"anne.."
Kendime yeni gelmiş gibi hemen kucağından aşağıya atladım. Üstümü düzelttim. Furkanla yan yana durmuş şaşkınlık içinde anne ve babasına bakıyorduk. Onlarda bize şaşkınlık içinde bakıyordu... Hint dizilerine döndü bu ortam.
"ııı, şeyy" diyerek çantamı alarak tam ortamdan tüymeye çalışıyordum ki annesi beni durdurdu.
"dur kızım nereye. Yüz yılda bi oğlum evine kız getirmiş, öyle kolay bırakmam. Hadi gel" diyip bi anda yanıma geldi ve koluma girerek koltuğa doğru götürdü.
Şok içinde annesine bakarken bi anda oğluna dönüp "oğlum, hadi git bize bi çay koy da çay içelim" dedi. İşte şimdi keyif almaya başladım bu işten.
Furkan şaşkınlık içinde annesine baktı. Sonra dişlerini sıktı. "peki anne" diyip ayağa kalktı ve mutfağa ilerledi. Sonra bana bakıp ters bir bakış attı. Noldu lan. Yaa der gibi göz kırptım. Tekrardan arkasını bana dönerek mutfağa girdi.
Annesi bi anda beni kendisine çevirdi.
"merhaba kızım, ben Furkanın annesi Esra. Bu da babası Hakan" dedi karşı koltukta oturan adamı göstererek. sonra imalı bi şekilde bana bakıp göz kırptı. "sende kız arkadaşı olmalısın"Tam ağzımı açıp itiraz edecektim ki Furkan elinde tepsilerle girerek "evet anne. Kız arkadaşım ve onu rahat bırakmalayız çünkü çok geç oldu. ailesi merak edebilir" şok içinde ona bakıyordum. Annesi ve babası görmeden dudaklarıyla sus işareti yaptı. Gözlerimi bi anda öfke bürüdü. Ben sana yapıcağımı biliyorum der gibi kafamı aşağı yukarı hareket ettirdim.
"gel gizem, biz gidelim" diyerek elini uzattı. Bakışlarıyla resmen yalvarıyordu susmam için.
"gidelim" dedim ve elini tuttum. Rahatsız olduğumu belli edercesine gözlerimi kaçırdım. Sonra anne ve babasına dönüp iyi akşamlar diyerek evden çıktık.
🌸
"ya sen ne tür bi gerizekalısın anlamıyorum ki! Kız arkadaşım ne demek! Ya sen bana sordun mu hiç bunu söylerken ha?! Kafayı yedirticeksin bana en sonunda" dedim. Arabanın içindeydik ve beni eve götürüyordu.
"ya annem öyle diyince kadını bozmak istemedim. Zaten 2 gün sonra ayrıldık deriz olur biter! Bağırıp durma!" diyerek o da bana yükseldi. Sinirli Bi şekilde camdan dışarı bakıyordum.
"annen daha çok bana 2 gün sonra gelinlik bakmaya götürücekmiş gibi bakıyordu ama?!" diye bende ona yükseldim.
"ya ne gelinliği, saçmalayıp durma. Ayrıldık deriz olay kapanır. Bu kadar takma kafaya"
"Allah'ım hâlâ kafaya takma diyor ya, hâlâ aynı şeyi diyor!" diye kendi sinirlerime hakim olmaya çalıştım ama olmadı. Bi anda ona dönüp bağırmaya başladım. "YA SEN GERÇEKTEN NE TÜR Bİ ANDAVALSIN HİÇ BİLMİYORUM. AMA SENİN BU EVCİLİK OYUNUNA DAHİL OLMAYACAĞIM. EVE GİDİNCE ANNENE HEMEN YALAN OLDUĞUNU SÖYLÜYOSUN. YOKSA BE-" diye bağırmaya devam edicektim ki bu seferde o lafımı kesip bağırmaya başladı.
"YOKSA NE!"
"BAĞIRMA BANA! YOKSA GİDER BEN SÖYLERİM, ANLADIN MI!" diye bağırmaya devam ederek cümlemi tamamladım.
"Allah'ım sen bana sabır ver" bi hışımla bana dönüp "seninle sabır taşı olsa çatlamakla kalmaz toz olup yok olur" dedi.
"Sana dayanabilen varsa bana haydi haydi dayanırlar canım!" diye yüzüne doğru bağırdım.
"bağırıp durma kulağımın dibinde!" diye tekrar yükseldi.
"SEN DE BAĞIRTMA İNSANI O ZAMAN" diye tekrar bağırdım. Ses tellerimin ruhuna el fatiha.