Söylediği şeyle dona kaldım resmen. "Selen gitmesen" dedi konuşmakta zorlanarak. "Bekle hemşireleri çağırayayım bari" kapıya yöneldiğimde "Başlatma hemşiresine otur azıcık" "iyi bari oturayayım da sen nasıl vuruldun?" "Orası uzun iş çıkınca anlatırım. Gizem nerede?" "Gizem seni böyle görmek istemediği iç beni yolladı, iyi misin, ağrın var mı?" "Yavaş kız ölmedim yaşıyorum" dedi gülerek. Tam konuşacağım sıra kapı açıldı, "Selen hanım vakit doldu. Artık çıkmalısınız" dedi ve bakışlarını benden alıp hasta yatağında yatan Taha abiye çevirdi. Birden bire içten gülümseyerek "Hastamız uyanmış bakıyorum" sanki askerlik arkadaşın aq. Ne bu samimiyet "Yeni uyandı zaten" dedim. Taha abi bana döndü, dudaklarının kenarı kıvrılmıştı. Sanırım kıskandığımı fark etti. Ben az önce Taha abiyi mi kıskandım. Tabii sen salak başka kim olabilir, yok ya ben değilimdir. Bana noluyo lan. Bu dediğim karşısında hemşirede bir garip oldu. "Söylemesi ayıp ama çok yakışıyorsunuz. Hep mutlu olursunuz inşşallah" dedi gülümseyerek. Tam konuşacakken Taha abi "Sevgili değiliz kardeşiz" dedi. Bana 'kardeşiz' dedi. Yani artık beni kardeşi olarak görüyordu. "Kusura bakmayın benim hatam" dedi mahçup olmuş şekilde. "Sorun değil aynı şeyi bir iki defa daha yaşadık" dedim gülerek. İnanmayacaksınız ama Barbaros, Taha abimi onunla aldattığımı düşünmüştü ve beni aldatmıştı. Hemşire dediğim şeyin karşısında gülerek bir cihazdan bir şeylere baktı. "Yaklaşık yarım saat sonra normal odaya alınacaksınız, Selen hanım artık çıkmanız lazım. Normal odaya alınınca abinizi görürsünüz."
---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
"Kızım yavaş boğulucam" diye isyan etti Taha abi. "Abi hadi son kaşık bak bitiyor" dedi ve son kaşıktaki çorbayı Taha abinin ağzına tıktı, Gizem. "Gizem, boğulacak şimdi dursana kızım" artık Taha abinin eziyet çekmesine dayanamayarak. "Hele şükür kızım be biri benden yana ya" dedi sinirle. Bu dediği karşısında kahkaha ve gülme arasında güldüm sesli bir şekilde. "Tamam, tamam gülmüyorum" dedim ve bu sefer Gizem kahkaha attı. Nedense Gizem kahkaha atınca benim atasım geldiği için bende kahkaha attım. "Siz uslanmazsınız değil mi?" dedi. Ve bilin bakalım biz gizemle napıyorduk. Hayla gülüyorduk tam o sırada kapı açıldı. İçeriye yaklaşık 1.85-1.90 boyunda iri yarılı ve kaslı olan adet üç kişi girdi. Onlar girdiğinde ise gülmeyi bıraktık.
Aralarından en uzununu "Seni bu halde de mi görcektik komiş" dedi gülerek. Biz Gizemle anlamaz gözlerle bakarken. "Tamam anlamamışsınız demek ki komiş eşittir komutan" dedi sanırım biraz fazla mizah sever arkadaş. "Alp ne boş yapıyorsun" dedi yanındaki çocuk. "Ha bu arada ben Emir, bu Alp az önce zaten gördünüz ne kadar salak olduğunu ve son olarak Demir" dedi. Sonunda kendilerini tanıtmışlardı "Ben Selen" "Bende Gizem biliyorsunuz belki" dedi ve Alp birden "Sen bildiğimiz Alkımların çocuğu musun?" dedi şaşırarak. "Yok ebenin çocuğuyum, tabii ki de Alkımların çocuğuyum" dedim bu dediğime Gizem gülmüştü. "Alp'ın salaklığı sen onu kafana takma" "Ben bildiğin liseyi kırk kişilik otistiklerle okudum. Alp'ın yaptığı şuan normal" "Ayıp ama Selen o sınıfın içinde ben vardım" dudağını büzerek. "Gizem lisede yaptıklarını hatırladıkça sinir oluyorum. Seni koruyayım diye sana karışan üç çocuğu dövmüştüm sonunda da welcome to disiplin" dudaklarımı büzerek kollarımı göğsüme bağladım. "Tamam hemen küsme ama çocukları iyi dövmüştün yalan yok" dedi gülerek "Gizem benim bundan niye haberim yok abicim" dedi Taha abi. "Önemli değildi zaten" "Tabii canım o yüzden Selen çocukları dövmüş" dedi "Vay be üç kişiyi dövdü ha, seni sevdim ufaklık" dedi Demir. "Bir daha bana ufaklık deme!" dedim sinirle "Demir mallaşmayın iyi hadi bakın turp gibiyim gördünüz mü, hadi good bay canım" "Ayıp be Taha hemen kovuyo musun sevgilini" dedi Alp,bu çocuk cidden otistik
Selammmm nasılsınız. Biliyorum bölüm geç geldi çünkü SINAV HAFTASI denen bir hafta var ve bu haftada bütün dersler size giriyo orası ayrı konu. Bende sınav haftasında her öğrencinin yaptığı der çalıştım bu yüzden bölüm geç geldi.
Nasıl olmuş bacım bi yorumlarda yazınğğğğğ
Bir sonraki bölümde görüşürüz...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İzler ve Kalanlar
Novela Juvenil"Baba bu çikolatayı alabilir misin?" diye sordu küçük kız. "Hayır Selen onu çabuk geri bırak!" dedi küçük kızın babası. Ona neden çikolata almıyordu? Parası mı yoktu? Hayır parası vardı. Elindeki beş bira şişesiyle kasaya doğru ilerledi. Küçük kız...