22 4 0
                                    

Minho Jisung'u kendi evine getirmişti. Jisung eve girince bi süre kapı eşiğinden içeriyi izlemişti. Duvarlar ya kendisinin yada minho'yla ikisinin fotoğraflarıyla doluydu.

"İçeri gel sung"

Jisung daldığını fark ederek küçük bir irkilmeyle kendisine gelmişti. İçeriye adımlarını yönlendirip geniş holde terliklerini giymişti. Nedensizce kahverengi ve sincaplı olan terlik dikaktini çektiği için onu seçmişti.

"O senin terliğindi"

Minho'nun parlak gözleriyle söylediği sözlerle bir şey diyememişti. Diyecek tek kelimesi yoktu kendisine lanet dilemekten başka.

"Salona geç ben fotoğraf albümüzü getireyim"

Jisung kafasını sallayıp usulca salondaki L koltuğa oturmuştu. Televizyon ünitesinin üstünde Minho ile evlilik fotoğrafları vardı. Jisung'a kendisinin olduğu fotoğraf bile çok yabancı geliyordu.

"Geldim!!!"

Minho çocuksu bir heyecanla Jisung'un yanına geçip oturmuş beyaz albümün kalın kapağını hızlıca açmıştı.

"Burada ilk tanıştığımız yerdeyiz Hyunjin çekmişti bizi"

Fotoğrafta Jisung eli ensesinde olacak şekilde bir şeyler konuşurken Minho ise onu inceliyordu.

"Burada içmeye gitmiştik sarhoş olduğumuzda dans etmiştik bak!!"

Jisung zihnini zorlayıp anımsamaya çalışsada aklına kahkaha sesleri dışında pek bir ses gelmiyordu. İkisi fotoğrafta çılgınlar gibi dans ediyordu.

"Sadece kahkaha sesleri var zihnimde"

"Kendini çok zorlama lütfen"
"Bak burada sana sevgili olmayı teklif etmiştim sende boynuma sarılmıştın"

Evet gerçektende öyleydi. Üstünde mavi ve beyaz çizgili bir gömlek altında siyah pantolon vardı.

"Biz..çok mutluymuşuz.."

Jisung derin bir iç çekip olduğu yerde dizlerini kendisine çekmişti. Minho gözleri doluca Jisung'la olan anılarına bakarken Jisung onu izliyordu. Bu kadar iyi kalpli, sevecen bir adamı nasıl unuttuğuna hala şaşırıyor olsada artık olan olduğunu biliyordu.

"Beraber herhangi bir videomuz var mı?"

"Bekle CD vardı onu getireyim"

Minho merdivenin altındaki depo gibi yere girmiş bir kutuyla çıkmıştı. Kutunun içinde bir sürü kurumuş çiçek, mektup zarfı ve fotoğraflar vardı. Biraz karıştırdıktan sonra zafer dolu gülümsemeyle CDyi televizyona takmıştı görüntü geldiğinde ortam sesszileşmişti.

Video kaydından

"1,2,3 kayıt!"

"Evet bu gelecekte çocuk sahibi olursak ya da içimizden birine bir şey olursa anı olması için duran bir kaset olacak"

"Sevgilim kötüyü çağırma!"

"Tamam Lee Minho! Hah! Her neyse hadi başlayalım"

"문득 너를 사랑하게 돼서
I think it's so sweet, my baby
아무 일도 손에 안 잡혔어
Oh, why?
It's a pretty big issue
Why 내 머릿속 수많은
생각들이 매일 잠을 설치게 해
With you errday, sugar ride
꽃밭이 잔뜩 my heart
나도 몰래 들어온 봄에 가슴 설레게 얼었다"

İkisinin sesi kayıt yapılan odada birbirini bulurken Jisung dolan gözlerini kapatıp birkaç damlanın yanağından aşağıya düşmesine izin vermişti.

"Bebeğim çok iyi söylüyorsun"

"Hayır sen daha iyi bir kere! Ama şarkı tamamlanınca daha güzel olacak"

"Seninle olan her şey yarım olsa bile çok güzel Han Jisung. Başıma gelen en güzel şey sensin"

Jisung videoda Minho'ya sarılıyor ve video kaydı bitiyordu. Minho elini kutuya attığında kapağı bükülmüş siyah, sayfaları sarılaşmış bir defter çıkarmıştı.

"Bu senin defterin bana bile göstermezdin bitmeden şarkı söylemeyi, yazmayı, gitar çalmayı çok severdin sen"

Minho'nun cümlesinin sonuna doğru kısılan sesi, Jisung'un ağlaması. İkiside bilinmezlik içindeydi.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 03 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

SorryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin