bazı sesler, bazı uçuşlar

629 17 4
                                    

ASİ
"Ece'm hadi ballı lokmam uçağa geç kalmayalım" dedim yüksek sesle. Taksinin gelmesine 5 dakika kalmıştı evle ilgili son kontrolleri yaparken Ece indi aşağıya. Cıvıl cıvıl sesiyle konuşmaya başladı. "Ayyyy çok heyecanlıyım annesi gezilecek bir sürü yer araştırdım" derken telefonum çaldı. Yaman görüntülü arıyordu. "Yaman tam evden çıkmak üzereyiz sonra arasam olur mu?" dedim. "Hayır olmaz dedi telaşlı bir sesle yani olur olmasına da Ece'yi bir göreyim kapatırım sonra" dedi. "Sen iyi misin birine bir şey mi oldu, rengin atmış yaman doğru söyle" dedim.  "Yok güzelim bir şey Ece'yi özledim sadece" dedi. "Tamam peki öyle olsun veriyorum Ece'ye dedim." Ece aldı telefonu elimden heyecanlı heyecanlı konuşmaya başladı. "Yaman Amcası sen gördüğünden beri boyum 6 cm daha uzadı biliyor musun, gitarımı getireyim dedim annem uçakla gitarı taşıyamayız dedi, gibi hayatındaki son gelişmeleri inanılmaz bir hızda sıralamaya başlamıştı en son kısık sesle  "Şey... babam yanına geldi mi hiç" diye fısıldadı. Hemen aldım telefonu elinden "hadi ama geç kalacağız 5 saat sonra konuşursunuz taksi bekliyor, geç kalmayalım diye bir şeyler geveleyip kapadım telefonu.

ALAZ
Yaman'ı bir haftadır darlıyordum. En son ısrarlarıma dayanamadı tamam dedi arayacağım ama ses falan çıkarmak yok. Tamam dedim. Bir kaç çalıştan sonra açtı telefonu. Sesini duyduğum an hüzün çöktü kalbime. Onun sesinin şokunu atlatamadan O'nun Ece'nin Ece'min sesini duydum telaşlı telaşlı hayatındaki son gelişmeleri hızlıca özet geçiyordu. Ama son cümlesi boğazımı düğümledi. "Şey... babam yanına geldi mi hiç" diye fısıldamıştı. Ahhh çekingen soruşu, muhtemelen Asi duymasın diye fısıldayarak sorması, kim bilir kaç kere sordu beni, kaç kere hayal kırıklığına uğradı. Başta kendimi sonra beni ondan uzak tutan herkesi, her şeyi yıkmak istedim.

ASİ
Uçakta Alaz'ı düşünmemeye çalıştım. Ece'nin uçakta midesi bulandığı için onu düşünmeye çokta vaktim olmamıştı zaten. Şimdi yine aynı şehirdeydik. Onu tanıdığım, onu sevdiğim, ona aşık olduğum ve bana biriciğimi verdiği o şehirdeyim pardon şehirdeyiz. Yaman'ın bizi almaya geleceğini bildiğimden insanların beklediği yere baktım ama olduğum yerde donakaldım. Çünkü tek gelmemişti yanında Alaz da gelmişti. Öğrenmiş miydi her şeyi? En önemlisi Ecemizi...

Kanadım kırılmıştı hevesle uçarken. Yaralıydı ruhum sanki cam bir bardak sert bir şekilde yere düşmüşte paramparça olmuş gibiydi kalbim. Bir yanım kırık parçaları toplamaya çalışırken diğer yanım uğraşmak istemiyordu. Toparlasam nolurdu ki tekrar kırılacak paramparça olacaktı. Sil baştan yeniden onarım sürecine başlamam gerekecekti ama bir yandan da insan olmak demek bu değil miydi? Çeşitli duygular yaşayacak, kırıldığım yerden tekrar kırılacak ve toparlamaya çalışacaktım. Sahi insan olmak bu mu demekti, kırılan kalbimizi olduğu yerde bırakıp yenisini alamıyor muyduk bu bizi çok mu duygusuz yapardı? Belki de kalbin kendini koruma mekanizması onu bu hale getiriyordu kim bilir. Kalp dile gelse beni bi rahat bırak artık falan der miydi acaba. Ama benim duygularımdan öte Ece'nin ne hissettiği şuan daha önemliydi benim için. Babasının resimlerini gördüğü için muhtemelen Yaman'ın yanındakinin babası olduğunu anlamıştı ama çok boş gözlerle bakıyordu o tarafa hiç bir şey yokmuş gibi...

Kalbimin Kırık Parçası (yarı texting)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin