Melek, Masal'ın annesinin sakinleştirici sözlerini duyduğunda biraz daha huzurlu hissetti. Ancak içindeki belirsizlik hala geçmemişti. Babasının ani gelişi ve ardından kayboluşu, onun için büyük bir soru işaretiydi ve bu sorunun cevabını bulmak için bir yol bulması gerekiyordu. Masal'ın annesi, Melek'in yanında durarak ona destek olmaya devam etti. Masal'ın annesi, Melek'i sakinleştirmek ve hatıraları hatırlamanın özlemeyi hafifletebileceğini düşünerek aile albümüne bakmayı önerdi. Melek'in yüzünde bir anlık bir ışıltı belirdi, çünkü bu fikir gerçekten de anlamlıydı. Belki de babasının fotoğraflarına bakarak geçmişteki güzel anıları hatırlayabilir ve onun yokluğunu biraz daha hafifletebilirdi.
Ancak Masal'ın annesi, albümü açtıklarında, babasının fotoğraflarını bulamadıklarını fark ettiler. Melek, endişeli bir şekilde Masal'ın annesine baktı, gözlerinde hala belirsizlik vardı. Masal'ın annesi, bu durumu anlayışla karşılayarak Melek'i sakinleştirmeye çalıştı. "Belki de babanın fotoğrafları başka bir yerde," dedi, sesindeki sakinlik Melek'i biraz olsun rahatlattı.
Melek, Masal ve Masal'ın annesi hastane odasının her köşesini aradılar, ancak babasının kayıp resimlerini bulamadılar. Her aramaya rağmen, herhangi bir ipucu bulamadıkları için içlerindeki endişe giderek arttı. Melek'in kalbinde bir korku dalgası yükselmeye başladı ve aniden gerçeklikle rüya arasındaki sınır silikleşmeye başladı.Melek, bir an için etrafına bakındı ve her şeyin tuhaf bir şekilde bulanıklaştığını fark etti. Odanın duvarları yavaşça erimeye başlamış gibiydi ve gerçeklik hissi kaybolmuştu. Gözleri yavaş yavaş kararırken, müthiş bir baş ağrısıyla uyandığını hissetti. Odayı saran karanlıkla birlikte uyanırken ter içinde kalmıştı...
Masal'ın annesi, Melek'in panik içinde olduğunu görünce hemen yanına koştu. Ona sakinleştirici bir şekilde yaklaşarak, "Melek, kabus gördün galiba tatlım," dedi, sesinde endişe ve merhamet vardı. Melek'in endişeli bakışlarını gören Masal'ın annesi, onu sarıp sarmalayarak sakinleştirmeye çalıştı. Babasının ani gelişi ve kayboluşu, Masal'ın annesiyle yaşadığı konuşmalar... Hepsi bir rüyaymış...
Masal'ın annesi, Melek'i sakinleşdirmek için sakin bir sesle. "Haydi, sana bir bardak su getireyim," dedi. Melek, yatağında titreyerek otururken odanın sessizliği onu sarıyordu. "Belki de biraz su içmek iyi gelir," diye düşündü kendi kendine. Masalın annesi odadan çıkdı ve kısa süre içinde hemen geri döndü. Melek'e bir bardak su uzatarak, "İç bakalım, rahatlarsın belki," dedi nazikçe. Melek, bardağı titreyen elleriyle aldı ve yavaş yavaş su içmeye başladı. Soğuk su boğazını yumuşatırken, ona biraz olsun huzur verdi. Masal'ın annesinin yanında olması, Melek'e güven veriyordu.
"Sanki her şey çok gerçekmiş gibi hissettim," diye mırıldandı Melek, bardağı kenara koyarken. Masal'ın annesi, Melek'in yanına oturarak ona dikkatle baktı. "Evet, bazen rüyalar öyle gerçekçi olur ki, uyanınca bile etkisinden kurtulmak zaman alabilir," dedi sakin bir sesle. "Endişelenme, buradayım. İhtiyacın olduğunda her zaman bana gelebilirsin." Melek, Masal'ın annesinin sakinliğini ve desteğini hissederek biraz daha rahatladı. Belki de bu rüya, ona gerçekle rüya arasındaki ince çizgiyi hatırlatmak için bir uyarıydı. Ama bu deneyim, Melek'in içindeki soruların ve duyguların hala çözülmesi gerektiğini hatırlatıyordu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kırık Düşler
مغامرةSevgili Okuyucu, Bu kitabı elinize alırken, sizleri bir maceranın içine davet etmek istiyorum. Bu macera, bir çocuğun iç dünyasına ve hayal gücüne doğru bir yolculuk sunacak. İsmi Melek. Adı kadar saf, adı kadar masum. Onun hikayesi, hem derin düşün...