Yıllar önce ona karşı savaştığınız adamın şu an dizlerinizin üzerinde uyuması ne garipmiş...
Gerçekten de bir gün geçmiş, Favonius'tan kimse henüz Liyue'ye gelmemişti. Onu kendi ellerimle oraya götürmem gerektiğini biliyordum, ama düşmüştüm ona bir kere, bırakamıyordum şimdi...
Bu yaptığım adam kaçırmaktı, ki kaçırdığım kişi normal bir insan değildi, ama yaptığımdan pek de pişman olduğumu sanmıyordum.
Pek çok insanın uğramadığı bir kıra getirmiştim onu, hâlâ kucağımda uyuyordu.
Ona karşı savaştığım zamanları hatırladım, herkes kendi hükümdarı için gözü dönmüş gibi birbirlerini katletiyordu...
Şimdi ise başı bacaklarımın üzerinde uyuyordu...
Sabah oluyor, Güneş yüzünü gösteriyordu. Venti'nin birşeyler mırıldanmaya başladığını fark ettim. Hâlâ sarhoş olamazdı, büyük ihtimalle kabus görüyordu.
Ne yapmalıydım bilmiyordum, o yüzden onu uyandırmak için onu biraz salladım
"Venti..."
Uyandı. Büyük bir hızla doğrulup bana yarı uykulu gözlerle baktı.
"Ah... uyuya mı kaldım?"
"Evet... kabus mu gördün?"
Bir an tereddüt etti galiba...
"Evet..."
Biraz sarsılmış gözüküyordu, belki biraz konuşmak ona iyi gelebilirdi
"Anlatmak ister misin?"
"Savaş hakkında..."
"Boşver o zaman..."
Savaş hakkındaki şeyleri duymak istemiyordum. Dinlemek yerine onu saçını okşayarak rahatlatmaya çalıştım. Keqing'i Ganyu yorgun olduğunda başını okşarken birkaç kez görmüştüm...
"Hm... Manzara güzelmiş..."
"Liyue'ye gelme sebebin de manzara değil miydi zaten? Al sana manzara..."
Kıkırdadı. Sesi gerçekten de güzeldi.
"Buradan gitmek istemiyorum..."
"Neden? Bence yeterince manzara gördün..."
"Bilmiyorum... Burası iyi hissettiriyor..."
"Eminim ki burası kadar güzel yerler Mondstadt'ta da vardır..."
"Orada da güzel yerler var elbet, fakat insanlar orada senin bana davrandığın gibi davranmıyor..."
"Ne demek o şimdi?"
"Mondstadt'ın hükümdarı olduğumu öğrendiğinde bana karşı tavırların değişmedi... Bir zamanlar düşman olduğumuzu bilmene rağmen bana o kadar sert davranmadın..."
"Hükümdarlar çoktan barışı benimsemişken hâlâ kin beslemek bana düşmez..."
Gülümsedi
"Teşekkürler..."
"Yapmam gerekeni yaptım..."
Elimi tuttu ve bana sarıldı. Bunu gerçekten beklemiyordum, ama içimdeki bir ses ona sarılmamı söylüyordu
Ben de öyle yaptım. Ona sarıldım. Belki de bu adamı geri götürdükten sonra bir daha görmeyecektim, o yüzden ondan alabildiğim kadarını almalıydım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ran Away With... Him...☆ [XiaoVen!! ]
FanficKim tahmin edebilirdi ki bir gün , koskoca şehri yöneten kutsal Barbatos, başka ülkeden biriyle kaçacaktı...