35.bölüm

2.4K 120 4
                                    

Biraz ortalık karışabilir bence hazır mıyız o zaman?
___________________________________________

Gecenin karanlığında konakta herkes bir şeyler yapıyordu bu dört duvarın; avlunun içinde herkesin kendince bir derdi, gayesi, amacı vardı. Herkesin kendi odasında bir hayatı vardı doğuda böyleydi evler bir dertler farklıydı bazen birlikte bazen ise ayrı çekilirdi; dertlerin kederi, üzüntüsü.

Mesela Yeşim ve Yasin: Yasin kimsesiz gibi büyümüştü elbette bu süreçte yanında Nurhan hanım ve Ali ağa da olmuştu ama kim olursa olsun anne ve babasının yerini elbetteki tutamazdı. Annelik babalık onun için bir avuç topraktı. Küçükken her gün okul çıkışı on dakika bile olsa onları görmeye giderdi. Büyüdükçe dertler de büyüyordu geçim sıkıntısı olsun, iş yoğunluğu olsun vesaire... Şimdilerde ise haftada bir ikiye düşmüştü bu sayı.

Yeşim ise küçükken ağlarken onun sırtını sıvazlayarak ona oyuncağını veren o kocaman kara kaşlı kara gözlü gence vurulmuştu. O günün üzerinden 10 sene geçmişti Yeşim okulunu bitirmişti Yasin'e verdiği sözü tutmuştu. Şimdi ise 10 yılın sonunda ettiği duaların karşılığını yeni yeni alıyordu. Aralarında ne olduğunu henüz ikiside bilmesede sonucu mutlu ve biraz acılı olacaktı elbetteki.

Neyse sonuç olarak ikiside gayet tatlış bir çift olacaktı yani ikiside birbiri için dua ediyordu; Allah-u Teâlâ elbette ki birbirinin nasibi ise bu iki genç ve temiz kalbin duasını kabul ederdi. Her şeye emek verip duayı da ettikten sonra ilahi bir güce bırakmak en doğrusuydu zaten. Doğruysa ve nasipte varsa olurdu dimi birazcıkda çaba herşey için gerekliydi zaten.

Yasin ve Yeşim ayrılmışlardı, Yeşim odadan dışarı çıkmıştı ki hiç hoş bir şey olmadı. Nurhan hanım gece daraldığı için biraz hava almaya ve su içmeye kalkmıştı aynı anda ise onun merdivenin son ikinci basamağına ayağını basmasıyla karşısında kilerden çıkan kızını görmesi bir olmuştu.

Şaşkın bir şekilde "Yeşim?" Diye sorguladı kızını bu saatte ne işi vardı orda.

İlk aklına yemekten sonra bir şeyler bıraktığı gelsede bu saatte ne alakaydı ki hem evde iki tanede yardımcıları yok muydu sanki? Bu aralar Esma fazlasıyla gözüne batmaya başlamıştı bu olaya da el atacaktı elbetteki ama şuan ki sorunu karşısında gecelik ve sabahlıkla duran ve kilerden çıkan kızı vardı.

"Anne uyandın mı sen?" Diye eli ayağına dolaşmış bir şekilde bir şey demek için yalancı bir tebessümle duruyordu.

"Aynı şeyi sana sormak istiyorum bende kızım. Hemde uyanmış kilere bile inmişsin."

Yeşim "buzluktan et çıkarcaktım da anne sonradan Selime abla yufka yapalım demişti aklıma geldi vaz geçtim." Diye bir yalan attı ortaya.

Annesi ise kızına gülüp bunların yalan olduğundan kuşkusuz bir şekilde sarıldı ve uzun dalgalı sırtına dökülen saçlarını okşadı. "Oyy kızım boş ver sen biraz dinlen hem yarın abinle ilçeye inde şu öğretmenlik için bir konuşun. O kadar boşuna mı okudun 16 sene?" Diye geleceği için bir şey sordu.

"Gerçekten mi abim ne dedi peki olur mu ki sence?" Diye dudağının kenarını dişleyerek sordu annesine.

"Sorun yok kızım konuştum ben, babanlarla da halledebilirseniz yarın bir bakın bakanlığa yavrum öğretmen açığı var dediler televizyonda hem. Belki olur atanırsın." Diye konuştu annesi ümitle.

O sırada ise olmaması gereken biri olmaması gereken bir yerden çıktı: Yasin kilerden çıktı. Yaklaşık 5 dakika bekleyince emin olup dışarı çıkmıştı ki keşke çıkmasaydım diyip sesiz bir küfür savurdu, "hassiktir!" Diyip elini ensesine attı.

Kapı sesiyle ise Nurhan hanım kaşlarını sonuna kadar çatıp "Yasin senin ne işin var orda? Yeşim de ordan çıktı başka çıkacak var mı?" Diyip hiddetle kapıyı açtı ve boş kilere bakıp arkasını döndü kapıyı sertçe çekerek "ne yapıyordunuz ikiniz baş başa gecenin bir vakti orda?"

Yasin sıçtık demişti bile içinden ama dışından sakin ve soğuk kanlı bir şekilde "ne yapcaz anacım ben sigara içmeye kalkmıştım sonra bir baktım buranın ışığı yanıyor bende bir bakayım dedim Yeşim de burdaymış sonra da.." diyip duraksadı.

Yeşim devam ettirdi onun yerine "sonra da ne olsun benim boyum yetmeyince yardımcı oldu. Ben de çıktım hemen seni gördüm zaten."

Annesi hiç inanmamış bir şekilde baktı "sizin karşınızda çocuk mu var bu nasıl bir yalan!" Diyip ikisinede baktı sonra Yasin'e dönüp "bir niyetim varsa istersin kızımı, karın yaparsın kötü kadınlar gibi odalara çekip.. tövbe ya" Diye konuştu otoriter sesiyle kızgındı ya Ali görseydi bu durumu o zaman bitmişlerdi işte bu yüzdendi bu yüksek tepkisi. 

"Tamam ana zaten öyle bir niyetim yok tabi ki istiycem Allah'ın emri peygamberin kavliyle kızını." Dedi o da soğuk sesiyle.

"İyi hadi o zaman geç odana." deyip önce Yasin'i yolladı "sende dediği gibi bir şey olana kadar asla yanında görmiycem seni. Hadi odana." Diyip onu da yollayınca sabır çekip üst kata Güneş'in yanına çıkmaya karar verdi.

Merdivenleri çıkmıştı ki kapı açıldı ve odadan Baran çıktı.  Bir şükür bir küfür geçti içinden; az erken çıksa Yeşimleri görecekti ama şimdi de kızın odasında ne işi vardı.

Baran annesini görmeyi hiç beklemiyordu ve bakakaldı "senin kızın odasında ne işin var eşşek herif!" Diyip artık sinirini kontrol edemeyerek sırtına birkaç kez indirdi.

"Anne pijamamı aldım bak zaten gidiyordum kızdan da izin aldım hemen çıktım."

Annesi baktı ve elini kalbine attı "beni bir gün kalpten götürüceksiniz siz!" Dedi sonra ise hınzırca gülümseyip "bu kızı sana alalım korur kollarsın da." Diyip bir yüzünü inceledi tepkisini ölçmekti amacı. Yüzündeki anlık sırıtışı görmüştü bile kadın ama belliydi hareketlerinden itiraz edicekti.

Öyle de oldu kolundan tutup odasına doğru çekti ve "saçmalama anne gencecik kız daha."

Annesi ise "ben onun yaşında Azad'a hamileydim çokta küçük değil 18 ya da 19 muş sende elli değilsin ya." Diyip güldü ve odasının önünde oğlunun karşısında durdu. Biliyordu hoşuna gitmişti bu fikir oğlunun ama kızı bilmiyordu. Bir cinlik vardı tabi aklında.

"Hadi anacım iyi geceler." Diyip basının üzerini öptü kadının.

"Yüzündeki gülücüğü görmedim sanma eşşek herif!" Diyip odasına girdi.

Baran ise annesine güldü ve odasına çıktı tekrar pijamasını giyip yatağa yatınca ilk aklına kızın kucağına düştüğü an geldi. Ne de güzeldi melek gibi tabi yaraları sarılsa daha da güzel olurdu. Sadece yüzü gözü değilde kalbindeki yaraları sarılsa güzel olurdu samimi bir gülüşle mesela, diye geçirdi ama kafasını iki yana sallayıp kendine saçmalama Baran evine sığınmış kadına neler diyorsun böyle, diyip kovdu düşüncesini hemen.

Yola çıktık bende yazayım dedim Nurhan anne güzel anların katili değilde sonrasının katili oldu birazcık dksmsmsm

Köy AşkıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin