8. Bölüm

61 4 0
                                    

Sabah ilk görüşmem Kayayla oldu, iyi görünmediğimi anlamış olacak ki, akşam için yemek davetin de bulundu. Ne kadar çok 'hayır' demiş olsam da, yeterli gelmemişti, söylemlerim. Sonunda yenilmiştim, ona.

Yeni proje ekibimizle ilk toplantımızı nihayet gerçekleştirmiştik. Şimdi hissedarlara sunabileceğim daha somut veriler olacaktı elimde. Onun sevinciyle kendime bir kahve söyleyip, kendi kendime kutlamak istemiştim. Bu iş, benim ve şirketimiz için gerçekten de oldukça önemli bir projeydi. Yaş ortalaması kendinden yüksek olan insanlara laf anlatmak gerçekten hiçte kolay değildi. Bu zaferle bir nevi, onlara karşı kendimi ispat etmiş olacaktım. Kahvemin son kalanını yudumluyorken çalan telefonun titreşimini hissettim cebimde. Bilmediğim bir numaraydı,

- Alo, Deniz beyle mi görüşüyorum ?

- Evet, buyurun !

- Ben hani sizi geçen günde aramıştım tanıdınız değil mi ? Eda ben..

- Hayır, neydi konu hanımefendi ?

- İş başvurum kabul edilmemişti de hani..

- Hanımefendi benlik bir durum yok, lütfen beni bu konuda bir daha rahatsız etmeyin !

Diyerek, konuşmasına bile fırsat vermeden kapattım telefonu. Bu ne ya ! Nereden almıştı ki telefonu mu ? Münasebetsiz kadın ! İllaki kahvem zehir olacaktı bu ne ya ! Kendi kendime söylenirken, Seda hanım girdi odaya, yüzünden endişeli olduğu belliydi. Bugün çok güzel görünüyordu gözüme. Beyaz gömleği daha bir güzel çıkartmıştı yüzünü ortaya.

- Efendim, hissedarlardan bir kaçının çözüm ortaklığı için bir ekip oluşturup buraya göndereceklerine dair bir haber aldım, bunu sizinle paylaşmak istedim.

Bir an gözümde Seda hanımın güzelliği gitmiş, birden bire başka bir ruh haline girmiştim.

- Nasıl yani ? O kadar güven sağlayamamışım da onlara, şimdi karşıma nasıl bu şekilde çıkmaya cesaret ediyorlar. Bilginin doğruluğunu teyit edip, lütfen bana dönün Seda hanım !

Sinirlenmiştim. Sanırım kutlama yapmak için zamanlamayı kötü seçmiştim. Ne aptalca bir şeydi, kendi projemi onaylatmak için dışarıdan bir grup denetimci alacaktım. İş miydi şimdi bu ! Aklımdan çok şey geçiyordu da neyse, şeytana uymamalıydım. Çalan telefonda annemin aradığını gördüm, hepte olmayacak zamanları buluyordu beni aramak için. Keyifsiz bir şekilde açtım telefonu. Çocuk gibi bu gece geç gelmeme mi, dedemin benimle konuşması gereken konuları olduğunu söyledi. Dedemi arayıp Kaya'nın yemek teklifini söyledim, dedem her zaman ki gibi önceliği Kaya'ya vermişti. Beklentim doğru çıkmıştı, dedem hiç yanıltmamıştı beni. Kaya'yı aradığım da erken çıktığını öğrendim. Cep telefonu da kapalıydı, Kaya bu ! Her şey beklenilebilinirdi. Kim bilir hangi bar da kaçıncı kadehini yudumluyordu. Başka bir işim olmadığından eve doğru çevirdim direksiyonumu, kadın düşmüştü aklıma. Aslında yolumun üzerinde olduğu için evi, aklıma gelmişti. Tam evin önünden geçerken kadını bir taksiye binerken gördüm, oldukça şıktı yine, bu akşamda. Kesin aynı adamla buluşacaktır diye düşündüm. . İşim yoktu nasıl olsa evdekilerde Kaya'yla olduğumu sanacakları için merak etmeyeceklerdi. Direksiyonu çevirip, başladım taksiyi takip etmeye. Sanırım 300m. Kadar gitmiştik, taksi oldukça lüks bir semtte, müstakil bir evin önünde durdu. Kadın parayı uzatırken, parayı elinden yere düşürdü bir süre uğraştıktan sonra parayı taksinin tekerliğinin oradan alıp parayı uzattı taksiciye. Kadın heyecanlı olmalıydı eli ayağına karıştığına göre.

Ferforje olan kapının girişinde ki kapı ziline bastı. Kapı açıldığından olacak, kapıyı iterek ağır adımlarla yürümeye başladı, kapıda kadınlı erkekli bir grup karşıladı kadını. Anlaşılan parti veriyorlardı ellerinde ışıldayan bir şeyler vardı. Kapıda kadına ilk sarılan bir erkekti, dün gece ki adam değildi bu kişi. Daha uzun boylu, daha genç birisiydi şimdi kadına sarılan, sonradan kahkaha atarak birlikte içeriye girdiler. Çalan telefonun sesiyle kendime geldim, arayan Kaya'ydı, onu unutup unutmadığımı sordu, ben şaşkın bir şekilde telefonu kulağımda tutuyordum sadece, ne diyeceğimi bilmiyordum. Alo, alo..diye tekrar eden konuşmalar. Telefon kapanmıştı, ne işim vardı burada ? Ne diye bu kadını takip etmiştim ki ! Sersem gibiydi kafam, sanki bir gece önceden iyi bir dayak yemişcesine..

Aşka; Geldim...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin