𝐂𝐢𝐠𝐚𝐫𝐞𝐭𝐭𝐞

15 6 24
                                    

Herkes birbirine tutunarak eve gelmiştik.
Taehyung JungKook'un kolunun altındaydı. Jeon yaralanmamıştı ama baygındı.

"Ben Kook'u odasına götürürüm. Sen Jiminle ilgilen, birde omzunu sar."

"Kook'a iyi bak Taehyung;)"

"Merak etme onunla özelce ilgileniyorum."

Yavaş yavaş merdivenlerden çıkıp Jimini yatağa uzandırdım.

"Sen burda bekle hareket etme, ben birkaç yardım malzemesi alıp geri dönücem."

"Acele et."

Hızlıca lavaboya girdim ve bir ilk yardım çantası aldım. Jiminin yanına giderek üstündeki tişörtü yavaşça çıkardım. Karnındaki yara derindi.

"Dikilmesi gerek."

"Dik o zaman."

"Mikrop kapabilir."

"Merak etme kapmaz, sen dik."

İğneyi elime alıp ilk dezenfekte ettim. Yavaşça yaranın ucuna soktum. Jimin. her ne kadar bana belli etmesede canının yandığı baariz bir şekilde ortadaydı. Yavaşça dikmeye başladım. Canı yanıyordu ama bunu yapmak zorundaydım.

"Ne diye hastaneye gitmediysek."

"Sence bu kanlı halimizi sorgulamazlar mıydı?" Haklı olduğundan agzımı açmadım. Yavaşça dikip birkaç birşey yapıp ayağa kalktım.

"Hareket etmeden bu şekilde yat." Odadan yavaşça çıkmış merdivenlerden indim. O sırada Taehyhyungu Kookun odasından çıkarken gördüm. O da beni görüp yaklaştı.

"Omzun hâlâ yaralı."

Omzuma bakıp konuştum. "Ah, evet. Sorun değil hemencicik sararım."

Tae kafasını yana salladı. "Olmaz oyle, benimle gel. Bir bakayım."

Onumden yürümeye başladı. Bende onu takip etmeye başladım. Beni kendi odasına getirmişti.

"Yatağa otur beni bekle."

Dediğini yapıp yatağının ucuna oturdum. Odası fazla sadeydi. Bu adam hiçmi birşeyden hoşlanmıyordu? Odasında olan tek şey bir saksı ve... Çerçeve içinde bir kızın fotoğrafıydı.

"Kız kardeşim." Gözlerimi fotoğraftan ayırıp Taehyungun gözleriyle buluştum. Yutkunarak "Öldü mü?" diyebildim.

"Hayır, o şuanda evli. Onunla uzun zamandır görüşmüyorum. O tek ailem. Jiminin yanında olduğumdan beri onu görmüyorum."

"Neden Jiminlesin?"

"Çünkü o iyi biri."

"Bundan pek emin değilim ama."

Taehyung yavaşça bir pamuğu omzuma bastırdı ve boğuk nefesini dışarı bıraktı.

"Kaçma."

"Kaçmicam. Bunu Jimine de soyledim."

"Jimin gerçekten sana değer veriyor."

Kadamı salladım. "Belki ama ben ona onun bana baktığı gözle bakmıyorum."

Gözlerini gözlerile buluşturup konuştu. "Ne gözüyle bakıyorsun?"

"İş ortağı mı desem?"

Gülüp tekrar konuşucakken dudaklarını birbirine bastırdı. O da Jimin gibi yaralarla doluydu sanırım. Omzumu sarıp ellerini dizlerinde birleştirdi.

"İyi geceler Kate."

"Burdaki herkes bana isim uydurmak zorunda mı?"

"Hoşuma gitti."

Red scarfHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin