Siyah ve Beyaz

1.1K 47 4
                                    




Korenin en meşhur kafesi olan Bean Brothers'ta white lattenin tadıyla sarhoş olurken düşüncelere dalmıştın. Sonunda hayallerindeki ülkedeydin. Burada bulunduğun her vakit senin için kaybetmemen gereken bir hazineydi. Geleli 1 Hafta olmasına karşın, buradaki işleyişi iyi öğrenmiş, Türkiye'den daha rahat eder olmuştun. İyi bir ingilizceye ve koreceye sahip olmanda artı bir puandı. O an telefonunun çalmasıyla düşüncelerinden sıyrıldın. Arayan kişinin arkadaşın olduğunu gördüğünde, onunla Miyondong'ta buluşmak için masadan kalktın. Hesabı ödeyip dışarıya çıktın. Saçların bukleler halinde beline uzanırken, üstünde kısa siyah büstiyerinle, altında en çok rahat ettiğin, seni güzel gösteren yüksek bel pantolonunla ve beyaz ceketinle adeta dikkatleri üstüne çekiyordun. Yuvarlak, mat kahverengi olan gözlüğünü çantandan çıkarıp taktığında merak dolu bakışlar çoğaldı. Arkadaşını beklemek için banka oturduğun vakit, üstüne bi gölge düştüğünü fark ettin. Kafanı telefonundan kaldırıp baktığında, uzun, siyah güneş gözlüğü olan bi adamın karşında dikildiğini gördün. Adam " Merhaba, Müsaitseniz sizinle bir şey konuşmak istiyorum." dediğinde biraz ürktün. Ama yine de merakına yenilip adama " Tabii, buyurun" dedin. "Öncelikle kendimi tanıtmama izin verin. Ben Seunghoon JYP Entertainmet menajerlerinden biriyim." Deyip kartını uzattı ve " JYP Kore'nin en seçkin plak şirketlerinden biridir. Eğer kabul ederseniz size bir iş teklifinde bulunmak istiyorum." Dediği vakit şok oldun. Bu adam gerçekten oydu. Seunghoon, Got7'ın menajeri...
Kalp atışların hızlandı. Kendine sakin olmaya, adama cevap vermeye zorladın. Adamın sana uzattığı kartı kabul edip, yarın saat 3'te, JYP'de olacağını söyledin. Adam gittikten sonra, çantaki suyu çıkarıp sakinleşmek için içmeye başladın. Ama nafile. Bulunduğun yerde, çığlıklar atmak, deli gibi zıplamak istiyordun. Ayağa kalktın, arkadaşına bi mesaj çekip evde olacağını söyledin. Tekrar derin bi nefes aldın. Yarın büyük gündü ve senin şimdiden hazırlanmaya başlaman gerekiyordu.

Sonunda beklediğin vakit gelmişti. Arabadan inmeden önce, son kez kendine baktın. Bu sefer düzleştirdiğin saçlarını önüne alıp, boynundaki kolyeyi düzeltirken, rujunu kontrol ettin. Arabadan indin. Şirkete girerken, heyecandan ölücektin. Danışmaya sana verilen kartı gösterdiğinde, kız gülümseyip, telefonla birini aradı. 5 dakika sonra menajerin sana doğru geldiğini gördün. " Hoşgeldiniz, iş teklifimi kabul ettiğinize memnun oldum." Dedi ve asansörle yukarı çıktınız. " Bu arada sizin hakkınızda öğrenmek istediğimiz şeyler var bu yüzden form doldurmanız gerek." Dedi ve masaların olduğu odaya doğru ilerleyip, sana formu uzattı. Formda yaşın, ülken, boyun, kilon gibi klasik sorular vardı. Formu ingilizce doldurdun. Zaten şuana kadar hep ingilizce konuşmuştun. 10 dakika sonra Seunghoon yanına geldiğinde, yanına oturdu. Ciddi bi edayla forma bakıp "Memnun oldum (ismin), Türk olmanada sevindiğimi söylemek istiyorum. Sonuçta hepimiz bi aileyiz." Dediğinde adama gülümsedin.Menajerin gerçekten söylenildiği kadar yakışıklı olduğunu fark ettin. Menajerle yarım saat muhabet ettiniz. Neden burada olduğunu, nerede kaldığını söyledin. Seunghoon, sonunda GOT7'ın menajeri olduğundan ve senin bilmediğini düşünüp JYP'nin ne kadar başarılı bi grup olduğundan bahsedince yerinde duramamaya başladın. Seunghoon elindeki dosyadan gizlilik sözleşmesini çıkarıp imzalamanı istediğinde, hiç düşünmeden imzaladın. Ve sonunda asıl konuya değindi. GOT7 üyesi JB'nin solo çıkış yapacağından ve onun klibinde oynayacağını anlattı. Ağzın beş karış açık kalmıştı. Sen.JB.Klip.Oynamak. Kelimeleri beyninde cirit atarken masaya tutunma ihtiyacı hissettin. Seunghoon konuşmasına o kadar dalmıştı ki senın bu durumundan habersizdi. Klipte yakınlaşma sahnesinin olduğundan bahsetti. Ayrıca tango dansını bilip bilmediğini sorduğunda, bilmediğini söylediğinde, bunun sorun olmayacağını, sana öğretilceğini söyledi. Ondan sonra ayağa kalkıp " Güzel işler başarmamız dileğiyle" dedi ve elini uzattı. Sende ayağı kalktın ve adamın elini sıktın. Klip çekimlerinin bugün başlanılacağını ve birazdan aşağıya inmeniz gerektiğini söyledi.
Menajerle beraber masadan kalkıp, aşağıya indiniz. Büyük kapıyı açıp odaya girdiniz. Bu odayı çok iyi biliyordun. Bu oda GOT7'ın dans praktiklerini yaptığı odaydı. Odayı incelerken, arkadan kapının kapanma sesini duydun. Arkanı döndüğün vakit, donakaldın. Tüm dünyan o saniyede durmuştu. Karşındaki kişi JB'ydi. Yutkunmak istiyordun ama yutkunamıyordun. Hatta nefeste alamıyordun. Gözleri sendeydi, kibarca eğlenip ingilizce aksanıyla "Merhaba" dediğinde oracıkta bayılacaktın. Saçları Japonya çıkışı olucak olan Love Train promosyonlarındaki gibiydi. Üstünde gömlek, altına siyah pantolon giymişti. İnternette gördüğünden, çok daha fazla yakışıklıydı. Kahretsin, kalp krizi geçirecektin. Yanına gelmeye başladı, "İyi misiniz? İyi görünmüyorsunuz." Dediği an kendine çeki düzen vermeye çalıştın. Bu sefer yutkunup " İyiyim,...Ben...gerçekten iyiyim" deyip konuşurken çatallaşan sesine sinir oldun. Gülümsedi, arkadaki koltukları gösterip "Biraz oturmalısınız, sağlık önemlidir." Deyip seni koltuğa oturttu. Bakışlarını üstünde hissediyordun. Ona doğru baktın. "Ben (ismin)" diyip elini uzattığında, elini tutup "Biliyorum." Dedi. "Biriyle çalışmadan önce onun hakkında her şeyi öğrenmeye çalışırım." Dedi. Kalbin tekledi. Şuanki sana karşı bakışlarını anlatıcak kelimelerin yoktu. Bir şeyler demen gerekiyordu. Bu yüzden "Tango öğrenmek için sıkı çalışıcam. Emin olabilirsiniz." Dedin korece. Korece konuştuğun vakit gözleri açıldı. Gülümseyerek "Korece bilen bi Türk, bu benim için rahat olucak. Şanslıyım." Dediğinde kızardın. "Türkiye'de konser vermek isterim. Gerek üyelerimle, gerek tek. Türkiye hakkında birçok şey duydum." Dedi ve elini saçlarına götürüp "Koreyi beğendiniz mi? Han Nehri çok güzeldir." Dedi. "Koreye hep hayrandım, korece öğrenme sebeplerimden biri de bunlardı. Sonunda buraya geldiğimde, mutluluktan başka bişey hissedemedim." Dedin samimilikle. Gözlerinin içine bakarak gülümsedi. "Bunu duyduğuma sevindim. O zaman bunu isteyebilceğimi düşünüyorum" dediğinde büyük bi merakla ona baktın. "Artık beraber bi proje yapacağımıza göre resmi konuşmaya gerek yok. Ne dersin?" Dediğinde cevap verecekken menajer içeri girdi. "Güzeeel......, Tanıştığınıza sevindim, tango hocasının da gelmesiyle, çalışmalara başlayacağız." JB, ayağa kalkıp gözlerini senden hiç ayırmadan "Sonra görüşücez, iyi çalışmalar." Deyip tatlı bi şekilde gülümsediğinde kalbin yerinden çıkıcaktı. Saçını at kuyruğu yapıp, sana verilen dans çalışması için kıyafetleri giymeye gittin.
Saatler süren çalışmaların ardından, aklında hala JB vardı. Onun gülüşü, sana bakışı, dediği şeyler hepsi aklında kalmıştı. JB için sıkı çalışmıştın bugün. Onun için en iyisini yapacaktın. Çekimler 3 gün sürecekti. Bu süreçte olabildiğince ona yakın olmaya çalışacaktın. Herkesin hayal ettiğini sen yaşıyordun. Ve bunu istediğince, hiçbir şey düşünmeden yaşayacaktın.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 05, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Siyahın İçindeki Beyazlık (OneShot)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin