14.Bölüm; Yanık kokusu.

1.1K 86 250
                                    

Ayaklarım çırpınmaya devam ederken, yastıkta olan baskı gittikçe artıyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ayaklarım çırpınmaya devam ederken, yastıkta olan baskı gittikçe artıyordu. Nefes alamıyordum, gözlerimi açamıyordum. Ellerimi kaldırıp, bedenini itmeye çalıştım. Göremiyordum ve nefessizlik yüzünden gücüm gidiyordu.

"Deneme bile, bu oyunun kazananı benim." Boğuk gelen ses ile çırpınmayı bıraktım. Harbi ölecektim herhalde. Morardığıma eminim.

"Bir kere dinleseydin, affetseydin." O sırada duvara çarparak açılan kapı sesi doldu kulaklarıma. Sonra ise ışık açılmıştı.

"Lan piç kurusu!" Çakır abimin sesi duyulduğunda, yüzümde olan baskı gitmişti. Odada birden çok ses vardı şimdi. Yüzümde olan yastık çekildiğinde, yüzüme gelen saçlar geri çekilmişti. Gözlerim kapalı halde boynumu tutarak öksürmeye başladım. Geberiyordum şaka maka.

"Güzelim, aç gözlerini hadi." Göktuğ'un sesini duyduğumda, hem nefes aldığımı hissetmiştim. Hem de gözlerimi açmıştım. Baygın bakışlarımı gören Göktuğ, saçlarımı okşamıştı. Ellerimi boğazımdan çektim.

"Nasıl dokunursun lan kardeşime?! Nasıl bizi bu tuzağa düşürürsün?!" Abimin dile varılmayan küfürleri de odada yankılanıyordu.

"Ölüyordum az kalsın." Dedim Göktuğ'a karşı. Bu halde olmama rağmen dalga geçiyordum. Gülümsedi o da.

"Tuzağa düşürdü bizi piç. Yoksa alacağım aklını beklesin o." Diyerek Bulut'a bir bakış attı. Ben de hafifçe kafamı çevirdiğimde, yerde dövülen Bulut ile karşılaştım. Herkes sırayla dövüyordu. Daha yeni dövülmüştü, fakat akıllanmamıştı.

"Benimde aklımı alıyorsun." Diye laf attım ortaya, sonra da öksürmeye başlamıştım. Göktuğ nereden geldiğini bilmediğim suyu uzattı bana. Hafifçe doğruldum. Almadığım için, bardağı dudaklarım arasına yerleştirip suyu içirmişti. Derin bir nefes alıp, geri yattım. Göktuğ yatağı kaldırdı. Abimlere döndüm.

"Öldü çocuk yetmez mi?" Diye seslendim. Çakır abim bana döndü ve kahkaha attı.

"Ha sen bıçaklayınca ölmedi. Şimdi mi ölecek? O zaman da düşünseydin bunu abiciğim." Abime, salak mısın bakışı attım. O farklı bu farklı abiciğim.

"Yavrum, uyu istersen. Gece gece uykun bozuldu." Göktuğ'a döndüm.

"Yav bırakmışsınız beni. Güvenir miyim size daha? Az sonra da baban gelir serumuma zehir koyar." Şikayetim ile hepsi durmuştu. Yani onlara güvenip iki uyuyalım dedik. Hâlâ uykum var gerçi. Ölüyorduk az daha. Adalet mi bu arkadaş?

"Sonra anlatırız olanları uzatma, uyu." Dedi Çakır abim. Oflayarak kafamı sağa sola salladım.

"Siz ayakta uyumuşsunuz. Ben uyusam ne olacak?" Bulut'u kolundan tutup kaldırdılar. Yürüyemez hâle gelmişti.

"Acile bırakıp geliyoruz." Kafamı salladım. Abimler onu sürükleyerek götürürken tavana diktim gözlerimi. Işık çok parlaktı. Gözlerim kapanmaya başladı.

Motorcu Güzeli | Yarı Texting (DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin