Ay güneşin kolları arasında kaybolmuş ve dünyayı terk etmişti.Güneş ayın güzel ruhunu kendisine saklamıştı.Şuan ise birbirlerine tutunmuş ve tüm sıcaklıklarını paylaşıyorlardı.
Jungkook'un bi eli pofuduk kalçalardaydı.Uzun ve tutkulu geçen gece ikilinin birbirine verdikleri ilikleri ile sonlanmıştı.Seks yapmadılar seviştiler onlar.Duygular da sevişti onlarla.
Jimin Jungkook'un geniş omuzlarına tutunmuştu.Tombul elleri o kadar yakışıyordu ki Jungkook'a her şekilde birbirlerini tamamlıyorlardı.
Ve minik beden kıbırdandı hafifçe kaslı kollar arasında.Kıpıştırdı küçük gözlerini.Ve en sonunda yeşil harelerini yeni güne.Bi süre tavan ile bakıştıktan sonra bilincinin yerine gelmesi ile dün gece olanlar film şeridi gibi geçti gözlerinin önünden.Düşündükleri ile dudaklarında tatlı bir gülümseme yer almıştı.
Jungkook ile tamamlanmış hissediyordu.Kafasını oda da ki saate çevirdiğinde saatin 11:42 olduğunu gördü.Kafasını onu sarmalayan bedene çevirdi bu sefer.Uzun siyah saçları siyah çarşafın içinde dağılmıştı.Buğday teni parıldıyordu.
Dün akşam beraber olduktan sonra Jungkook Jimin'i kucağına alıp küvetin içinde her bir tarafını güzelce yıkmıştı.Jimin'in hiç bir şey yapmasına bile izin vermemişti.Ardından kendisi de yıkanıp değiştirdikleri çarşafın içine giyinme gereği duymadan yatmışlardı.
Jimin Jungkook sıkıştırdığı bir kolunu zorbela dışarı çıkarıp Jungkook'un yüzünü okşamaya başladı.Kalçasında ki ağrı bile çok güzeldi.Jungkook bu sefer yüzünde ki naif ellerin etkisi ile gözlerini açmıştı.Gözlerini açar açmaz karşısında gördüğü beden ile de sert bir şekilde yutkunmulşu.
Ve evet Jimin onun gerçekten de sonu olacaktı.
Öpüşmekten kırmızının en güzel tonunu alan dolgun dudakları.Pek çok ben olan kaymak gibi teni ve siyah yastıkta dağılan sarı saçları ile bir şaheserdi.
Yumuşacıktı Jimin bunu biliyordu fakat dün gece daha da hissetmişti.İpek gibi tenine dokunmalara doyamamıştı.Dün altından ona bakan parıltılı yeşil gözleri ise en güzeliydi.
Ve şimdi yine ona o güzel pahabiçilemez koyu yeşil gözleri ile bakıyordu mahmur mahmur.Yine ve yine sanki onu ilk defa görüyormuş gibi pahabiçilemez duygular oluşuyordu bedeninde.Jimin tekrardan kanına giriyordu.
"Bebeğim."
Diyebildi Jungkook yeni uyandığı için derin,çatallı ve erkeksi sesi ile.Jimin'in yüzünde ki gülümseme daha da genişlemişti.Bi andan aklına akşam ki sahneler geliyor yüzü kızarıyordu.Jugkook'un da dediği gibi o gerçekten de bir bebekti sanırım.
"Günaydın."
Dedi Jimin çekingen sesi ile.Jungkook jimin'in utandığını anlamış.Ve anladığını belli etmeden Jimin'in bedeninde ki kollarını daha da sıkıştırıp Jimin'in dudağının kenarına derin bir öpücük bıraktı.
"Ağrın var mı ?"
Dedi Jungkook.Jimin'in gözleri ise Jungkook'un yüzü hariç her yerdeydi.
"Immm.....Biraz."
Jungkook biraz mı olduğunu öğrenmek için jimin'in tatlı kalçasında ki elini sıkılaştırmıştı.Jimin ise acı ile yüzünü buruşturmıştu.Bunun üstüne Jungkook sıkıntılı bir şekilde iç çekmişti.
Jimin Jungkook'u izlerken Jungkook kollarını küçük bedenden ayırıp geniş yatakta doğruldu.Ve ani bir hareketle üstlerinde ki yorganı attı.
Jimin gözlerini kocaman açarken vicudunu katlamış küçük elleri ile kalçasını gizlemeye çalışıyordu eşinden.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HEMOFİLİ |JİKOOK|
FanfictionJeon Jungkook suç ortağının hastalığı nedeni ile herkesten sakladığı oğluna saplantılı derecede aşık olur. Hemofili, pıhtılaşma faktörlerinin eksikliğinden dolayı kanın olması gerektiği gibi pıhtılaşmadığı nadir bir hastalıktır.