Lunapark

11 1 0
                                    

Burası senin ister lunaparkın,istersen beyaz boş tuvalin .
Sen adına ne koyarsan o olsun.
Ne olursa olsun ,eğlenceli,keyifli olsun.
Hayat keyif almak için bize hediye.
Onu en iyi en verimli en imanlı şekilde kullanmak şartıyla sizlere verildi.
Herkesin fıtratı,tekamülü,yolculuğu farklı şekilde dizayn edildi.
Yani herkesin yolculuğunun yolları,amaçları farklı.
Kimse kimseye rakip değil.
Anlaman gereken şey senin tek ve özel olduğun.
Bu yolculukta yaşananların hepsi senin eserin .
Mutlak kadere kadar gidilen yolun hepsi senin sahnen senin oyunun.
Başrol sensin ,yönetmen sensin,yazar da sensin.
Bu oyunun keyifli geçmesi senin elinde.
Sonu belli ama süreç senin elinde.

Şimdi renklerle şenlenmiş ışıltılı bir lunaparktayız.
Her bir oyun alanı senin bir rüyanı,arzunu ya da dönemini içeriyor.

Biletin alıp girmen gerek.
Burda dış gözlemci olacaksın.
Kendini seyredeceksin.

Nerden başlamak istersin?

    "Seni dinliyorum günlerdir,çok şaşkınım,bir anda nasıl karşıma çıktın anlayamadım.Fakat bana iyi geldiğini düşünüyorum.Sen dili kullandım,oysa seni tanımıyorum,normalde her zaman siz derim.Kucağımda büyük bir huzurla uyandığımda sen karışmadaydın.Bakışarak anlaşma var derlerdi,inanmıyordum fakat varmış.Sen bana bakarak kendini ifade ettin,beni anladın,müthiş bir şefkatle beni kucakladığını hissettim.Bir enerji akımı hissediyorum senin varlığından beri ve şimdi bu akım beni bu lunaparka getirdi inanamıyorum.Tüm hayatım burda.Şurası ilkokul dönemim, nasıl sevgisi ve başarısız hissettiğim bir dönemmiş.Öğretmen çok önemli insanın hayatında ve benim ilk öğretmenim bu konuda beni yerin dibine sokuyordu.O yılları hatırlamak istemiyorum ama bir dakika buraya bilet istiyorum.İçeri girip o masum çocuğa söylemem gereken bazı şeyler var.Bakışların bana bunu yapmamı söylüyor,hissediyorum.Bilet verir misin."

Şimdi içerdesin,gir bakalım. Sırada oturan hüzünlü ufaklığa ne demek istersin.Öğretmenin gözüne girememenin üzüntüsü gözlerinden okunuyor.Kırmızı bir kase var orda görüyor musun?
Elinde ki bileti oraya bırak.
Şimdi yaklaş ona ve konuş,kimse seni görmeyecek,rahat ol.
 
"Ceylan gözlü ufaklık,sakın burada böyle mahzun durma,korkma,sen harikasın,bazı konuları geç anlıyor olman tamamen senin yaşınla alakalı.Zamanından önce alınan bilgi kişiye ağır gelir.Sen harika bir çocuksun,çok da güzelsin,lütfen oyun oynamaya devam et ,çocukluğunu bırakmak için acele etme"

Kulağına fısıldadın,o seni anladı,Ufak kızın eline bak karanlık karaladığı kağıda çiçek çizmeye başladı.Ve bak parmak kaldırdı,yanlış söylemekten belli ki korkmuyor
Ve belki de korkmayacak,senin içinde ki çocuk...

Ona sarıl ve onu anladığını belirt...

Şimdi burdan çıkalım.Aklında olan içinde ki çocuğa sarılman gereken anların varsa burada bunları usulca yapalım,ortalığı biraz temizleyelim.

Bilinçaltımıza inelim.

