¹⁸HOŞGELDİN BEBEĞİM

182 14 2
                                    

  

  10 12 gündür. Jungkook'un evindeyim ve resmen onunla köşe kapmaca oynuyorum. Ama bir saniye bile yalnız kalmama izin vermiyor. Haklı olduğunu biliyorum, yani eve ilk geldiğimiz gün banyoda elimde jilet ile beni gördüğünde hem kendi yıkılmış, hem de beni yıkmıştı. Hele sabahında beni odada bulamayışı, aklını kaçırıyor sandım. Jungkook'u tanıdım tanıyalı gözlerinde bir çok duygu gördüm. Öfke, kibir, küçümseme, acıma,
sevgi, hayranlık ama ilk defa evet, ilk defa korku ve endişe görüyorum. O günden sonra yanımdan bir dakika bile ayrılmıyor, uyuduğumu sandığı zamanlarda bile gece bir kaç
defa kontrol ediyor, sürekli beni güldürmeye, mutlu etmeye çalışıyordu. Ağzımdan çıkacak olan bir kelime onu ne kadar mutlu edecek farkındayım ama bir anlasa, azıcık yalnız kalmama izin verse..

Lanet olsun! ondan korkmuyorum ki sadece o günü Taemin'ni unutamıyorum. Her an, her dakika bozuk bir film gibi görüntüler gözümün önüne geliyor. Üstelik Jungkook beni en başından uyarmıştı, kahretsin ki yapma demişti, ona yüz verme demişti. En başından onu dinleseydim, o yemekte ona ümit vermeseydim. uzak tutsaydım kendimden bunların hiçbiri yaşanmayacaktı.

Her günümüz aynı başlıyor, aynı yaşanıyor ve aynı sonlanıyor.. Ta ki bu akşam yemeğine kadar. Yemeğim bitmiş ve Jungkook'un söylemesine fırsat vermeden, hemen tezgahın üzerindeki ilaçlarımı içmek için masadan kalktım. İlaçlarımı içince elimde ki su bardağı ile odama geçmek için döndüğüm esnada, ne ara dibime kadar geldiğini anlamadım Jungkook ile çarpıştım. Benim elimdeki bardak onun elindeki tabak yerde aynı ikimiz gibi paramparça olurken, çok yakındık. Sadece ikimizden birinin azıcık
kıpırdaması ile dudaklarımızın buluşması kaçınılmaz olurdu. Bakışmamız saniyeleri götürürken bu çekime dayanamayıp, hafif geri çekilerek ona arkamı döndüm.Yoksa
dudaklarına yapışmam an meselesiydi ve döndüğüm an pişman oldum. Ben Jungkook'a
arkamı döndüm. Lanet olsun! tek bir adımım için gözlerimin içine bakan, beni bir saniye bile bırakmayan, yanımda olan adama arkamı döndüm diye içimden pişmanlıkla kahrettim. Jungkook'un arkamdan gitmesi gerekirken ellerini tezgaha
yaslayarak bana daha çok yaslanmasıyla nefes alışım hızlandı. Kalbim ısınmadan depara kalkmış koşucular gibi birden hızlı atmaya başladı ve tam kalbime oturan
cümlesini fısıldadı özlemle,

"Jimin çok özledim " ah Jungkook bende diye geçirdim içimden, ve duraksadı

"Sesini özledim, benimle konuşmanı özledim" dediğinde onunla konuşmayı ne kadar özlediğimi fark ettim.

"Tereddüt etmeden sana sarılmayı, bana sarılmanı özledim" kahretsin bende ona sımsıkı sarılmayı özlemiştim.

"Dayanamıyorum. Bana böyle yabancı gibi davranmana, uzak kalmana, bana bakmamana, beni görmemene dayanamıyorum" dediğinde tezgahtan ayrılan elleri
belime dolandı. Tanrım bu kolların bedenime sarılmasını ne çok özlemişim diye geçirirken içimden Jungkook'un,

"Gülmeni, gözlerinle gülmeni, kahkahalarını özledim. Biliyorum bebeğim yaşadıkların çok kötü ama çabalayamaz mısın? sen çabalamasan, benim çırpınışlarım boşa olur " dediğinde çabalıyorum kahretsin çabalıyorum diye içimden geçirdiğim an tutamadığım bir hıçkırık kaçtı boğazımdan. Jungkook duraksadıktan sonra beni kendine döndürdü ve gözlerini o şefkat dolu gözlerini gözlerime kitleyip, ellerini yüzüme yerleştirdi..

"Ağlamanı istemiyorum lütfen. Her bir damla göz yaşın ateş olup, içimi yakıyor yalvarırım Jimin"dediğinde
Hıçkırıklarımın daha da fazla aratacağını anladım ve Jungkook'u daha da üzmemek için kollarından çıkıp odama kaçtım. Odama geldiğimde hemen kapıyı kapattım ve kapıya yaslanıp hıçkırıklarla yere çöktüm. Ne kadar zaman orada öyle kalıp ağladığımı bilmiyordum ama Jungkook'un oda kapısının kapanma sesi ile baya bir süre geçtiğini anladım. Haklıydı bir adım atmıyor hiç çabalamıyorum bu karanlıktan çıkmak için onun çırpınmalarını umursamıyor, görmüyordum pes etmiyor ama her geçen gün oda
benimle beraber acı çekiyor. Üstelik beni en başında uyarmasına rağmen, benim hatam olmasına rağmen benimle beraber acı çekiyor ve artık buna bir son vermeli

YOUNG BOSS ~JİKOOK~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin