Birliktelik

12.7K 351 59
                                    

Herkes bir gün ölecekti. Bu dünyanın bize yaptığı kötülüklerden biriydi. Ölümü çok yakınımda hissediyordum. Önce Karan'ın etrafında gezdi sonra anneannesinin...
Anneannesi öldükten iki gün sonra İstanbul'a dönmüştük. Karan çok sakindi, bu sakinliği beni korkutuyordu. Moda evine gittiğimde Nesrin'e her şeyi anlattım ama Aras beni kafa dağıtmak için gittim sanıyordu bu yüzden kızmamıştı. İşlerim çok yoğundu defileye bir haftadan az bir süre kalmıştı, Karan'ın yanına da gidememiştim.

Moda evinden çıkıp Karan'ın evine gittim, zili çaldım açmasını beklerken elimle saçlarımı düzelttim. Kapıyı açtı, önce şaşırsa da sonra gülümsedi. Yorgun görünüyordu; gözaltları kızarmıştı, spor giyinmişti üstünde beyaz bir tişört siyah bir eşofman vardı. Kollarımı boynuna doladım, "Özledin mi beni?" Sarılmama karşılık verdi, ellerini saçlarıma daldırdı.

"Çok, çok özledim. İyi ki geldin." İçeri girdik. Alkol kokusu geliyordu, salona girince alkol siseleri masanın altında, üstünde de bir sürü proje çizimleri vardı. "Yorgun görünüyorsun." Elimden tutup koltuğa çekti, başımı göğsüne yasladı. "O it çok mu iş yaptırıyor sana?" Başımı göğsünden kaldırdım.

"Aslında evet yorgunum ama sen benden daha kötü bir haldesin," elimi yanağına koydum "Şu hâline bak, şu zıkkımlardan başka bir şey girmedi midene değil mi?" Kızgındım. Çünkü günlerdir doğru düzgün yemek yemediği belliydi. Yüzünde eski parıltı yoktu.

"Bakma öyle, ne yapayım? Yiyemedim hiçbir şey." Ayağa kalktım. "Ben yemek hazırlayacam. Yemezsen çok pis bozuşuruz." Yüzünde küçük bir gülümseme oluştu. Gözlerimi etrafta gezdirdim,

"Sen de burayı topla." Hemen mutfağa geçip ne yemek yapabilirim diye bakındım. Biber dolması yapacaktım. Karan'ın hiç yediğini görmemiştim ama ben yaparsam yemek zorundaydı. Hızlıca bütün malzemeleri tezgaha koydum, iç harcını özenle hazırladım. İç harcı biberlerle birleştirince her şey tamamdı. Kaynamasını beklerken Karan'a göz attım; etrafı toplamış, büyük masanın üzerindeki çizimlerine geri dönmüştü. Dolmalar kaynağında altını kapattım, bir tanesini tabağa koydum. Tadına bakacaktım. Sıcak olduğu için üfledikten sonra ağzıma koydum, koymamla yüzümü buruşturmam bir oldu. Şekerliydi. Dolma şekerliydi. Ağzımdakini çıkarttım.

"İğrenç!" Karan ne olduğunu merak etmiş olacak ki mutfağa geldi. "Ne oldu, pişti mi?" Tencereye baktı. "Mis gibi de koktu." Tabakta ki dolmayı alacakken durdurdum.

"Hayır Karan, tadı çok kötü." Kaşlarını çattı. Yüzüm mahçup bir ifadeyle asıldı. "Dolma şekerli. Tuz koyduğuma adım kadar eminim ama.." tezgahın üzerindeki tuz yazan kavanozu gösterdim. "Bak bunu koydum, nasıl tatlı oldu anlamadım."

Karan dolmayı ağzına attı o da benim gibi tepki verdi. Peçete uzattım, almadı yuttu. "Bu yenmez." Suratım daha da asıldı. Tuz kavanozunu aldı.

"Bu tuz değil ki."

"Üstünde tuz yazıyor." Üstündeki yazıyı tekrar gösterdim. Kavanozu tezgaha bıraktı. "Paketten boşaltırken karıştırmışım." Tek kaşımı kaldırdım.

"Ne yapacaz? Yeniden hazırlayabilirim." Elini eşofmanı cebine attı, telefonunu çıkardı. "Dışarıdan söyleyecez, ne yersin?" Omuz silktim fark etmezdi. Kendi ne yiyecekse bende ondan yerdim. Pizza sipariş vermişti. Bir yandan yemek yiyor diğer yandan bilgisayardan çalışıyordu, son lokmayı da ağzıma attıktan sonra sıkıntıyla nefes verdim.

HazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin