Oy vermeyip Yorum yapmayanlar alanı terk edin
Mimi ile vedalaşıp hızlıca orayı terk etti. Konuşacak halde değildi. Yaşananlara anlam veremiyordu. Eve gelir gelmez Jimin'i aradı.
Telefon açılır açılmaz sert ses tonunu takındı.
"İşim var bahanesini kabul etmiyorum. Seni bizim evde bekliyorum ve sadece yirmi dakikan var."
"Sana da merhaba Soya. Bu dediğin mümkün değil."
"Jimin gelebilir misin demiyorum. Yirmi dakika sonra burada ol diyorum. Sana seçenek sunmuyorum."
"Tanrı aşkına neyin var senin"
Soya cevap vermeden telefonu yüzüne kapattı.
Jimin'i biraz tanıyorsa genç adamın birazdan kapıda olacağını biliyordu. Barda gördüğü görüntü gözünün önünden gitmiyordu.
Değişik bir ruh hali içindeydi. Hissettiği duygunun ne olduğunu bilmiyordu. Öfke, kıskançlık, hayal kırıklığı veya üzüntü.
Bunlardan birini hissetmeye hakkı var mı diye düşündü. Yoongi onun hiç bir şeyiydi. Hiç bir şeyi.
O ise Yoongi için en yakın arkadaşının nişanlısıydı. İmkansızlıklar sıralanmış gibiydi.
Yorulmuştu. Artık mutlu olacağı bir döneme girmeliydi. Annesinin baskısından kurtulduğunda her şeyin harika ilerleyeceğini düşünmüştü.
Mutfağa gidip kendine bir kahve hazırladı. Çalışanlar annesinden kalma kurallara uyuyordu. Yemekler hazırlanıp tezgaha dizilmişti.
Telefonu titredi. Babası mesajla akşam evde olmayacağının haberini vermişti. Babasının yüzünü göremez olmuştu. Annesinin ölümünden sonra eskisi gibi olmayacağını sanmıştı. Biraz olsun değişir sanmıştı ama babası yine yoktu.
Kahvesini içerken bu çaresizlikle nasıl başa çıkabileceğini düşündü. Her yerden darbe almaya başlamıştı. Ama onu en çok şaşırtan Jimin'di.
Onunla gerçek dostluğu olduğuna inandırmıştı kendini ama gördükleri bunun böyle olmadığını anlamasını sağlamıştı.
Onu daldığı düşüncelerden çekip çıkaran zilin sesi oldu.
Jimin olmalıydı. sakin adımlarla kapıya doğru ilerleyip açtı.
Jimin gergin adımlarla açılan kapıdan içeri daldı. Salona doğru ilerlediler.
"Tanrı aşkına Soya ne demek oluyor bu."
"İşlerinden vakit bulup benime konuşman gerekirdi."
"Soya sana söyledim babam şu sıralar elini eteğini işten çekti. Birilerinin ortalığı toplaması gerekiyor ki bu kişi en oluyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lilac & Min Yoongi
Fiksi Penggemar"Karanlığın içindeyim" "Sorun değil sen yeterince aydınlıksın"