" O bölümden çıktığımda içimde mutluluk ve hüzün karışmıştı.Girmek istediğim bir yer vardı ,ilk kaybımı aldığım o an. Babamı kaybettiğim zaman.Buraya girmek istemekle istememek arasındayım.
Korku var içimde,gözyaşlarımı durduramam gibi geliyor.Fakat gireceğim.
Usul usul yürümeye başladım,bir sürü ışıltılı bölümlerin arasından geçiyordum.Işıklar gözümü alıyordu.Yürürken fark etmenden daha sessiz bir alana gelmiştim.Burada renkler parlak değildi.Hava da hüzün vardı.Hissediyordum.Kafamı kaldırım baktığımda karşımda babasının tişörtüne sarılıp ağlayan bir kız vardı, diğer karede aynı kız tüm odasını yıkıp döküyordu, diğer karede pencerenin önünde oturmuş usulca ağlıyordu.Siyah teyp vardı odada,içinde sene de bir gün şarkısı çalıyordu.Sanırm Emrah söylüyordu,Senede bir gün de olsa görsem diyordu şarkı,her bir tekrar da ufak kız hıçkırıklara boğuluyordu.12 yaşında ki bu kız bendim.Yüreğinde kör gibi düşen babasızlık acısını o an için dindirebileceğim bir şey yoktu.Paralel evren varsa şimdi çalışsa diye düşündüm.Ama müdahale etmem izin verilmiyordu.Sakince yatağın kenarında yere oturdum.Ellerimle göz yaşlarını silmeye başladım.Ve geçecek dedim,sen tekrar iyi olacak ,tekrar güleceksin dedim.İçimde bir suçluluk hissi vardı.Ona bir özgür borçlu hissediyordum.Bu ölümden bir yıl önce babasını kaybeden bir arkadaşımla okul kantininde oturuyorduk."Bugün Babamın ölüm yıldönümü dedi"
Ben şok olmuştum,ona acımıştım ve gülerek söylemesine inanamayarak nasıl böyle durabiliyorsun demiştim,ben olsam yaşayamam!
Evet bu cümleyi kullandım.Şimdi o kadar net hatırlıyorum ki .Bu cümlemden bir sene sonra aynı acıyı bu çocuk yaşıyordu.
Benim cümlelerim gerçekleşmişti! Kötü niyetle dememiştim diye haykırmak istedim fakat sesimi duyan olmayacaktı.
Ağlayan 12 yaşındaki kıza sımsıkı sarıldım ve hayatın çok güzel olacak,acıların dinecek ,kendine güven ve olumlu düşünmeye çabala,hayallerinin peşinden koş dedim.
Ve o odadan çıktım.
Yıkılmıştım.
Sanırım düşünceler ve sözlerle ilgili ne demek istediğini asıl şimdi anladım ."

Bunu anladığına çok sevindim.Seni üzmek istemedim fakat bazen yeni de parlamak için sönmek gerekiyor.
Baban senin yüzünden ölmedi fakat sen bu acıyı sözlerine davet ettin.
Kim bilir bu konuya çok takılmaysadın neler yaşayacaktın?
Bu sorunun cevabını sana verme iznim yok zaten geçmişi geçmişte bırakıyoruz,biz bundan sonra önümüze bakacağız.Yani sen önüne bakacaksın!

Geçmişden,keşkelerden kurtulup,özgürleşip önüne ve bu an'a odaklanacaksın.

İnsanların acısını imgeleyerek dinlemek,ben olsaydım cümlelerini kullanmak bahsedilen o olayı yaşamana,deneyimlemene neden olacağını anladığını düşünüyorum.

Bu bencil olacaksın ya da kimseye yardım etmeyeceksin demek değil.Yardımını edeceksin,çözüm varsa sunacaksın fakat konuyu orda bırakacaksın,yaşamayacaksın.

Hüzünle,kaosla beslenen insanlar vardır.Bu insanlara ne kadar yardım da etsen yukarı çıkmak istemezler.
Onlar için senin yapabileceğin bir şey yok .

Çözüm sun,yardım et ve olay yerinden uzaklaş.

Zaten frekans değerini yükselttikçe çevrende ağlayan,söylenen insanlar azalacak,merak etme.
Önüne çıkmayacak.

Şimdi arzularının olduğu parlak bölümlere girelim mi ?

Bak orda başarılı olduğun alkışlandın bir an var oraya gir ve yaşa ,gözlemle,tüm anı kaydet.

İşte böyle sırayla,dinlene dinlene,sohbet ede ede tüm bölümlere girdin.
Zamanın nasıl geçtiğini anlamadın dimi?
Zaman dediğin şey sizin algınız ile kısıtlanmış bir alan.

Düşünceler ile kendi muhteşem lunaparkını kurabilirsin.
Bilinçaltını temizleyip her gün düzenli meditasyon yapman gerekiyor.
Beraber yapacağız adım adım.
Tüm konular birbiri ile bağlantılı,bölümlere ayırıp anlatmaya çalışsam da bilgi bir bütün.
Bir şekilde yapboz gibi parçaları birleştireceğiz.
Sen sadece hatırla!

Benden Sana Mektuplar Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin