34.bölüm

3K 132 16
                                    

(Hatırlatma)
Kapıyı açmasıyla üstü başı yırtılmış, yüzü gözü morarmış, heryeri yara bere içinde ve yarı baygın ağzından kan akan kişi Baran Ağa'nın kucağına düştü.

Yüzü gözü morarmış kızı ilk önce yüzünü kapayan saçlardan tanıyamasam da Baran'ın baygın kızı kucaklamasıyla bu kızın tarlada gördüğüm kız yani Güneş olduğunu hatırladım. Bu halin neydi yoksa babası denilen o adam para meselesi yüzünden mi bu hale getirmişti bu sabiyi? Sinirlerim bu manzarayla iyice gerilmişti.

Bu da başımın hafif dönmesine sebep olmuştu düşmemek adına Azad'ın koluna elimi attım ve tutundum.

Azad ise hemen telaşa verdi bu işi "iyi misin Zeynep, ne oldu bebek mi bir şey yaptı? Doktora gidelim mi?"

Elini belime atmasıyla başımı iki yana sallayıp kendime geldim ve "bir şeyim yok iyiyim." Dememle curcuna kopmaya başlamıştı bile.

Karşımda duran Ali ağa ve Nurhan anne şaşkın gözlerle bize bakarken avlunun ortasında kapının ağzında kucağında Güneş ile bekleyen Baran da buna katkı sağlıyordu.

Ali ağa, "bebe mi dedin sen Azad?" Diye sormasıyla ilk tepki gelmişti bile.

Azad ilk önce bana sonra anne ve babasına bakıp "Biz hamileyiz!" Dedi elimi tutup.

Herkes bir anda "ne?" nidası atarken ilgimi biz demesi çekmişti. Biz mi hamileydik ben bir doğuracaktım ama Azad bu gidişle dokuz dogrucaktı.

Baran "biz he?" Diyip güldü ve kızı kucağında artık yukarı çıkardı bende herkesten önce arkasından elim karnımda merdivenleri çıkıp ilgiyi üzerimden atmaya çalıştım. Herkes hayalet görmüş gibi bakıyordu.

Ne yani evliydik tabi normaldi çocuğumuz olacaktı elbette. Ama adam hapisten de yeni çıkınca galiba birazcık yanlış anlaşılmalar oldu. Ne ara der gibi bir durum oluştu.

Baran'ın odasının önüne gelince kapıyı açtım pikeyi kaldırdım ve kızı yatağa bıraktı. "Yasin abi az bir baksan." Demesiyle odaya herkes dolmuştu.

Bende kızın baş ucuna yatıp yaralarına baktım ve kendimi bizim banyoya atıp elimde kolonya ve temiz bezle geldim. Alkolle temizlemek gerekti bu kadar derin yarayı yüzü gözü yara bereydi kızcağızın.

Banyodan çıkınca gözüme çarpan dolapla içinden bir takım pijama ve bir uzun elbiseyle eşarbı alıp geri odaya döndüm. Kızın baş ucundaki Yeşim'in yanına geçip yüzünü ıslak bezle temizlemeye başladım.

O sırada kapının önündeki Nurhan annede geldi ve "yazık kızcağıza vuranın inşallah eli kolu kırılsın!" Diye içten bir bedduada bulunmuştu.

Bu benim için bir duaydı ve içten bir şekilde amin dedim. Baran ise içimdekiler tercüman olmuştu adeta "amin ana neymiş o kıza hiç eli mi kalkar Allah bunların belasını versin!" Deyip Yasine döndü.

"Bu kızı kim bu hale getirmiş kimmiş öğrenelim abi nolur hemen."

Azad da elini Baran'ın omzuna atıp sıkarak "bencede Yasin halledelim bu işi baksana o ayı da bu hale gelicek." Demesiyle telaşa kapıldım.

"Hani bana sözünüz ikinizde kimseye dokunmıyacaksınız polise vericeksiniz yoksa hakkımı helal etmem. Yine başınız belaya giricek diye korkuyorum." Dememle üçüde bana döndü.

Nuran anne de bana destek çıktı şükür ki ilgi odağı olmaktan yırttım birazcık. "kızım doğru diyor sakın öyle bir şey yapmayın!"

Yeşim de katıldı "valla abi yeter ya delirmeyin."

Köy AşkıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin