Vazgeçilmiş Benlik

49 10 17
                                    

Ve bilinmeli ki bazı anlar, kaderden ötedir. Bazı kişiler ölümdür,yaşamdır.

Şimdi bulunduğum arabanın içinde kırk dakikadır başımı ütüleyen Yağız' la uğraşıyordum. Evet yakalandım. Tüh ne kadarda şaşırdım,bilemezsiniz.
" Yağız,bana ismimle hitap etmeyi kes." 
Bana doğru dönüp gerçekten bir ergen misali göz devirdi.
"Sen de bana adımla hitap etme o halde."
Şimdi göz devirme sırası bendeydi değil mi?
" Tamam sakin olacağım,manyak mısın ? Daha doğrusu mısınız? Kaçtım ne güzel ohhhh dedim tam, peşim sıra ne diye geliyorsunuz?"

Bu sefer sessiz kalmayı tercih etti. Hiç bilmediğim bu şehirde yolda ilerlemeye devam ettik.

30 Dakika Önce

Duyduğum ses kurtulma şansımın artık olmadığını bir kez daha bana hatırlatmaya yetmişti. En azından babamı bulsaydım o yeterdi. Hiç sesimi çıkarmaz ömür boyu dört duvar arasında kalabilirdim.

" Arkadaşım" fısıltı ile çıkmıştı bu kelime dudaklarımdan.
"Lütfen,onu sessizce göndermeme izin ver."
Beni kendine çevirdi,başını hafifçe aşağı doğru hareket ettirdi.Onayladığı anlamına geliyordu.
"Sena,bir bakar mısın?"Bindiği taksiden aşağı inmiş. Şaşkın bakışlarla bize bakıyordu.
"Sena,bu sevgilim Hatem, Hatem bu da ne zamandır sana bahsettiğim arkadaşım Sena"
Hatem,seni bitireceğim bakışı atıyordu .
Sena, ise artık ne duysam şaşırmam halindeydi.
"Merhaba, Ben Hatem Yakaza sizde Sena hanım olmalısınız. Ufak bir tartışma yaşadıkda aramızda sevgilimin kalbini kırmış olmalıyım."
Elimi tutuyordu.Parmaklarını sıktığında dışarıya çığlık atmamak için kendimi sıktım.Acaba yaptığı hareketi bilerek mi yapıyordu?
" Hatem "
Acı çıkan sesime engel olamadım.
Yaptığı şeyi yeni idrak etmiş olacak,elleri anında gevşedi.
" Sena,bende memnun oldum. İzniniz olursa şimdi arkadaşımı alıp gitmek istiyorum.Kendisi size istediği vakit gelir."
İşkillenmişti. Haklıydı,oda beni arayıp çağırsa sonra böyle bir şeyle karşılaşsam asla inanmazdım.
"Üzgünüm,katılmamız gereken bir düğün var. Ondan sonra kendisi isterse gelir."

Ne düğünü be ? Benim niye haberim yok.
Tabi ya iş atıyor. Sıvışmak için.

"Sena, ben Hatem'le gideyim,dediği gibi düğünden sonra gelirim. Telefonumu geçenlerde suya düşürdüm.Ondan bana ulaşamazsan merak etme."

Onaylamaz bakışlarla beni iyice tedirgin ediyorsun. Git artık. Bir de senin başına bir şey gelirse yaşayamam.

Taksici kornaya bastı.Geleceksen gel çağırısıydı bu.
" Hadi" Elimle git işareti yaptım.
İstemeyerek de olsa arkasına döndü ve taksinin önüne gelince bize doğru yine döndü.

" O zaman Hatem bey, siz numaranızı verir misiniz?"
Yağız, cüzdanından çıkardığı kartviziti Sena'ya vermek için ilerledi.Artık o tarafa bakacak ciddi anlamda takatim kalmamıştı.
Yakalanmıştım. Daha kötüsü babam dışındaki tek zaafım ortaya çıkmıştı.Babam ise hâlâ ortalarda yoktu.

Sena taksiye binip gözden kayboldu.Hatem,önümüzde duran araca binmek için ilerledi.Kafasını hafif bana doğru çevirdiğinde bir ejderha gibi gözlerinden ateş çıksa şaşırmazdım. Pardon ,ejderhalar ağızlarıyla ateş üflüyor değil mi?

"Atlı,nereye gideceğinizi biliyorsun. Benden haber gelene kadar yapman gerekeni yap."
Yağız,onu başıyla onaylayıp Hatemin önünde duran aracın, arkasındaki beyaz araca doğru hareket etmeye başladı.
Olduğum yerde durmuş kaybolmuş bir kız çocuğu misali etrafımda olan biteni anlamaya çalışıyordum.Yağız,nereye gidiyordu? Ben niye buradaydım? Babam neredeydi? Söylemiş miydim? Babam hâlâ ortalarda yok.

"Erna" seslenen Yağız'dı.
" Efendim" Saf mısın kızım ? Yanına çağırıyor. Onunla gideceksin işte.Kendi kendimle konuşma faslımı yarıda bıraktım.
" Heee tamam geliyorum." Sende hiç kafa yok der gibi bakıyordu.O da kaçırılsa ondada kafa olmazdı.Beyaz aracın önüne geldiğimde anlamlandıramadığım bir sakinlikle arabaya bindim. Bağırıp yardım istemeliydim ama yapmadım.Çaresiz bir şekilde arabaya bindim yetmezmiş gibi kemerimi taktım.Şimdilik uslu durmaya kararlıydım. Sadece şimdilik.

GÖLGENİN KÜLLERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin