²ASANSÖR

301 26 1
                                    


Bugün işe gelmeyi her ne kadar istemesem de gelmem gerekiyordu. Sadece 4 ay kalmıştı ve pes edemezdim. Hem o başlatmıştı. Benden de tepkimi almıştı. Geçmişteki gibi kapılmamış ve bu sefer ortada kalan o olmuştu. Evet, tehdidi oldukça sertti ve etkili olsa da artık canımı acıtamazdı. Ofisten içeri girdiğimde odasında olduğunu,
kapısının açık olduğunu ve üstelik panjurların da açık olduğunu gördüm. Pislik herif bilerek yapıyordu .. Üzerimdeki ceketten çantadan kurtularak masama geçtim.

Bulunduğum yere gelebilmek için inanılmaz çalışmıştım. Aklımı ve bedenimi şehvet yönetmiyordu sadece onun ne kadar pislik olduğunu hatırlamam gerekiyordu.
Etrafındaki herkesin birer sürtük olduğunu düşünen, çapkın, küstah, pislik herifin teki idi işte.... Bu düşünceleri beynimde tekrarlarken yerimden kalktım ve kahve
makinesinden iki kahve aldım. Birini masam bırakırken, diğerini kapısını nedense açık bıraktığı odasına götürerek, sakin bir şekilde masasına bıraktım. Göz göze geldik ve hay lanet, bu kadar yakışıklı olmak zorunda değilsin dimi? diye içimden geçirdim. Teşekkür etmesini beklemeden çıkıyordum ki arkamdan

"Teşekkür ederim Bay Park" dediğini duydum. Hiçbir şey söylemeden odadan çıktım ve masama oturdum. Metni yazmaya başladığım sırada içeriden çıkan Jungkook "Şu klavyenin tuşları ile alıp veremediğiniz nedir? Kırmak için çaba sarf etmeye devam
edecekseniz Bay Park, kapıyı kapalı tutarsanız sevinirim " dedi ve suratıma baktığında

"EE kapatın o zaman Bay Jeon , sonuç da tek kapı sizin kapınız ve sizin açık bıraktığınız kapıyı benim, kapatmam yanlış olur " dediğimde sinirden dişlerini sıktığını oturduğum yerden bile hissedebiliyordum. Bir anda suratıma kapanan kapı ile irkilirken, içimde zafer çığlıkları atıyordum. Evet bu kadar....

Takvime baktığımda pazartesi günü Jungkook'un diğer işlerinden önce bir sunumu olduğunu fark ettim. Hemen dosyaları hazırladım ve sonraki işlere göz gezdirirken
ajandama baktım kahretsin, 1 ay sonra Gwangju'da yapılacak olan kongresi vardı. Tamam, korkacak bir şey yok. Odalar ayrı Jimin diye kendimi teselli ettim ve işime
koyulduğum sırada Jungkook'un odasının kapısı açıldı ve Jungkook, benimle göz göze gelmeden dışarı yöneldi. Tam o sırada hafif yan dönerek gözü elindeki telefonda, gizemli bir sakinlikle

"Randevularımı iptal et ve hepsini pazartesi günü için ayarla "diyerek arkasını döndü ve aynı hızla, bugünün cuma olduğunu hatırladım.

"Bay Jeon! " diye seslendim. Oda arkasını dönmeden durdu. Sabır diler gibi bir hali vardı

"Pazartesi saat 9.00'da sunumuz var, belgeleri ve slâytları hazırladım, Konferans salonuna bırakırım. Gerekli bir şey varsa mail olarak bildirirseniz hazırlarım" dediğimde
bana dönerek, bir kaç saniye suratıma alayla baktı ve

"Büyük salonda hazırlayın " dedi ve içimde bir şeylerin yükseldiğini hissettim. Kesin kızardım çünkü o salon dün akşamki salondu ve o, daha çok sırıtarak

"Saat 9.00'da sunum slaytları ile birlikte sizde orada olun. Sunumda not almanız gereken konuşmalar olabilir " dedi ve daha çok pis pis sırıtarak odadan çıktı. "Lanet olsun " bilerek yapıyordu ..

Hafta sonu birkaç alışveriş yapmış, O akşam ki olanları hatırlamamaya çalışsam da pazar akşamı, hepsi aklımda uyudum. Sabah uyandıktan sonra, duş kahvaltı yapıp, soluğu şirketin önünde aldım. Binaya doğru yönelirken sinir küpüydüm. Bu durumun son bulması gerekiyordu ve öyle de olacaktı. Kararımı vermiş ve bunun arkasında duracaktım. 'Sadece 4 ay, uzun bir süre değil Jimin' diye içimden tekrarlayarak
yürüdüm. Şirkete girdiğimde lobi boştu ve hızlı adımlarla salona yürüyüp salon kapısından içeriye girdim. Bütün gerekli evrakları ve slayt sunumlarını, atıştırmalıkları
hazırladıktan sonra. Her şeyin tam olduğunu gözlemledikten sonra, arkamdan duyulan bir boğaz temizleme sesi ve arkasından duymak istemeyeceğim, aslında bu salonda bir başımayken duymak istemeyeceğim bir ses

YOUNG BOSS ~JİKOOK~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin