ALTINCI BÖLÜM
"Taciz Davası"
Sibel Hanım'ın taciz davası için son kez dosyaların üstünden geçmeye başladım yarın bir sürpriz olmaması için. Kaybetmeyi sevmem ama taciz ve tecavüz davalarını kaybetmeyi hiç sevmem. Bence öyle insanlar dışarı da olmamalı. Hatta öyle insanlar nefes bile almamalı ama maalesef ki bunu kanunen yapamam. Ben de kanunen yapacağım tek şeyi yapıp onları hapse atmak için elimden geleni yapıyorum.
Sibel Hanım'ı taciz eden o patronunu hak ettiği yere sokmak içinde elimden geleni yapacağım.
Ahmet gittikten sonra kaç saat çalıştığımı bilmiyorum bile. Artık gözlerim kapanmaya başlamıştı. Telefonu elime aldığımda saatin üçü geçtiğini gördüm. Yarın mahkemede düşüp bayılmamam için bir kaç saat uyusam iyi olacaktı. Kendimden duş alacak enerji alamadığım için üstümü değiştirip hemen yatağıma geçtim. Kral da yanıma gelince uyumaya hazırdım. Kral başını yastığıma koyduğunda gözlerim çoktan kapanmaya başlamıştı.
Telefonumun sesi kulağıma geldiğinde gözlerim yavaşça gözlerimi zorda olsa aralamaya başladım. Elime telefonu aldığımda arayanın Nazlı olduğunu gördüm. Beni göremeyeceğini bilsem de gözlerimi devirdim.
Nazlı'nın konuşmasına izin vermeden "Umarım bu saatte beni aradığın için geçerli bir nedenin vardır." Dedim homurdanarak. Şurada bir uyku keyfim var ona bile izin vermiyorlar.
" Tam tahmin ettiğim gibi. Bütün gece davaya çalışıp sabah uyanamamışsınız Bilge Hanım."
Dava dediği an göz bebeklerim büyüdü. Siktir ya ben davayı unutmuşum. Telefonu kapatıp yataktan adeta bir ok gibi fırladım.
Önce hızlıca duş aldıktan sonra hazırlanmaya başladım. Siyah bir pantolon ve gene aynı renkte ceketimi giyip kırmızı rujumu sürdüğümde artık hazırdım. Makyaj yapacak zamanım olmadığı için makyaj malzemelerimi çantama koydum. Davadan sonra büromda savaş boyalarımı sürelerim. Evet, benim için makyaj savaş boyasıydı. Beni olduğumdan daha güçlü hissettiriyor. O yüzden her gün mutlaka savaş boyalarımı sürerim. Özellikle de benim için önemli günlerde.
Salona girip dava için gerekli dosyaları alıp Kral'ın mana kabını doldurdum. Evden çıkmadan önce son kez eve bakıp çıktım.
Adliyenin önüne geldiğimde koşar adım merdivenleri çıkmaya başladım. Mesleğe başladığımdan beri bu adliyeye kaç kere geldim sayısı bile belli değil. Ama hiç bu kadar geç kalacağım diye panik olmamıştım. Mahkeme salonunun önüne vardığımda Sibel Hanım'ın yanında annesiyle ablası vardı.
Sibel Hanım benim geldiğimi görünce ayağa kalkıp yanıma doğru yürümeye başladı. Yüzünden ne kadar gergin olduğu görünüyordu.
"Bilge Hanım her şey yolunda mı? Geç kalınca bir şey oldu diye korktum. " Yani demek istiyordu ki rüşvet alıp davadan son dakika çekildin diye korktum. Aslında korkmasında haklıydı. Sibel Hanım'ın patronu davadan vazgeçmem için bana para teklif edecek kadar alçalmıştı.
Sibel Hanım'ı rahatlatmak için ellerimi elinin üstüne koydum. Onu hem rahatlatmak hem de ona güven vermek için. " Merak etme, hiç bir sıkıntı yok. Şimdi bu salona gireceğiz ve patronun olacak aşağılık gereken cezayı alacak." Sibel Hanım elimi sıkıca tuttu. Sanki benden güç almaya çalışıyor gibiydi.
Gerektiği cezayı alacak değil mi?" diye sordu. Onu doğrulamama ihtiyacı var gibiydi.
" Emin ol alacak. Ben bu zamana kadar hiç kaybetmedim. Bunu da kaybetmeyeceğim. Sana söz veriyorum. Şimdi biraz rahatlamaya çalış." Daha önce dava kaybetmediğinizi duydum Bilge Hanım. O yüzden davamı ilk aldığınızda hem sevindim hem de şaşırdım. Sizin gibi bir avukat nasıl ücretsiz davaya bakabilir."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kırık Kalem.
Fiksi Umum"Pişmanlık benim ruhumu terk edeli çok oldu. Ben bir savaşa girdiysem ya kazanırım ya kazanırım. Benim için diğer bir seçenek söz konusu bile olamaz. " Bazı insanlar adaleti Allahtan bekliyor. Ama ben onlardan hiçbir zaman olmadım. Ben adalet...