38. Bölüm : Yankı Polatlı... / Gölge Ahter Barut...
☆☆☆☆
"Not : Alt kısmı Italyanca hayal edin, çeviri çok yapamıyorum. Google çeviriye gir çık yapmak istemiyorum, iyi okumalar.)
£ : Hallederiz sen tasa etme, hemen bi araştırmayla her şeyini anında buluruz.
$ : Dikkatli ol, kimse fark etmesin.
£ : Aşk olsun serçe'm ben ne zaman kendimi ele verdim de şimdi vereceğim?
$ : Ben uyarıyı yaptım.
Dedi oturduğu koltukta rahat bir pozisyon alırken, simsiyah giyinmişti. 2 kişi yan yanaydı ama birisi fazla kızgındı. Belli ki birşeye kızmıştı, sorunu çözülsün istiyordu. Önüne gelen saçlarını karıştırarak yeniden konuşmuştu.
$ : Bebeler gibi elimize yüzümüze bulaştırmayalım. O aşiftenin ailemden bir gram bile birşey alamadan çıkmasını istiyorum, gerekirse öldür onu!
£ : Emin misin serçe'm? Sonra pişman olma? Bilirim sen vicdanlısın, hiç kimseye kolay kolay kıyamazsın.
Dedi dikkatle karşınında ki bedeni incelerken, emin olup olmadığını anlamaya çalışıyordu. Karşında ki bedense dirseklerini dizlerine koyup gözlerini onunkine dikince irkilmişti. Onun masmavi gözleri bu defa öfkeyle parlıyordu, bir ton koyulaşmıştı. Mavilerinin her tonunu iyi bilirdi ama bu ilkti, ilk defa öfkeyle parlıyordu.
$ : Emin olmasam sana gelmezdim Alexander, hallet şunu!
Alexander : Sakin ol, neye bu kadar kızdın bilemiyorum ama halledeceğiz. Hem abimde benimle birlikte, sorun yok.
$ : Niccolo abi geldi mi?
Dedi çocuksu heyecanla, 2 Italyan kardeşi yakından tanıyordu. Her fırsatta gizli saklı yanlarına koşardı, ailesi bile bu geliş gidişleri bilmezdi. Bu arada Italyanca'yı çok iyi biliyordu, onlarla iletişimi kolay olsun diye özel Italyanca dersi almıştı.
Alexander : Ayıp be yavrum, ben geldim diye bile bu kadar sevinmedin. Kıskandım bak.
$ : Konuyu hallet!
Alexander : Tamam sakin ol.
Dedi sıkıntıyla, onun sakinliğine alışkındı. Bu hırsı, kini ve nefreti fazla ağırdı. Ilk defa gözlerinde ağır nefret vardı, mavileri sinirden parlıyordu. Oysa normalde uysaldı, birisi bağırsa hemen gözleri dolardı. Artık kendisi bas bas bağırıp sesiyle ortalığı yıkıyordu, son 2 aydır gizli kapaklı buraya gelir ailesinde ki yılanı araştırırdı. O yılan büyümeden başını ezmek istiyordu, yine ilk fırsatta gizlice Alexander'e gelmişti. Kimse onu tanımazdı, bilmezdi.
$ : Sabrım bitti, beni anlıyor musun?
Alexander : Evet, seni bir tek ben anlarım güzelim...
$ : Artık sabah kalktığımda o yılanı görmek, sesini duymak istemiyorum. Ailemle olan güzel kahvaltımı maf ederken dinlemek istemiyorum. Gerekirse öldürün, yeter ki ailemden siktir olup gitsin.
Alexander : Gölge abini araştırma fikrime ne dersin?
$ : Kendisine güveniyorum, bu nedenle fikrini birdaha duymak istemiyorum. Neyse sana hadi eyvallah benim işlerim var.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gölgenin Yankısı!
Teen Fiction"Gölgelerin rengi olmaz" dedi çocuk, derdi vardı bu sesinden bile belliydi. Yırpandığı gözlerinden bile belliydi. Sırf annesi onu sevmiyor diye ölmek istiyordu, yaşamaktan nefret ediyordu....