"Sen kapandığım devir,
Artık yerim yurdum değil..."Kulaklığım kulağımda şarkımı dinleye dinleye karakola imzaya gidiyordum.
Anahtarı elimde sıkı sıkı tutuyor kaybetmek istemiyordum.
Nasıl gideceğim hakkında hiçbir fikrim olmasa da cesaretimi bir gün toplayıp gideceğimi biliyordum.Karakola geldiğimde imza için beni bir yere götürüp bir kağıt imzalattılar ve sürekli gelip imza atmam gerektiğini bilmem kaçıncı kez söylemişlerdi.
Şehirde dolaşıp eve öyle gitmeye karar vermiştim ama sanki ayaklarım beni okulumun sokağına götürüyordu.
Her şey aynıydı bahçesi, paslı demir korkuluklar, zil sesi ve o kasvetli his.
Okula bakan bir evin kapısına oturdum.
Hayatımın çoğu zamanı burada geçmiş bütün kötü anılarım buradaydı.
Dışlanmalarım,kavgalarım,ilk aşık oluşum ve ilk hayal kırıklığım.
Aşık dünyanın en kötü en saçma duygusuydu çünkü her seferinde kayak kırıklığı olarak kalır.Okula başladığımdaki güzel anılarım o kadar azdı ki kötü anılar iyileri silip atıyordu. Aslında üzülmüyordum ama içimdeki burukluk asla gitmiyordu.
Zil sesiyle daldığım yerden gözlerimi çektim öğle arası saati gelmiş öğrenciler bir hışımla okul bahçesinden çıkıyorlardı.
Bu hissi hiç yaşayamamış herseferinde bıkkınlıkla bu okula girip çıkmıştım.Okula bakmaya devam ederken tanıdık biri gözüme ilişti...
Sena öğretmen.
Kendisi matematik hocam ve ayrıca babamın çok yakın bir arkadaşı yani arkadaşıydı.Beni görmesiyle olduğu yere çakılı kaldı.
Gözlerindeki öfke o kadar fazlaydı ki hızlıca kalktım gitmem en iyisi olacaktı.Tam sokağın köşesindeyken kolumdan tutup beni durdurdu.
"Nasıl çıktın sen ve ne yüzle buraya gelebiliyorsun?"
"Bak beni tanıyor ve biliyorsun benden uzak dur ne yüzle dediğin de ben haklıydım ve duymak istiyorsan söyleyeyim pişman değilim."
Hızla kolumu kurtarım odan uzaklaştım.Gerizekalı kadın birşey bilmiyordu ve konuşuyordu.
Telefonumun çalmasıyla cebimden çıkartıp açtım.
Eren;
- efendim
- Evren nerdesin?
-dışardayım.
- eve gelsene ordayım ben bişeyler konuşmamız gerekiyor.Telefonu kapatıp hızla eve yürüdüm.
Anahtarımın bir teki de Erende vardı olası bir sorun olursa lazım olur diye.Eve vardığımda Eren elinde bir kaç kağıtla salonda oturuyordu kendine ve bana kahve yapmıştı.
Fincanı elime alıp karşısına oturdum.
"Neler oluyor Eren?"
"Sanırım gizemli kızdan izler var."
Merakla yüzüne baktım devam et der gibi.
"Aslında tam bir iz değil fakat hangi postaneden gönderildiğini bulduk mektupların kamera kayıtlarından bulmaya çalışacağız."
"Tek sorunum bu kız mı zannediyorsun Eren? Ben kardeşimi istiyorum onu bulmak istiyorum."
"Ondan da iz var annen görüşmenizi istemiyor biliyorsun ama kardeşinin de okulunu bulduk ismini değiştirmişler ama bir fotoğrafı veya başka bişey varsa sende çok iyi olur."
Bende yoktu ama evde vardı.
O eve gitmek istemiyordum ve o eve benden başkasının da girmesini istemiyordum.
"Hiç fotoğraf yok ama evde vardı. Bana bir kaç gün verebilirmisib kendimi toparlayayım gidip alacağım."
Anahtar olayını anlatmıştım zaten bundan dolayı işi biraz daha hızlandırmıştı.
"Ama kızı hemen bulmanızı istiyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Suçlu
Fiksi Remaja"Her siyah renk siyah değildir Evren. Kendime has bir ton farkı vardır sendeki de o,sen farklı olmasan gözümde bu kadar büyümez sana aşık olmazdım"