O güneşin sıcaklığına dayanamayıp yatağın bir ucuna geçip gözlerimi uyuşturdum. Yataktan kalkmak için doğruldum ve saate baktığımda yine her zamanki gibi erken kalkmışım gerçi Diyarbakır erken kalkmamak mümkün değil. Kuş ve horoz sesleri odamı sarmıştı. Kapıdan 1-2 tıklama sesi duydum ...
''Girebilir miyim abla?'' dedikten sonra yavaşca kapıyı açarak yanıma doğru gelen canım kardeşim.
''Tabi. Gel canım seni ne kadar özledim bilemezsin.'' dedim ve yüzümde oluşan tebessüme engel olamadım..
''Bende çok özledim abla,neler yaptın oralarda tek başına?''
''Standart ama oralar çok güzeldi bir gün senide alıp gezmeğe gitmeliyiz?''
''Bende çok merak ederim İstanbulu herneyse neler yaptın bizsiz?''
''Üniversitemi bitirmek en büyük hedefimdi ve hedefime ulaştım güzelce üniversitemi bitirdim. Keşke babam çalışmama izin verseydi, neymiş efendim ağa kızı çalışırmıymış ne saçma konu.''
''Bir dediğimiz iki edilmiyor ,bence babam haklı bu konuda herneyse yinede sen bilirsin tabi.''
''senin okul nasıl gidiyor bakalım?''
''Aynı normel işte bende üniversitemi senin gibi bitirmek istiyorum senin gibi.''
''İnşaalah canım sana bu konularda yardımcı olucağım.''
''Neyse çok tuttum sen giyin şimdi,kahvaltı hazırlanır geç kalma'' diyerek yataktan doğruldu ve koşa koşa gitti.
Bende dolabımdan mini kot pantolonum ve üzerine beyaz tişört giyerek aşağıya doğru indim herkezi o kadar çok özlemişimki anlatamam.
Mutfağa girdimdiğimde Fatma teyze yemek yapıyor Muhide abla ise sofrayı kuruyordu. Bende Fatma teyzenin arkadan gözlerini kapadım.
''Ben kimim?'' dedim ve bir kahkahayla gözünü açtım önünü döndüğünde.....
''Hoşgeldin evin neşesi ''diyerek yanaklarımı ele geçirdi.
''Sizi çok özledim,herkezi çok özledim.''
''Bizde seni çok özledik ,gözlerimiz arkada kaldı''
''Şimdi konuşma'nın sırası değil ama sofrada konuşuruz ''diyerek tebessüm ederek ona eşlik ederek masaya doğru ilerledik.
Masada babamın sofra'nın en başına geçerek herkes sofraya doğru oturdu.
''Hoşgeldin kızı birdaha bırakıp gitmek yok.''
''Sen istemesen bile ben bırakmam babacım'' diyerek ayaklanarak babamı ve annemi öptüm. Tekrar masaya yerime geçerek kahvaltıya başladım nedense bugün çok mutluydum içimde bulatlar açıyor adeta.
''Baba,biz yemekten sonra Beria ile çarşıya çıkmak istiyoruz iznin olursa?''
''Çıkın tabi sen buraları unutmuşsundur gezin.'' dedi tabi biz hemen sofradan kalkıp odamıza çekilip hazırlanmaya başladık.
-5 SAAT SONRA-
Eve geldiğimiz ayaklarıma kara sular inmişti bizi gelip götüren şoför olsada çok yorulmuştuk. Salona girdiğimde bütün ağalar toplanmıştı. Arkadan kollarımı sıkıca tutan annemi görünce.
''Noluyor burada?'' dedim sessizce
''Halanı Davud ağa'nın oğlu alıyor''
''Nasıl bi ara kuma aldı diyolardı?Kuma olarakmı gidiyor şimdi?
''Evet ama dinlemiyor ki?''
Bende sohbeti dinler iken Davud ağa şöyle şeyler vızıldıyordu