kimse yok ya hani....şey diyorum" dedi üzerime eğilerek.

"Ne diyorsun?" Dedim safa yatarak. Bakışları dudaklarıma mühürlenmişken üzerime biraz daha eğildi.

"Koltuğumuz da rahat hem...içkilerimiz....Deniz kenarı falan" gülerek onu iterken etrafıma baktım.
"Siktiğimin süreci bitmedi değil mi!?" Dedi sitem ederek. Reglime süreç demesi biraz garipti. Kafamı sallarken dudaklarına tutku dolu bir öpücük bıraktım. Gerçekten de insanlar yoktu. Beni kendinde çekerken filmi başlattı. Çilekleri bana uzatınca sırıtarak aldım kaseyi elinden. Çilekten küçük bir ısırık alırken ona da uzattım.

"Yardım aldın mı?...veya ne zaman aklına geldi bu sürpriz?" Diye sordum. Gözlerime baktı.

"2 hafta senden ayrı kaldığım zaman da düşündüm. Aslında herşeyi kendim yapacaktım ama senin rahat durmadığını öğrendim" dedi muzip bakışlar atarak. Yanağından öperek önüme döndüm. İçkiden yudumlar alırken o kafasına dikmişti.

"Gün batımında bir de Miran!" Dedim sevinçle. Gülümseyerek kafasını sallarken filmden gelen çığlıkla kafamı çevirdim. Sevinç çığlığıydı.

ŞAH VE MATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin