0.5

172 16 2
                                    


Medya: Aden Âla Arkın

Yıldıza basmayı unutmayınızzz...





Aden Âla Arkın'dan...


Ayakkabılarımı giyindikten sonra jeanımın bol paçalıarını düzeltip doğruldum. Aynaya bakıp saçıma da elimle şekil vermeye çalıştım ama gerek olmadığına karar verip vaz geçtim. Annem doğururken öyle bir şekil vermişti ki zaten, keratinle bile zor düzelirdi. Gerçi hangisinin doğurduğundan emin değildim ama yinede saçlarımı çok seviyordum.

Daha kış aylarında olduğumuz için vestiyerden mavi ve pambe karışımı şişme montumu aldım. Bunu abime zorla aldırmıştım. Parasını ağlayarak ödemişti de dene bilir.

Montumun fermuarını çekerken aynadan Arda ile göz göze geldik. Gözlerinde garip bir hüzün vardı. Ve bu haklı bir hüzündü. Gözlerine bakarken hafiçe gülümsedim. Annem ve abim dışarıda bekliyordu, Arda ile ben de şimdi gidiyorduk.

Bir şeyler söyleyeceği belliydi. Dudakları hafifçe kıpırdıyor, gözleri de kısılıp yine açılıyordu. Onu ondan dahi iyi tanıyordum.

Sonunda konuşmaya karar vermiş olacak ki bana doğru bir adım atıp, yarım saatir açamadığı ağzını açdı. "Abla, onların kızı çıkarsan bile benim ablam olduğun gerçeği hiçbir zaman değişmeyecek, biliyorsun değil mi?" derin bir nefes aldı sözlerinin ardından. "Hep benim ablam olarak kalacaksın. Ne kadar kavga etsek bile seni seviyorum," durdu, gülümsedi ve devam etti. "Ve sende bunu biliyorsun. Senin de beni sevdiğini bildiğim gibi."

Duygulandırmıştı beni, mal. "Gel buraya." dedikten sonra onun gelmesine izin vermeden iki koca adımda dibinde bittim ve zıplayarak kucağına atlayıp boynuna sarıldım. Seviyordum keretayı. "Tabii seviyorum oğlum, başka kardeşim mi var, kiminle didişeyim ben?" Kahkaha attı. Saçlarını karıştırmamdan nefret ediyordu ama nefret ediyor diye huyumuzdan vaz geçecek değiliz.

Saçlarını karıştırmamla geri çekilip ters ters baktı. "Abla ya..." Elinin birini saçlarına attı. Diğeriyle hala bana sarılıyordu. "Biliyosun sevmiyorum, inadına yapıyorsun." Sırıtıyordum. Tanıyor işte ablasını. Kollarımı çekip yere indiğimde, aynanın önüne gidip saçların düzeltmesine güldüm. Saçları benimkiler kadar kıvırcık olmadığı için mutlu olmalıydı.

"Hadi Arda, annemler bekliyorlar. Saçını sonra yaparsın."
Dönüp bana baktığında gözlerine yine aynı hüzün konmuştu. Aynısı bende de olmalıydı. Zaten kim 17 yıllık ailesinin gerçek ailesi olmadığını öğrense, üzülürdü. Şu an da bunu tescillemeye gidiyorduk. Daha doğrusu bana tescillemeye, annemler benden gizli DNA testi yapmışlardı gerçekten de. Kırgınlığımın geçmesi zor olacaktı.

Beraber kapıyı kitleyip çıktık. Arabaya bindiğimizde annem ve abim de içerideydi. Bir konu hakkında konuştukları belliyde ve biz geldiğimizde susmuşlardı. Konunun ne olduğunu tahmin etmek de zor değildi.

Konuşmadan önüme döndüm, kafamı pencereye yaslayıp dışarıyı izleyerek arabanın haraket etmesini bekledim. Sanırım konuşmayacağımı anlayan abim arabayı çalıştırıp yola koyuldu. Arada aynadan bana baktığını hissediyordum ama bakışlarına karşılık vermeyeceğimi anladığında tamamen önüne dönüp yola koyuldu. Düşüncesinin orada konuşmak olduğunu biliyordum. O kadar tanıyordum onu, abimdi sonuçta.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 29 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

BAĞCILARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin