"Benimle evlenir misin? "
*
O bana ne demişti? Ben yanlış mı duymuştum yoksa bana evlenme teklifi mi etmişti?
"Ne? Anlamadım? "
"Benimle evlenir misin? " Tekrar etmesi ile dudaklarımı dişledim.
"N-ne diyorsun sen ya?! Kaçırdın beni farkında mısın? " Bir anda kahkahalarla gülmeye başladı.
"Kandırdım seni aptal nasıl da şaşırıp heyecanlandığına bak!"
"Git buradan.. Uyumak istiyorum."
"Hmm bekle bekle belki giderim."
"Va te faire foutre!" (Siktir git!)
"Tu es trop audacieux, mon petit." (Fazla cesursun, küçüğüm.)
Cevap vermedim. Zaten muhatap olasım da yoktu. O bir katildi. Babam gibi bir psikolojik sorunları olan katil.. Annem onu çok seviyordu. Ve sevgisi sonunu getirmişti. Niye babam gibi bir adamı severdi ki? Ben asla ama asla Taehyungu sevmeyecektim. Çünkü o da babam gibi bir insandı.
Kendimi halsiz hissetmeye başlamıştım. Hastalığım tekrardan kendini gösteriyordu. Gözlerim yanmaya başlamıştı bile. Dünden beri öyle şeyler yaşıyordum ki bir an için hasta olduğumu unutmuştum. Kendimi aşırı güçsüz ve iğrenç hissediyordum. Uzun süredir erteliyordum belki ama artık zamanı gelmişti.
Sessizce ayağa kalktım. Taehyung odadan çıkmıştı. Camı açtım ve aşağı bakındım. Aşağı da beton vardı. 3. kattaydım ölebilirdim. Sadece burukça gülümsedim ve camın pervazına ayağımı basarak çıktım. Kenardan tutunmak için destek aldım. Kapı birden açıldığında arkama baktım. Elinde çorba ile bana bakan Taehyungu gördüm. Elindeki çorba tabağı yere düşmüş bana şokla bakıyordu. Arkasında ise Jin hyung vardı.
"Jeon sakın." Diye konuştu Taehyung sadece tebessüm ettim ve gözlerimi kapatarak önüme döndüm tam kendimi aşağı bırakacakken belimde hissettiğim tutuş ile kendimi birinin kucağında buldum. İkimizde yere düşmüştük ama o ben onun kucağındaydım. Ağlayarak kalkmaya çalıştım. Kalkıp bu sefer kendimi atacaktım.
"Bırak! B-bırak ölmek istiyorum!" Diye bağırdım. Başımı göğsüne yasladı ve beni sıkıca sardı.
"Şşşt geçti Jeon ölmeyeceksin."
"K-keşke öldürseydin beni tam ora-orada!" Vurmaya başladım.
"Yapamazdım sakinleş küçüğüm."
"B-bırak beni, b-bır-bırak.." Hıçkırarak ağlıyordum. Hareketlerim durdu ve ağlayarak sadece ölmek istediğimi söyledim.
*
Gözlerimi araladığımda başımda Taehyung un beklediğini gördüm. Elinde bir tane kova vardı ve alnımdaki bezi değiştiriyordu.
"N-noluyor?"
"Ateşlendin, bende ateşini düşürüyorum Jeon."
"İ-iyiyim ben."
"Hmhm kesinlikle öyle. Daha saatler önce kendini camdan atmayacaktın çünkü değil mi?"
"Neden sarıldın bana?"
"Bilmediğin şeyler var anlıyorsun değil mi?"
"Soruma cevap versene sen?"
"Kendini atmaman için Jeon."
"Katil olarak ne kadar da merhametlisin sen?! Fakültedeki insanlara hiç acımamıştın."
"Siktirtme onları bana şimdi! Onların hepsi çok zorbaydı!"
"Ama insanlardı!"
"Ölmeyi hakkediyorlardı!"
"Zorba da olsalar hakkemiyorlardı!"
"Sen o zorbalara merhametliyken kendine hiç değilsin! Daha saatler önce kendini camdan atıyordun!"
"Sen ne anlarsın ki!"
"Yat uyu asabımı bozma benim." Sinirli bir nefes verip gözlerimi kapattım. İkimizden de uzun süre ses gelmedi. "Stupide." (Aptal) Ve devam etti. "Tu es stupide mais tu es très belle, petite.. Très belle." (Aptalsın ama çok güzelsin, küçüğüm.. Çok güzel.)
-----------------
ABOOOO TAEHYUNG BEY SİZİN DİLİNİZ NELER DER ÖYLE
NEYSEEE BEN GELDİM OY VE YORUM UNUTMAYIN ARKİDİSLERRRR
ŞİMDİ OKUDUĞUN
'Cause that's who I am|Taekook
FanfictionAnksiyete sorunu olan Jungkook ve onun kurtarıcısı Taehyung.