*
"Napıcaz" dedi yerde oturan adam düşünceli düşünceli"Neyi napıcaz"dedi öbür adam hazır patronu beklerken bir dal sigara içiyim diye cebinden çakmağı çıkardı.
"Eski patron Mardindeymiş"dedi üçüncü adam araya girerek.
"Yok lan öldü o."dedi sigarasını yakan adam.
"Ne ölmesi ya. Büyük patron demedi mi kayıp diye."dedi yerde oturan adam
"Cık...hapiste olabilir diyorlar."dedi sigarasını içen adam.
"Oğlum Mardin'de dedim ya."dedi üçüncü adam dikkate alınmadığı için sinirlenerek.
"Hani nerde o zaman..Merdin'de olsaydı çoktan görürdük."dedi yerde oturan adam ayağa kalkarak.
"En azından yeni patronu görmeye gelirdi."dedi sigarasını yere atarak
"Dediğin gibi öldü kesin...yazık çokta gençti"dedi yerden kalkan adam gitmeden önce. Sigarasını bitiren adam da üçüncü adama gitmeden önce tavsiyede bulundu "Bence sen onun helvasını kavur."
Geride kalan üçüncü adam arkalarından bağırdı "ölmedi dedim ya oğlum. Belki de evden çıkmamıştır işi vardır olamaz mı ..lan size diyorum"ardından kendi kendine mırıldandı "Yerine kim gelirse gelsin kimse benim patronumun yerini dolduramaz."dedi adı Ananç olan adam.
*
Hayatımın şu noktasına kadar kafama sıkmadıysam o da kızım sayesindeydi. Kızımı babasız ve kimsesiz bırak istemediğimdendi. Aileme güvenmiyordum. Baran ve Gamze dışında. Ona kimse sahip çıkmazdı. Annesiz büyümesinin yanında bir da babasız büyütmesine neden olamazdım. Peki ya ben kızım olmadan napardım? Kızım olmasa ben de kimsesiz kalacaktım.
Peki ya Saye? Onun ne suçu vardı? Neden benim yüzümden yara alıp duruyordu? Hayatı altüst olduğu yetmiyormuş gibi bir de benim yüzümden hayatı zorlaşıyordu. Düğün gününde benim yüzümden vurulmuştu. Tamam onunda büyük patorn ile bağlantısı vardı ama belki de onu ölüme götürecek bir bağlantı değildi.
Benim aileme katlanmak zorunda kalıyordu. Handan Hanım'ın daha neler yapacağını az çok tahmin edebiliyordum. Nenem. Peki ya nenem torun diye Saye'yi sık boğaz ederse? Eğer vurulma olayı olmasa çoktan Saye'ye odasına çekip saçma sapan bir sürü adetlerden bahsedip kafasını şişirmişti bile.
Peki ya şimdi...Meleğin dayısı sadece kızıma değil karıma da zarar vermekten bahsediyordu. Korkuyor muydum ondan? Tabi ki de hayır fakat Saye için endişeleniyordum. Karım her kim olursa olsun onu koruyacaktım. Belki de fazla endişem çok kısa sürede onun hakkındaki fikirlerim değişmesindendi.
Başta deli olduğunu onunla normal bir hayat yaşayamayacağımı düşünmüştüm. Dini nikah kıyıldıktan sonra gittiğimiz yemekte az çok ön yargılarım kırılmıştır fakat yeni de ona güvenemiyordum. Nasıl olmuştu bilmiyorum ama ona güvenip sırrımı bile paylaşmıştım.
Deli dedikleri kadın bile evdekilere göre daha aklı yerindeydi. Evet psikolojik olarak yorgundu bunu çıktığımız yemekte anlamıştım zaten. Ama yavaş yavaş iyileşeceğini umuyordum. Asla bana karşı gelmiyordu. Evet çok kısa süredir evliydik, birbirimizi tanımıyorduk. Yine de bana ayak uydurmaya çalışıyordu.
Derin bir nefes aldım. Yeteri kadar yorgundum. İçeri geçip uyumalıydım fakat o şerefsizi de bir an önce ortadan kaldırmak istiyordum. Saye ve Melek dışarı çıkmadığı sürece onlara zarar veremeyecekti fakat onları eve de hapsedemezdim.
Bütün bunları yarın düşünmeye karar verip odaya geçtim. Odadaki manzarayla şaşkınlıkla kalakaldım. Melek yan dönmüş Saye'nin göğsüne kafasını gömüp uyuyordu. Saye'nin de ondan farkı yoktu. Kolları ile Meleği sarmış çenesini de Meleğin kafasına yaslamış uyuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kara El (berdel) +18
ChickLit"Sahte evliliktir falan filan bana gelmez. Ben gerçek dünya insanıyım. Evliliğimizde her şey gerçek olacak." Emri vaki gibi konuşması beni sinir etmişti. "Merak etme evcilik oynayacak kadar küçük değilim." Saye; Karanlık ve acı geçmişiyle ar...