15.Bölüm🧚🏻‍♀️

22.6K 1.5K 412
                                    

"Çocuklar üstünüzü değiştirin. Sonra yanıma gelin. " Serpil Hanım'ı onayladıktan sonra odalara çıktık.

Özgür'den ayrıldıktan sonra arabaya binip eve gelmiştik. Nedense kendimi kuş kadar hafif hissediyorum ve mutlu. Kaç gündür üstümde olan ölü toprak kalkmış gibi...Okul formamı değiştirdikten sonra saçımı bağladım. Telefonumu cebime koyup aşağıya indim. Salona geçince sadece Serpil Hanım'ı gördüm. Beni görünce gülümseyip "Nasılsın kızım?" dedi. Tekli koltuğa otururken bende gülümseyip "İyiyim. Hatta daha iyiyim. Siz nasılsınız?" dedim.

"Sen iyisen bende iyiyim güzel kızım." Yüzümde tebessüm oluşurken Bartu , Batu ve Özgür'de içeriye girdi. Üçü yan yana otururken Özgür "Anne ne oldu ? Niye çağırdın?" dedi. Serpil Hanım derin bir nefes alıp "Annem geliyor." dedi. Bartu hemen ayağa kalkıp "Gidene kadar ne siz beni tanıyorsunuz ne de ben sizi. Hadi eyvallah." dedi. Tam gidecekken Serpil Hanım ayağındaki terliği ona attı.

Dayanamayıp güldüm. Benim gülmem ile dördü de bana döndü. "Ne güzel gülüyor ya." Batu'nun dediğine utanıp bakışlarımı kaçırdım. "Ben gelmemelerini söyledim. En azından Peri biraz daha toparlanana kadar ama dinlemiyor. " Serpil Hanım bana dönüp "Kızım ben gelmemeleri için elimden geleni yaptım ama annem...aşırı inatçı bir kadın. Seni görmek istiyormuş. Teyzen ve dayıların ile gelecekmiş. Eğer istemez-" Sözünü kesip "Benim için sorun yok. Gelebilirler. Daha iyiyim." deyip Özgür'e döndüm. Bana gülümseyip göz kırpınca bende gülümsedim.

"O zaman ben onlara haber vereyim. " Serpil Hanım salondan çıkınca Bartu'ya döndüm. "Niye öyle dedin ? Kötü biri mi ?" diye sordum.

"Ben sana açıklayayım üçüzüm. Anneannemiz tam bir sosyetik. Kadın 70 yaşında ama süsünden de eksik kalmıyor. Çok zor beğenen biri. Bizi her gördüğünde burun kıvırıyor. Anlayacağın işin zor ama teyzem ve dayılarımız çok iyi. Çok seveceksin. Dedem zaten mükemmel. Kuzenlerde iyi ama bir tanesi hariç. Kendisi anneannemin gözüne girmek için onun gibi davranıyor. Merak etme biz yanındayız. Olmadı saçlarını yolarız. " deyince Özgür kahkaha attı. "O cadı gibi tırnakları ile seni çizsin. Ayrıca Seval. Yani bahsettiğimiz kız Ömer abimi çok sever ama Ömer abimde ona asla pas vermez. Bu yüzden sana ayrı bir kin besleyebilir. Malûm Ömer abi senden başkasını görmüyor da ." deyince yüzüm düştü.

"Sonum yine hastanelik olmasın. Valla yeter." diye mırıldandım. "Saçmalama. Sence biz buna izin verir miyiz? Sen o cadı Seval'i düşünme. Kuzenler ile çok eğleneceğiz merak etme." Batu'ya küçük bir tebessüm edip arkama yaslandım. Bakalım nasıl geçecek?

🧚🏻‍♀️

"Bu soruyu nasıl yapıyoruz?" Batu'nun uzattığı testi alıp soruya baktım. Bartu ve Batu ile ders çalışıyorduk. Üçümüzde salondaki masanın etrafına oturmuştuk. Ben edebiyat çalışırken, Batu matematik, Bartu ise coğrafya. Takıldığımız yerlerde birbirimize soruyorduk. Kalemimi alıp yapamadığı fonksiyon sorusunu çözmeye başladım.

Soruyu çözünce testi önüne koyup anlatmaya başladım. Anlatınca Batu "Aaaa bu kadar kolay mıydı ? Çok sağ ol. On dakikadır çözmeye çalışyordum." dedi . Gülümseyip edebiyat testime geri döndüm. Adım sesleri gelince kafamı kaldırdım. Doğan Bey gülümseyerek bize bakıyordu. "Ses çıkarmamaya dikkat etmiştim ama ses çıktı. Kusura bakmayın." dedi.

Doğan Bey'in böyle düşünceli olması çok ince bir davranıştı. "Sorun değil. Biz salonu birazcık işgal ettik de ama geçin oturun lütfen." dedim.

"Yok kızım. Ben annene bakayım. Size kolay gelsin." deyip göz kırptı ve salondan çıktı. Bende testime geri döndüm. Bir saat daha çalıştıktan sonra akşam yemeği için yemek odasına geçtik. Ömer abimin yanına oturdum. Bana dönüp gülümsedi. "Nasıl hissediyorsun?" Kısık sesle söylemişti.

Üçüz Derken | Tamamlandı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin