BÖLÜM 52

50 1 0
                                    

Ayağa kalktı. Elini omzuma koydu.

"Biraz dinlen. Sabah olduğunda motosikletin teker ini onarabilirmiyiz bakarız. Genelde tamir edemeyeceğim birşey yoktur. Yama yapamayacağım tekerde. Koltukta dinlen. Ne olursa olsun, ne duyarsan duy. Bodruma inme kilitleri açma" dedi.

Şüphelenmiştim. Artık adamın dediği hiç birşey içimi rahatlatmıyordu. Düşüncelerim endişenin baskın geldiği noktada idi. Ayağım ve kolumda ki alerji olan yer, dayanılmayacak bir ağrıya geçmeye hazırlanıyordu. Acısı artmaya başlamıştı. Zaten uykuya dalamayacağımı biraz daha oturup konuşmamız için öneride bulundum. Aslında şüphelendiği birini gözünün önünden ayırmak istemeyen dedektif gibiydim. En azından bu şekilde kendimi biraz daha güvende hissedebilirdim.

"Evet dinlenmeye geçmeden hala biraz oturabilirim. Sende istiyorsan" dedi.

Sandalyesine geçti. Elini bir an sol taraftaki boşluğa birşeyi tutmak ister gibi uzattı. Sonrasında gülümsedi. Konuşmaya başladı.

"Eskiden senin oturduğun koltuğun solunda uzun bir çiçeğim vardı. Bakımını tam yapamadığım için kökleri öldü. Nereye otursam o çiçek bana alışkanlık yaptığı için elim anlık olarak sola gider ve boşluk ile tokalaşır" dedi.

"Neden burda kaldın? Gitme imkanın, daha kolay yaşam sürebileceğin bir hayata geçme imkanın varken. Bu evden uzaklaşarak bunu gerçekleştirebilirsin. Ama neden gitmiyorsun? İnsanlardan uzakta ve bu ıssız yerde kalıyorsun."

Gözlerini bodrum kapısına çevirdi. Ve tekrardan bana baktı.

"Bir sorumluluğum var diyelim. Sadece beni ilgilendiren. İnsan konusuna gelicek olursak, kalabalık düşüncelerin, konu ve fikir fark etmeksizin sana tavsiye veren toplulukların hayranısın galiba. Bunları benimseyecek kadar sevdiğini düşünmeye başlıyorum. Zaman bana o kalabalık olanların vakit geçtikçe yük olduğunu gösterdi. Kiminle tanışırsan tanış veya ne kadar bağlanırsan bağlan, güzel vakit geçir. Bir noktadan sonra kimse aynı kalmıyor."

YOL ŞEYTANIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin