16.Bölüm

3 2 0
                                    

Bazı şeyleri geride bırakmak gerekirdi. Geçmişini geride bırakamayan bir insan önüne nasıl bakabilirdi ki? Geçmişinde ki kara bulutlar izin verirmiydi önünü görmesine? Sanırım biz insanların en zayıf noktası geçmişimizdi. Kolayca kırılmayan bir insan bile geçmişinden dolayı acı çekerdi.

Sayeyle birbirimize baktık. Amacımız Adenin kafasının az da olsa güzel olmasını sağlamaktı. Yani kendinden geçecekti ama hâlâ hareketlerini sergilerken aklı başında olacaktı. En azından biz öyle tahmin ediyorduk.

"Neden içki içiyoruz? Haram değil mi?" Evet güzel bir soruydu. Gerçekten de içki haramdı. İçilmemesi gerekiyordu. Saye gülümsemeye çalıştı ve kendi içkisinden bir yudum aldı.

"Sürekli içen insanlar değiliz ki, ayda yılda bir dışarı çıktık Aden onunda içine etme lütfen" Aden tereddütle önünde ki içeceğe bakmış ardından bir kaç yudum alıp yüzünü buruşturmuştu.

"İğrenç bu!" Aden hayatında ilk defa içki içiyordu. Saye daha önce arkadaş ortamından dolayı içmişti ben ise küçükken babamın sürekli içtiği şeyi merak ettiğim için bir keresinde denemiş ve tadını beğenmemiştim. Tabi o zamanlar babamın içtiği şeyin içki olduğundan bir haberdim. Ne olduğunu öğrenince de bir daha ağzıma vurmamıştım zaten.

"Ne söylendin kızım ya! Bir kere de sorgulama iç" deyip uyarıcı bakışlarını bana çevirdi saye. İçkimden bir yudum bile almamıştım. Uyarıcı bakışları karşısında göz devirip bir yudum aldım. Gerçekten tadı iğrençti fakat nedense içtikçe içesi geliyordu insanın. Kendine bağımlı yapıyordu sanki.

Hepimiz ilk kadehleri bitirmemize rağmen Aden de hâlâ bir değişim göremeyince ikinci kadehlere geçmiştik. Sanırım durumu yanlış düzeltmeye çalışmıştık çünkü Adeni sarhoş edelim derken saye ve ben de sarhoş olmuştuk.

"Saye, sanırım sarhoş olduk" sözlerimle saye baygın bakışlarını bana çevirdi.

"Yok ya olmamışızdır" o sırada yanımızdan yalpalayarak giden Adene takıldı bakışlarımız. Saye işaret parmağıyla Adeni işaret edip "Aden gidiyor" dedi. Ben ise sadece Adenin gidişini izlemekle yetinmiştim. Bir anda saye masanın etrafından dolandı ve gelip kolumu tuttu.

"Bizde gidelim!" Baygın bakışlarımı ona çevirdim.

"Biz neden gidiyoruz?" Saye Adenin gittiği yöne baktıktan sonra tekrar bana döndü.

"Çünkü bende gitmek istiyorum!" Göz devirmeye çalışmıştım fakat gözümü devirmek yerine başımı çevirmiştim galiba. Sayenin ısrarları üzerine yalpalayarak Adenin gittiği yöne doğru ilerledim. Oynayan bir çiftin bana çarpmasıyla sarsılmış ve bende sayeye çarpmıştım. Saye ise yanında ki masaya doğru yalpalamış ve üzerinde ki içkiyi masaya dökmüştü.

"İmdat yardım edin tır çarptı! Öleceğim galiba!" Saye Masaya yaslanmış yardım çağrılarında bulunurken ona doğru adımladım. Ona doğru geldiğimi fark edince gözlerini irileştirmiş ve daha çok bağırmaya başlamıştı.

"Tır tekrar üzerime doğru geliyor! Yardım etsenize be!" Masaya kafasını yaslamış olan sayenin kolundan tutup kendime doğru çektim.

"Salaklık yapma! Tır değilim ben" saye beni süzüp tekrar gözlerime baktı. "Tır kim ya?"

"Mal sen dedin ya" saye anlam veremeyerek yüzüme bakınca ona göz devirip Adenin gittiği yere doğru ilerlemeye başladım. İnsanların dans ederken sürekli bana çarpması dengemi kaybetmeme neden oluyordu.

"Gütünüz başınız bir rahat dursun ya! İnsan gibi düz yolda yürüyemiyorum" diye kendi kendime söylemiştim fakat kimse dediklerimi takmamıştı. Sonunda Adenin görüş açıma girmesiyle derin bir nefes aldım. Yağızlarla karşılaşmıştı.

OYUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin