⁶HAYAL KIRIKLIĞI

247 19 7
                                    

  
  Gözleri ruhumu delip geçerken sesimi bulamıyordum. Lanet olsun her an biri gelebilir ve şu anda açıklanabilir bir pozisyonda değildik.

"Ne yaptığını sanıyorsun?" diyebildim sadece ve Jungkook, elinde duran kartı resmen gözüme sokarcasına gösterdi. Halen daha önümden çekilmemişti ve acilen açıklama bekler gibi duruyordu.

"Her an biri gelebilir çekilir misin? " diyerek yerimde doğruldum. Tam önünden geçerken sıkıca kavradığı bileğimi, hızla çekiştirerek beni kendi ofisine fırlattı ve arkamdan kapıyı kapatıp kilitledi. Şu anda durumun git gide kötü olmaya başladığının farkındaydım ve ne yapacağımı bilemez bir şekilde ona bakıyodum. Adım adım bana
yaklaşırken, delici bakışlarını bir an bile gözlerimden ayırmıyor ve her an beni öldürebilecekmiş gibi bakıyordu. Tam dibime kadar gelip, bana tepeden baktığında nefesim artık bana yetmiyormuş gibi hissettim.

"Evet " dedi sert ve açıklamam gerektiğini belirten bir sesle, kartı bana uzattı ama yılmaya hiç niyetim yoktu. Hemen kendimi toparlayarak,

"Senin gülleri teslim almana rağmen, bana vermediğini öğrenmiş ve neden bana vermediğini sordu ."dedim gözlerinin içine bakarak

"Vee ??" diye devam etmemi ister gibi sorunca, bir adım geri çekilerek

"Uzun zamandır beraber çalıştığımızı, bana daha öncede gül geldiğini ve gülleri sevmediğim için çöpe attığıma tanık olmuştu. Bu yüzden bana karşı olumsuz izlenim bırakmaman için ortadan kaldırmış diye söyledim. Oda bugün kır çiçekleri göndermiş, etkilemek için ise öyle bir not eklemiş " dedim ve ofisten çıkmak için kapıya
yöneldiğimde,

"Etkilendin mi? " diye sorduğunda olduğum yere çivilendim. Resmen ayaklarımın titrediğini hissettim. Bir süre cevap veremedim. Ne diyecektim ki evet mi ? hayır mı ?
olduğum yerde döndüm. Gözleri gözlerime bu sefer yalvarırcasına bakıyordu. 'Hayır etkilenmedim' demem için adeta yalvarıyordu. Sevmek yok Jimin, pes etmek yok Jimin, diyerek içimden kendime verdiğim cesaret ile "Sanırım hoş bir hareket" diyebildim. Gözlerini kısarak, adım adım yaklaştı ve aramızda milimlik bir boşluk bırakacak şekilde durdu.

"Neden yapıyorsun Jimin? lanet olsun etkilenmedin, sırf kudurayım diye yapıyorsun ve başarıyorsun da !" dediğinde içimdeki şeytan zafer işaretleri yapıyordu. Yerinde
zıplıyordu resmen ve avazı çıktığı kadar bağırıyordu. "Acımak yok Jiminnn" bununda bana verdiği cesaret ile derin bir nefes alarak

"Sen neden yapıyorsun Jungkook ? " diye sordum. Anlamayan gözlerle bana baktı ve anında kendini
toparlayarak

"Seni geri istiyorum " dedi. Hiç beklemeden

" Neden ? " diye sordum. İyice sersemleyerek

"Bir nedeni yok. Engelleyemiyorum sadece istiyorum " dediğinde alayla sırıtarak,

"Kalbine mi? yatağına mı?" dedim. Şoka uğramış gibi suratıma bakıyordu.Tam bir şey söyleyecekken,"Çok fazla işim var ve Gwangju konferansı için ayarlamalara devam etmem lazım.
Çocukça şovunuz bitti ise işime döneyim." dedim ve ofisten çıktım...

Masama geçtiğimde telefonumun çantamın içinde çaldığını fark ettim. Cevaplamak için elime aldığımda Busan'dan amcamın aradığını fark ettim. Uzun zaman olmuştu sesini
duymayalı ve gerçekten bu yaşlı adamı çok fazla özlemiştim ....
Mesai bitimine yaklaşırken kafam yerinde değildi. Çıkmadan önce Jungkook'a göstermem gereken bir kaç şey vardı, bazı evrakları notere imza için göndermem gerekiyordu. Fakat kendimi sanki kumların üzerinde yürüyormuş gibi hissediyordum. Amcamla yaptığım telefon görüşmesi durmaksızın kafamın içinde dönüp duruyordu.
Jungkook'un ofisine girdiğimde, kollarımın altındaki kağıtlara baktım, bugün ilgilenmem
gereken ne kadar çok iş olduğunu farkına vardım. Uçak biletler, postalarımı alacak biri, belkide ben yokken yerime bakacak geçici biri. Kaç gün uzakta olacaktım ? Jungkook'un benim olduğum yöne doğru yüksek sesle bir şeyler söylediğini fark ettim. Bu pislik
herif yine ne söylüyordu? önümde belirginleşmeye başladı ve bağırıp çağırmasının son kısmını duydum.

YOUNG BOSS ~JİKOOK~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin