35.Bölüm

281 19 2
                                    

Keyifli okumalar dilerim...

"Ona gerek var mı gerçekten hayatım?" Demişti Alparslan elimdeki halay çeken çoraplara bakarak.

"Tabikide yani."diyerek onları da sepete atmış bulunmaktayım.

Evet , bugün Alparslanla ev bakacaktık. Sevdiğim adamla ilerdeki yuvamızı belirleyecektik bugün. Düşüncesi bile kalbimin ritmini hızlandırmaya yetiyordu. Bizim evimiz , bizim dekore ettiğimiz şekilde , içinde Alparslan , ben ve belki olursa çocuklarımız... Bu hayat için nelerimi vermezdim ki.

İsteme günü üzerinden 5 gün geçmişti , bu süreçte annemler dinmek zorunda kalmıştı Eren'in okulundan dolayı. .Alparslanın babasını da isteme gününden beri hiç görmemiştim.

"Gel kasaya geçelim."diyerek kasaya gitmiştik. Evet , kendime sadece bir su almak için küçük bir markete girmiştik ama indirimdeki bazı yararlı şeyleri görünce -halay çeken çoraplar- onları da alıp öyle çıkmıştık. Ayrıca o çorapları giyinip evimizde yapışık ikiz gibi gezecektik biz.

Aldıklarımzı ödeyip marketten çıkıp arabaya bindik. Arabaya binmemle o soğuk havayı hissetmem bir oldu.

"Üşüdün mü güzelim?"

"Biraz."

Alparslan hemen uzanıp arabanın klimasını açmıştı. "Aman ha hasta olma sakın."

"Olmam."

Bana bakıp gülümseyip elimin üstüne bir öpücük konudrdu ve arabayı çalıştırıp eve doğru sürmeye başladı.

Belli bir sure sonra bir apartman binasının önünde durmuştuk. "Gel bakalım."diyerek elimden tutup eve doğru yürümeye başladık. Evin önünde bizi karşılayan yaklaşık 40 yaşlarında bir adam vardı.

"Alparslan Bey hoşgeldiniz."dedi adam elini uzatıp.

"Hoşbulduk."dedi o da elini uzatıp. Adam daha sonra bana elini uzattı hoşgeldiniz diyerek. Bende elini sıktığımda hep bersber eve geçtik daha sonra.

Ev çok küçük değildi aslında. Eve girdiğimizde bizi küçük bir hol karşıladı öncelikle. Hol'un sol tarafında mutfak vardı mutfağın içinde de küçük bir balkon. Mutfaktan çıktığımızda sağ döndüğümüzde salon vardı. Ne çok büyük be çok küçük gayet ideal bir büyüklüğe sahipti. Salonda çıkıp koridora yöneldiğimizde tuvalet ve banyo vardı. Düz gittiğimizde ise çocuk odası ve ebeveyn odası vardı. Ev de bir sorun yoktu idare ederdi ama içime asla sinmemisti

"Beğendin mi güzelim?"

"Yani güzel ama bilemedim gibi."

"İçine sinmedi mi?"

"Yani Alparslan ev iyi ama-" cümlemi bölen ses aşağıdan gelen çığlık sesiydi.

"Alparslan?"

O da benim gibi olayı anlamaya çalışırken bir çığlık sesi daha geldi. "Alparslan noluyor?"

"Bilmiyorum güzelim."Derken kapıya doğru yürüyordu.

"Beyefendi bir şey değil o sesler. Çocuk sesi."

"Ne çocuğu beyefendi ne diyorsunuz?"

Alparslan kapıyı açtığında elimden tutarak beni de yanına götürmüştü. Bir kat aşağımizda hemen iki kadın kavga ediyordu. Yani daha çok birbirlerini öldürmeye çalışıyorlardı.

"Kaç kere demedim mi sana şu müziğin sesini çok açmayın diye?" Diye kadın diğer kadının üstüne atlamaya çalışıyordu ama diğer komşular onu tutuyordu.

Bordonun SevdasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin