Merhaba canımcımlar sjsjsjs Bölümler geç geliyor farkındayız ve çok üzgünüz. Elimizden geldiği kadar hızlı yazmaya çalışıyoruz. Sizi seviyoruz
~Mina, İlkim ve Deniz...~-" Lan bu ne hal?!"
Uraz'dan devam:
Hızla kafamı sağımda duran Murat'a çevirerek
-" Lan Murat! Kapat lan gözlerini!" dedim.
-" Asıl sen kapat! Lan varya biriniz Aden'imin bacaklarına bakın kardeş demem sikerim gözlerinizi!"
-" Napayım lan ben senin Aden'ini?! Lan Hira'ma kafanızı bile çevirirseniz keserim o uzantınızı!" O anda Doğan
-" İkiniz de kapatın lan gözlerinizi! İklim! Girsene lan sende içeri! Şimdi biri bakacak sana! Kardeş katili yapma lan beni!" dedi. Kızlar hâlâ uyku sersemi olacaklar ki yerlerinden bile kıpırdamıyorlardı. O sıra da, üçümüz de aynı anda
-" Sikecem gözlerinizi haa!" dedik. Ben Hira'nın vücudundaki açık yerleri kapatmak için sarılırken, Murat ve Doğan da karşılarındaki kızlara sarılmışlardı. Hira'yı biraz daha sarıp ayaklarını yerden kestim. İçeriye girerken
-" Odan nerede?" dedim. Hira başını omzuna yaslayarak
-" Yukarıda. Soldan üçüncü kapı." dedi. Merdivenlerden yukarı çıkarken Doğan ve Murat'a baktım. Onlar da benim gibi kızlara odalarını soruyorlardı. Hiç vakit kaybetmeyerek Hira'yı odasına götürdüm ve yatağa oturtturdum. Uykusu yeni açılmaya başlamış olacak ki gözlerini ovuşturuyordu.
-" Lan sen ne sikime kapı açmaya böyle çıkıyorsun?!"
-" Ne?!" Anlaşıldı. Daha yeni uyanıyor bu. Elimle bacaklarını göstererek
-" Şu haline bak!" dedim.
-" Ne varmış halimde?" diyerek başını, üstünü incelemek için eğdiğinde gözleri kocaman olmuş bir şekilde tişörtün eteklerinden tutarak aşağı çekti. Bu halinden zevk alsam da o kapıyı başka birinin çalabilme ihtimali aklıma geldikçe deliriyordum. Hızla onun kendime çekip sarıldım.
-" Bir. Daha. O. Lanet. Kapıyı. Bu. Şekilde. Açarsan. O. Bacaklarını. Kararım. Anladın mı beni?" Hızla başını aşağı yukarı salladı.
-"Güzeeell. Şimdi üzerini giyin. Bizimle şirkete geleceksiniz." Hira geri çekilerek
-" Neden? Bir şey mi oldu?" dedi. Aha! Yine bana karşı davranışlarında bir yumuşama var. Ya ben bunun cadı hallerini de seviyordum.
-" Hayır. Sadece sevgililerimizi yanımızda istedik, o kadar." Uysalca başını sallayarak dolabın önüne geçti. Ben de yatağa oturarak onu seyretmeye başladım. Bir süre sonra elinde kıyafetlerle odanın içindeki başka bir kapıdan içeri girdi. Galiba üzerini değiştirmek için banyoya girmişti. Birkaç dakika sonra banyodan çıktığında hızla ayağa kalktım. Tam dizinde biten bir elbise giymişti. İşaret parmağımla havada daire çizerek dön işareti yaptım. Hira gözlerini devirerek etrafında döndü. Elbisenin hiçbir dekoltesi yoktu. Zaten vakıf toplantısına geldikleri o gün, giydiği elbisedeki dekolte ona bir beş yıl yeter. Hira hızla makyaj masasının yanına gitti ve masanın üzerindeki parfümlerden birini eline aldı. Tam sıkacaktı ki hemen elinden alıp geri yerine koydum. Hira bana, ne yaptığımı anlamaya çalışıyormuş gibi bakarken O'nu kendime çektim ve sarıldım. Boynundan öperek
-" Seni her boynundan öptüğümde parfümün kokusunu ve tadını almak istemiyorum. Senin tadını, kokunu almak istiyorum. Anladın mı?" dedim. Hira kafasını aşağı yukarı sallayarak
-" Hı, hı. Anladım." dedi. Hemen elinden tutarak odadan çıkardım. Merdivenlerden inip oturma odasına geldiğimizde herkes oradaydı. Murat ve Doğan'ın sevgilileri Hira ve benim birbirine kenetlenmiş ellerimize bakarak şaşkınlıkla gözlerini büyüttüler. Tamam, anlaşıldı. Bu kızlarla konuşmam gerek.
Murat:
Uraz, Doğan ve benim -Sen gözünü kapat! Yok o kapatsın!- davası bitmeden Uraz sarışın kızı kucağına alıp merdivenlerden çıktığında, bende aynı şekilde Aden'i sardım ve ayaklarını yerden kesip merdivenlere yöneldim. Bir yandan merdivenleri çıkıp bir yandan da kapıyı böyle açtığı için Aden'e kızıp, homurdanıyordum. Sinirle
-" Hangisi senin odan?!" dediğimde üç kapıdan ortadakini göstererek
-" Burası." dedi. Hızla odasına girip kapıyı kapattığımda Aden'i indirip sinirle bağırdım.
-" Bu nasıl hâl lan böyle?! " dedim. Üzerini süzdükten sonra
-" Ne var halinde? Senin verdiğini giydim işte. " dediğinde iyice sinirlenmiştim. Histerik bir şekilde gülüp sinirle kollarını sıktım.
-" Lan delirtme beni! Ya kapıya gelen ben değil de başka bir adam olsaydı! Böyle kapı mı açılır?!" dediğim de yüzü düşmüştü.
-" Ne yapayım? Uyku sersemiydim!" dediğinde sinirli halim birden yumuşadı ve eğilip burnunun ucunu öptüm. Bir anlığına yüzü gülse de tekrardan suratı düştü. Kendini geri çekerek
-" Hem sen kimsin de bana bu kadar kızıyorsun ki?" dediğinde yeniden sinirlenmiştim. Sinirle burnundan soluyarak
-" Güzelim bu konuyu konuşmuştuk ya hani. Ben sevgiliyiz diyorsam sevgiliyiz. Sen benim sevgilimsin!" dedim. Ellerini göğsünün üzerinde birleştirerek gözlerini devirdi.
-" Bende sana söylemiştim ama dimi? Teklif almadan sevgilin olamam!" dediğinde kafamı yukarı kaldırıp sabır dileyerek yüzümü tekrardan Aden'e çevirdim. Beni deli etmeyi başarmıştı ve bana zafer gülüşünü attı. Bu sabahki tribini devam ettirerek
-" Eee? Sen neden geldin evime?!" dediğinde haline gülerek burnunu sıktım ve kinayeli bir şekilde
-" Sen benim sevgilimsin ya hani, seni şirkete götüreceğim." dediğimde birden heyecanla
-" Sahiden mi?" dedi. Sonra kendi kendine söylenip yeniden suratını düşürdü. Bu halleri beni gerçekten deli ediyordu. Böylelikle O'nu deliler gibi sevmeme yardımcı oluyordu. Güzel ve pürüzsüz yanaklarına koca ve sulu bir öpücük kondurup
-" Hadi hazırlan da çıkalım." dedim ve yatağın üzerine oturup odayı incelemeye başladım. Her ne kadar Aden'in tripleri canımı sıksa da sonunda kalbimi delicesine attıran biri çıkmıştı karşıma. Aden kalbimi çok hızlı attırabilen, aklımı ondan alamadığım biri. Ondan başkasını düşünemediğim. Normalde hep tek gecelik takılan ben, bir gece de Aden'e aşık olmuştum. Bu halime sırıtıp güzelimi izlemeye başladım. Kısa bir etek ve sütyen gibi bir şey çıkarttığında kaşlarımı çatıp hemen atıldım.
-" O bez parçalarını giymeyeceksin!" dediğimde benimle inatlaşarak
-" Hayır giyeceğim!" dedi. Tamam kızım, senin en çok benimle inatlaşmanı seviyorum ama sözümü dinleyeceksin! Yatağından kalkarak yanına gittim ve bir müddet dolabına baktıktan sonra beyaz bir elbise çıkartıp Aden'e uzattım.
-" Senin için bir alışveriş yapmamız lazım. Bunları bir daha giyme. Simdilik bununla idare et." dediğimde bana trip atıp küçük bir çocuk gibi omuz silktiğinde
-" Sen giymezsen ben giydirebilirim güzelim. Sabahtan bu yana çok özledim vücudunu zaten!" dedim. Gözlerini büyüttüğünü gördüğümde gülerek devam ettim.
-" Alıp giyiyor musun? Yoksa ben giydireyim mi?" Hızla elimdeki elbiseyi alarak odadaki başka bir kapıdan içeri girdi. Bu güzellikle gerçekten işim vardı. Tatlı belam benim! Giyinip yanıma geldiğinde tutması için elimi uzattım ama o tutamayıp kapıdan çıktı. Allah'ım bu kızın tribi ne zaman bitecek? Nefesimi bıkkınlıkla dışarı vererek Aden'i takip ettim. Merdivenlerden aşağı inip oturma odası gibi bir odaya girdi ve beni umursamadan koltuklardan birine oturdu. Bende yanına gidip oturdum ve O'nu koltuğumun altına aldım. Önce kıpırdansa da kolunu sıktığım için durdu. Bir süre sonra Doğan ve sevgilisi el ele odaya girdi. Ben kinayeli bir şekilde Aden'e bakarken Doğan
-" Murat, bu İklim. Kendisi benim sevgilim olur." dedi. İklim... Şu benim Aden'in sevgilisi sandığım. Aden kıkırdamaya başlayınca istemsizce gülümsedim. Gülüşünden öptüğüm...
Doğan:
Odasına çıktığımızda onu yatağına bıraktım. Sonra ayağa kalkıp
-" Hadi bizimkiler neyse de, ya başka biri olsaydı yanımda? Ya biz değilde başkaları gelseydi kapıya? Böyle mi çıkacaktın onların karşısına?!" Sorularım bittiğinde İklim'e bakıyordum ama O hipnotize olmuş gibi halıya dikmişti gözlerini. Parmağımı yüzüne yaklaştırıp şaklattığımda yerinden sıçrayıp bana baktı ve
-" Hı?" dedi. Sabır dilercesine yukarı baktıktan sonra O'na dönüp
-" Söylediklerimi dinledin mi?" dedim.
-" Ne dedin ki?" dediğinde sıkıntıyla nefesimi dışarı verip
-" Diyorum ki bu halin ne? Ya bizim yerimize başkası olsaydı kapıda?" dedim. Bana uzaylı görmüş gibi baktıktan sonra bir anda yatağın yorganını açıp içine girdi ve
-" Yoksa çıplak mıyım şu an?!" diye cırladı. Ne?!
-" Ya İklim. Senin yanındayken ona kadar da saysam bine kadar da saysam fayda etmiyor! Ulan üstünde kıçını bile örtmeyen bir tişört var onu diyorum!" dedim. Yorganı üstünden atıp yanıma geldi ve tebessüm ederek
-" Sen kokuyor diye çıkarmak istemedim." dedi. Bende ona aynı şekilde gülümsedim ve
-" İstediğin kadar tatlı ol. Bu, kapıya bu şekilde çıktığını değiştirmeyecek." dedim son kelimelerde kaşlarımı çatarak. Dudağını büzüp
-" Tatlı tatlı gülümsemem işe yaramadı mı yani?" dedi. Kafamı sağa sola sallayıp
-" Hayır." dedim. Başını yere eğip
-" Allah Allah! Aden'de işe yarıyordu oysa ki." dedi. Sonra başını kaldırıp gözlerime bakarak devam etti.
-" Neyse. Sen neden geldin?"
-" Seni almaya geldim."
-" Nereye gideceğiz?"
-" Şirkete."
-" Niye ki?" Allah'ım! Ne çok soru sordu.
-" Seni yanımda istiyorum çünkü." Yanağımdan öpüp
-" O halde hazırlanmalıyım." dedi ve dolabına ilerledi. Kıyafetlerini aldıktan sonra odanın içindeki kapıdan içeri girdi. Bir süre sonra çıktığında kıyafetine göz attım. Dekoltesi yoktu. Kısa da değildi. O zaman sorun yok. Ayağa kalkıp elimi tutması için uzattım. Gülümseyerek elimi tuttu. Odadan çıkıp İklim'in tarifiyle oturma odasına gittik. Murat ve sevgilisi oturuyorlardı. Murat'a
- " Murat, bu İklim. Kendisi benim sevgilim olur." dedim. Murat sevgilisi gülünce hafif bir şekilde tebessüm etti. Sonra bana dönerek
-" Bu da Aden. Benim sevgilim." dedi. Sevgilimi bastırarak söylemişti. Bir şey anlamasam da umursamayarak koltuğa oturdum ve İklim'i de bileğinden tutarak yanıma çektim. Böyle mal mal otururken Uraz ve sevgilisi geldi. Kızlar garip garip baksa da hemen atlayarak büyük bir hevesle
-" Uraz. Bu benim sevgilim İklim." diyerek küçük bir çocuğun oyuncağını gösterdiği gibi İklim'i işaret ettim. Uraz selam vermek amaçlı hafifçe başını eğdi. Murat gözlerini devirerek
-" Bu da benimki. Aden." dedi. Uraz sevgilisinin eliyle birleşmiş olan elini kaldırarak
-" Bu da benim hatun. Hira." dedi. Hira hafifçe gülse de hemen toparladı. Al işte. Bunlar ruh ikizi.
Uraz:
Elimle Murat'ı işaret ederek
-" Bu Murat." dedim ve hemen sonra Doğan'ı işaret edip
-" Bu da Doğan. " diyerek Hira'ya bizimkileri tanıttım. Hira koltuğa otururken
-" Biliyorum. Sabah kızlar geldiğinde detaylı bir şekilde tanıdım. Eğer kızlarla sevgili olmasalardı Doğan'a İklim'le arabada yattığı için, Murat'a da Aden'le aynı yatakta yattığı için kafa atacaktım." dedi. Murat, Doğan ve ben aynı anda şaşkınlıkla
-" Kafa?" dedik. Hira umursamazca göz devirirken İklim
-" Yapmadığı bir şey değil." dedi. Aden daha fazla dayanamayarak
-" E hadi. Gitmeyecek miyiz?" dedi. Murat ve Doğan oturdukları yerden kalkarlarken
-" Siz Hira'yı da alıp dışarıda bekleyin. Ben kızlarla bir şey konuşacağım." dedim. Murat, Doğan ve Hira umursamayarak dışarı çıktıklarında
-" Bakın bacı gardaşlarım. Hira bana inanılmaz bir şekilde yumuşak davranıyor. Sizce bu normal mi? Çünkü ilk tanıştığımız da bu kadar sakin değildi. Hatta hiç değildi." Kafama topuklu ayakkabılarıyla vurdu lan ne sakinliği?! Aden kafasını sağa sola sallayarak
-" Hem de hiç normal değil. Normalde hiç yılışıklığı sevmez ve ben ilk defa O'nu biriyle el ele gördüm." dedi. İklim de
-" Bence fırtına öncesi sessizlik bu. Her an bir sinir patlaması gerçekleştirebilir." dedi. Sağ olun ya! İçime su serptiniz! Kafamı sallayarak
-" Tamam. Sağ olun." dedim ve evden çıktım. Sıçtığımın resmidir! Acaba bu sefer kafamda ne parçalayacak?
Murat:
Uraz bizi dışarı gönderdiğinde Hira'ya
-" Hira. Bir şey sorabilir miyim?" dedim. Kafasını sallayarak
-" Tabi." dedi.
-" Aden bana sabahtan beri trip atıyor ve ben gerçekten çok sıkıldım. Ne zaman biter bu tribi?" Ulan şu düştüğüm hale bak! Ulan Aden! Ulan Aden! Şu tribin bitsin bir, bak ben ne yapıyorum sana!
-" Birincisi; Aden trip atıyorsa işin çok zor demektir. İkincisi; trip attığı konu ne?"
-" Çıkma teklifi etmedim. O yüzden." Kolunu omzuma getirip sıvazladı
-" Allah kolaylık versin kardeşim. Aden ölür, ama yine de teklif almadan senin sevgilin olmaz." dedi ve Uraz'ın arabasına bindi. Ooff! Allah'ım nelerle uğraşıyorum!
Doğan:
Kızlar ve Uraz da evden çıkınca arabalara bindik. İklim yol boyu susmasa da O'nu dinlemedim. İçimde bir sıkıntı vardı ve geçmiyordu. Sonunda şirkete geldiğimizde hepimiz arabadan inip sevgililerimizin ellerini sahiplenircesine tuttuk. Sonuçta ilk defa sevgililerimizi şirkete getiriyorduk. Asansörle en üst kata çıktık. Tam benim odama girecekken Uraz'ın sekreteri yanımıza gelip
-" Efendim. Doruk Bey, Demir Bey ve Deniz Bey odada, sizi bekliyorlar." dedi. Uraz'ın odasının kapısını İklim'in girmesi için sonuna kadar açtım. İklim odaya girip 3D'yi gördüğünde şaşkınlıkla yerinde durdu. İklim şaşkınlıkla
-" Demir?!" dediğinde Demir de aynı şekilde
-" İklim?!" dedi. Sinirle İklimin elini tutup kendime çektim.
-" Noluyor lan burada?!"