5- hayat beklemez

391 38 9
                                    

oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen.

en alttaki defden vibe'a göz atmadan bölümü kapatmayın 🌸

🌿🌊

sertab erener - hayat beklemez

bir tane daha yok şu andan
her an yeganedir, tektir
tut, yakala saçlarından
kaçırma, vakit nakittir

dört nala dolu dizgin atlar
gibi çağdan çağa atlar
ne kadar anlamlı yaşarsan
kendini sonsuza katlar

5. BÖLÜM

Deniz'in öfkesi bir türlü aklımdan çıkmıyordu. Kaşlarını çatışı, dişlerini sıkmasıyla gerilen çene kasları, öfkeli bir deniz gibi dalgalanan mavi gözleri...

Haklıydı.

Kim olsa kızardı babasına. Babası belki de en özel aile sırlarını döküvermişti önümüze. Ve sarhoştu... Henüz öğle saatleri olmasına rağmen zilzurna sarhoştu.

Öğle yemeğinden sonra uyuduğumda gördüğüm sıkıntılı rüyalarda da hep o gözler vardı. Öfkeyle kavrulan gözler... Alev almış bir deniz...

Beni ter içinde bırakan o rüyadan uyandığımda, yüzüme yapışmış saçlarımı geriye ittim. Yatak alev almak üzere olduğu için hiç oyalanmadan kalkıp soğuk suyun altına girdim. Çıktığımda telefonuma baktım, saat tahmin ettiğimden daha erkendi. Özgü'nün numarasını bulup aradım.

"Biliyordum," diye yanıtladı telefonu.

Güldüm. "Arayacağımı mı? Hislerin bu kadar kuvvetliyse bana bir ara fal bakmalısın."

"Arayacağından emin değildim, belki ziyaretime de gelebilirsin diye düşünmüştüm ama eninde sonunda beni özleyeceğini biliyordum," dedi cıvıldayarak.

"Gerçekten de hislerin kuvvetliymiş o zaman," dediğimde kıkırdadı.

"Ben de seni özledim."

"Şu deniz planını bugün gerçekleştirsek mi? Ne diyorsun?"

"Ne zaman?"

"Hemen?"

Özgü'nün yerinden fırladığını gelen seslerden anlayabiliyordum. "Olur, hemen kızlara haber veriyorum o zaman."

"Bana uyar."

"Sen de hazırlanıp bize gel o zaman, olur mu? Nerede olduğunu hatırlıyor musun?"

Birlikte çıktığımız akşam göstermişti evlerini. Tıpkı bizimki gibi tek katlı, tatlı bir evdi. Oldukça yakın olduğunu hatırlıyordum. "Hatırlıyor gibiyim. Bulurum sanırım."

"Tamam, ben hemen hazırlanıyorum o zaman."

Telefonu kapattığımda hızlıca çanta hazırlayıp beyaz bir şapka taktım ve koltukta uyuklayan annemi öpüp evden çıktım. Bisikletime bindiğimde Caner ve Özgü'ye karşı bir kez daha minnet dolu ve borçlu hissettim kendimi.

Özgülerin evinin olduğu sokağın köşesinden döndüğümde beni çoktan dışarıda bekliyordu. Sabırsız bir yapısı vardı, evde beklese şaşardım. Beni gördüğünde kollarını kaldırıp zıplayarak başarımı kutladı.

"Buldun beni! Bravo!" diye bağırmaya başladı. "Bravo!"

Ben de tek elimi yumruk yapıp kaldırarak bu minik başarımı kutladım. "Buldum seni!" diye seslendim ben de gülerek.

Defne ile DenizHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin