Herkese merhaba! Nasılsınız? Umarım hepiniz çok iyisinizdir. Programda bir sorun oluştu ve yazdığım yeni bölüm silindiği için tekrar enerjimi toplayarak yazmak kararı aldım. Üstelik kendimi zar zor topladığım bir süreç aşamasında bunları yaşamak beni daha çok yoruyor. Gerçekten bazen ne yaşadığımı ben bile anlayamıyorum. O yüzden bu buraya yansıdığında zor bir zamandan geçtiğimi bilin lütfen...🥺
Gelelim yeni bölüme. Geçen sefer bölümü attıktan sonra garip garip yorumlar aldım. Arkadaşlar ilk önce şunu belirtmek isterim KARA MURAT tamamen benim hayal ürünümdür. Evet bazı kısımlarda kendi hayatımdan yazdığım, eklediğim yerler oluyor ama hepsi değil. Üstelik kitabı "çalıntı" olarak adlandıranlar olmuş. Bunu hangi kaanate uygun olarak düşünüp yazdınız merak ediyorum. Evet bu tip kurguların Wattpad'te çok olduğunu biliyorum ama kurgu tamamen benim yazdığım senaryo üzerine kurulu... Bunu lütfen unutmayın!
Her ne olursa olsun devam etmek için çabalayacağım. Çünkü ben güçlü biriyim ve pes etmek karakterime sığmaz. O yüzden kaldığımız yerden devam edelim.
29.bölüm."Tutku ve Tutuklu"
(+18 kısmına ait bölüm olacaktır. Lütfen rahatsız olan ve okumak istemeyenler burayı geçsin!)
Dağ evi...
Sarsılıyordum. Kendimi kaybetmişcesine kıvranıp duruyordum. Bir ateş vardı ikimizi yakıp küllerimizi savuran. Aramızdakı kimyasal uyum son doruklarına ulaşmıştı. Murat çıplak bedenimi kucağına alıp taşıyarak yatak odasına getirmişti beni. Gözlerim onun karanlığı andıran gözlerinden bir saniye bile ayrılmadı. İçimde kopan fırtınadan sessizdi, ancak ben ölecek gibiydim.
Soğuk kalın çarşaflarla örtülü yatağa bıraktığında bedenimi boşluğa düşer gibi oldum. Ona çekildiğim gücüm bir anlığına kaybolurken Murat üzerime eğildi. Üzeri çıplaktı ve iri kaslı koca vücudunu seyre daldım.
"Sevdin mi?" Gözlerim gözlerini buldu.
"Neyi?"
"Gördüklerini" kastettiği kendi bedeniydi. Yutkundum. Gülümsedi. "Daha beğeneceğin çok güzel bir yerde var." Dedi ağır ağır kulağıma yaklaşıp hırıltıya benzer tınlamayla. Kendimden geçtim. Bu ses tonu... Ah!
Dudakları yanaklarıma sulu öpücükler kondurdu. Gözlerimi kapattım. Anın tadını çıkarmak istiyordum. Dudaklarımla buluşan dudaklarını kendime çektim. Öylesine deli gibi öpüşüyorduk ki dişlerimiz bir birine değiyordu. Dudaklarının dudaklarımda bıraktığı sert ama bir o kadar naif tat onları tekrar sömürmem için bana fırsat kolluyordu.
Kollarımı geniş omuzlarına doladım. Uzamış tırnaklarımı öpüştüğümüz sırada sırtında gezdiriyordum. Altımda bulunan penisini kadınlığıma bastırdığı sırada dayanamayıp inleyerek tırnaklarımı sırtına geçirdim. Murat'ın bir eli boğazımı sarmalarken diğeri kalçamı sıvazlıyordu. Dudaklarını dudaklarımdan ayırarak aşırı çapkın gülümsemesiyle yüzüme bakarak "hırçın kızım benim!" Dedi. Bunu iltifat olarak kabul etmiş ve utanmıştım. Bu adam bana yapmayacağım bütün suçları işlemeye maruz bırakıyordu.
Bir süre daha öpüştükten sonra Murat tamamen yüzümden ayrılıp yatağa uzandığımızdan beri tuttuğu boğazımı öptü. Bu sefer öpüşleri narin değildi. Elimi omuzundan ayırıp siyah saçlarına daldırdım. Hiç beklemediğim anda beklemediğim bir şey yapmıştı. Boğazımı ısırmıştı. Ve hâlâ yapmaya devam ediyordu. Dişlerini vahşice tenime geçirerek kendine ait izler bırakmaya devam ediyordu. Isırdığı yerleri ise tekrardan öpüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARA MURAT | Mahalle Serisi
RomanceMahallenin yaptığı yardımları ile dilinden düşmeyen, bütün kızların deli divane olup peşinden koştuğu, ağırbaşlı, yardımsever ve bir o kadar da sert bir ağır abisi ile evlendiğinizi düşünün... Murat Karasu. Namı değer "Kara Murat" ile tanışmaya ne d...