Hayret yaz yakın... Bahar uçtu gitti elimden. Çam ağacı gibi her mevsim çıplağım, belki de her
mevsim aynı kıyafet üstümde. Ayağımda seksenlerden kalma işlevsiz bir ayakkabı. Aynı
memleketim gibi. Sıcakta ayağım ter içinde, yağmur yağar su içinde.
Arka sokaklarda ağlarken çocuklar açlıktan, alışveriş merkezleri ağzına kadar dangalak dolu.
Aynı memleketim gibi.
Sevgisizlik yakın... Aşk uçtu gitti elimden. Göçebeler gibi, yoldaşım atım. Üstünde yazın yaylak,
kışın kışlak dolaşırım. Sırtım dik, boynum yanmış güneşten. Yollarda çocuklar görürüm, hepsinde farklı birer hüzün. Aynı memleketim gibi. Kimi anasını vermiş toprağa, kimi baba olmuş elleri kir pas içinde görünmüyor nasırları.
İlk harf hayret ediyor memleketin haline. "Hadi ben kendimi kurtardım, ya benden sonrakiler?"
Teselli etmek gelmiyor içimden, "Benim derdim bana yeter zaten." düşüncesindeyim esasen.
Ruhun yakın... Adın uçtu gitti dilimden, karanlığında kayboldu bi' harabenin. Bakarken sana,
çaresizlik dağının zirvesini seyrediyorum sanki. İşte bu mümkünsüzlük hali içerisinde
yazıyorum her heceyi. Sonra bilinmezliğe yolluyorum kafiyeleri. Belki biri ne yapar ne eder bulurdu en azından ilk harfi.
"Ah!" Desen içim yanardı. Çiviyle kazınırdı zihnime gözünden düşen damlaların sayısı. Çekerdim yedi yedi, sayardım zikir gibi.
Alkıma gelirdi;
"Mümkünatı yok ulan! Bırak şu saçmalığı."
"Sanane birader! Girme yaradanla arama."
Kavga ederdik kalemle. Tabii bağırış çağırış da olurdu biraz. Komşular duvarlara vururdu. Sus pus olurduk hemen.
Nihayet yaza yakın memleketim. Dışarı attım kendimi. Meltemin ağaç yapraklarını her
tokatlayışında yaprakların çıkardığı o acı hışırtıyı dinledim. Birkaç tokat da tenimde hissettim.
Ruhun yakın. Meltem adını heceledi üç tokatla.
YOU ARE READING
Yedi Harfli Günaydın Mektupları
Fiksi Umum"Seni gördüğümde, ölüm ile yaşamın arasındaki ince ipte cambaz olarak çalıştığım işimden istifa etmek, tekrar yaşama dönmek, seninle her anı tekrar tekrar yaşamak istedim. Aşk demek az mı gelir buna? Fazla mı gelir yoksa? Bilemedim."