Merhabababababbaaaaaa!!!!!
|||||
Jisung, gördüğü devasa bahçenin demir kapısı arkasında görevlinin kapıyı uzaktan açmasını beklerken sıkıntılı nefes verip gözlerini devirerek söylendi. "Cidden seninle geldiğime inanamıyorum..."
Minho yan sırıtışla elini oğlanın omzuna atıp "Ama geldin." dediğinde Jisung önünde bağladığı kollarını çözüp elinin tersiyle omzundaki eli itti.
"Evet şerefsizin teki arabamın tekerlerini patlatmış. Acaba hangi şerefsiz yaptı. Böyle şerefsizlik olamaz. Şerefsiz doğmuş şerefsiz büyümüş şerefsiz yaşıyor. Amına kodumun şerefsi-"
Jisung dudaklarının üstüne konan el yüzünden susmak zorunda kalırken Minho yaramaz çocuk edasıyla gülerek "Olsun şerefsizler de insan onları da sevmek lazım değil mi?" diye ona takıldı.
Evet, tekerleri bizzat o patlatmıştı çünkü geleceğim diyorsa gelecekti. Jisung onun gelmek için şansını deneyeceğini biliyordu ama bu kadarını gerçekten beklemiyordu.
Kapının açılma sesi kulaklarına geldiğinde Jisung dudaklarının üzerindeki eli itip yavaş yavaş eve adımlarken görevi hatırlatma ihtiyacı hissetti.
"Unutma, ben onu oyalarken marketten aburcubur alma bahanesiyle yanımızdan ayrılıp evi tarayacak ve o adamın odasını bulacaksın. Vaktin olursa odayı karıştır yoksa hemen gel."
"Biraz daha emir verirsen kalkacak." dedikten hemen sonra kendi kirli şakasına gülerken Jisung göz devirip adımlarını büyük kahverengi kapının önünde durdurdu. Zile basmaya gerek kalmasan koca kapı ardına kadar açıldı.
Eun Woo açtığı kapının ardından Jisung'a kocaman sırıtırken heyecanlı sesine engel olamayarak "Hoş geldii...niz." Yanında Minho'yu görmesiyle sesini alçaltıp sonunu getirmekte zorlandı. Fakat tekrar sırıtarak bozuntuya vermedi.
Minho, Jisung'dan önce ileri atılıp eve girerken ağız içi basit karşılık verdi bu kibar (!) karşılanmaya.
Jisung ise narince içeri adımlarken kendini açıklama hissine kapılmıştı. "Arabamın tekerlerinde hasar vardı, şerefsizin teki..." derken gözü saniyelik Minho'nun gözüne değse de geri çekip devam etti. "Tekerlerimi patlatmış. Minho hoca yakında oturduğu için bırakmayı teklif etti."
Eun Woo ona samimi gülüş sunup "Sorun değil sizin yanımda olmanız için bu gerekliyse..." diye utangaçça konuştu.
"Seni yenme fırsatını kaçıracağımı mı zannettin?" diye alayla konuşurken ikisi de Minho'nun onları dinlediğinden habersiz dev TV ekranının karşısındaki rahat beyaz koltuklara oturdu. Minho hemen Jisung'un diğer yanına oturduğunda bacakları birbirine baskı uyguluyordu.
Jisung bunun farkındalığı ile ona yandan bakıp fısıltıyla "Uzaklaşsana amına koyayım." diye söylenirken Eun "Bir şey mi dediniz hocam?" diye ilgiliyle sordu.
Jisung başını olumsuz anlamda sallarken gülümsedi. "Hadi aç da öğret artık çok merak ettim yeni serisini." diye mızmızlandığında öğrencisi bekletmeden oyunu açtı.
Jisung bilerek konsolu tuttuğu parmakları ile pek çok hata yapsa da oyunculuğu o kadar iyiydi ki Minho onun bu tarz oyunlar ile arasının ne kadar iyi olduğunu bilmese acemi zannedebilirdi. Eh tabii tombul yanaklarını şişirip alt dudağını dişleri altına alarak ve gözlerini kocaman açıp şaşkın sincaba dönüştüğünde beceriksiz hareketlerini destekleyen mimiklerle onun rol yaptığı anlaşılamazdı.
Jisung ve Eun oyuna odaklandıklarında Minho sıkılmış tavırlarla oflayarak "Aburcubur mu alsak?" diye sorduğunda Jisung konsoldaki ek hareketlerini durdurup sahte heyecanla başını kaldırdı ve dibindeki Minho'ya bakarak "Evet!!" diye yanıtladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gizli Görev || Minsung
FanfictionAjan Han Jisung, gizli görev için adı hiç iyi anılmayan bir üniversiteye ses eğitmeni olarak sızdığında gizli görevini başarıyla tamamlayacağına olan inancını yok eden bir şey vardı... Yanına ortak seçilen gıcık ajan Lee Minho!