~12~

988 139 91
                                    


_*_*_*_*_*_*_*_*_*_*_

Jisung' un kafasını yediği darbenin üstünden bir hafta geçmişti ve bu gün perşembe idi, bir haftadan bir gün eksik ama bir şey olmaz. Küçüğün anlında morluk olmaması en çok Heeseung 'u rahatlatmıştı.

Hyunjin buz istedikten sonra hemen buz getirmişlerdi ve eğer sincap çocuğun anlında kızarıklıktan başka bir iz olsaydı, Hyunjin hiç çekinmeden Heeseung' u, o anda hastanelik edeceğini hepsi biliyordu. Ve bunu Heeseung' da çok net bir şekilde fark etmişti.

Şu an da öğle arasındaydılar. Jisung ve Felix her zaman ki gibi, aynı masayı paylaşmışlar ve diğerlerinide beraber oturmalarını, fark etmeden teşvik  etmişlerdi. Aslına bakılırsa Jisung fark etmiyordu, Felix, Jeongin, Hyunjin ve Seungmin' in Jisung için bulunduklarını biliyordu. Ama onlarında bu duruma alışmaları, çilliyi mutlu ediyordu. Artık birbirimizi kabulleniyoruz.

Ama bu sefer yanlarında Minho yoktu. Aç olmadığını söyleyip onlar ile yemekhaneye inmemişti, biraz bitkin ve huzursuz olduğu da bir gerçekti. Çilli nedenini bildiği için, Minho' nun sınıfta kalmasında bir sakınca görmedi. Hatta küçük meleğine, Minho' nun neşesini yerine getirmesi için bir görev vermeyi düşündü.

Jisung yemeğini yemitşi, daha ziyade doyduğunu düşünmüş ve yemek yemeyi bırakmıştı. Felix sincap çocuğun yemek yemeyi bıraktığını fark edince planını uygulamaya soktu.

"Jisung, yemek yemeyeceksen sınıfa çıkıp Minho' yu kontrol eder misin ? Biraz halsizdi. " küçüğün bu teklifi kabul edeceğine adı kadar emindi, Jisung ondan istenen şeyleri yapabilecek kapasitede ise hemen yapıyor, hiç ikiletmiyordu.

Sincap çocuk, çilli olanı onaylayıp ayağa kalktı. İçinde hâlâ yemek olan tepsisini aldı ve ilk onu koymak için bulaşık tezgahına gitti. Onun ayrılması ile Felix gözlerini Jeongin, Hyunjin ve Seungmin' in üstünde gezdirdi. Tahmin ettiği gibi hiç biri kalkma girişiminde bulunmadı ama Hyunjin ' in, her zaman olduğu gibi masanın başında oturan Heeseung' a bıçak gibi keskin bakışlar attığını fark etti.

Bir hafta boyunca Hyunjin' in gözü ya hep Jisung' taydı ya da Heeseung' da. Felix aralarında biraz daha samimiyet kurmak için, "Hyunjin, gerçekten isteyerek yapmadı Heeseung. Evet biraz sürtük olabilir ama hiç birimizin aklından, düşündüğün gibi birşey geçmedi." Dedi.

Hyunjin kafasını çilli olana çevirdi. Felix' in dediğini bu bir haftada çok duymuştu ama küçüğün bilinçsiz bedeni aklına geldikçe sinirleniyordu. Derin bir nefes alıp homurdanarak "Sen öyle diyorsan." Diyip tekrar yemeğine odaklandı. Çilli çocuk, Hyunjin' in onu dinlemesi  ile mutlu oldu.

"Tabii, hem Heeseung öyle bir şeye kalkışsa ilk biz iptal ederiz onu." Chan, Heeseung' a bir bakış atmış ve Changbin ile olan muhabbetine geri dönüştü. Heeseung ise Chan ona attığı bakış ile korkmuştu, aklımı okuması imkansız ama... küçük bedenin iz bekleyen boynunu gördüğünden beri, bu masum beden için hiç masum olmayan bir sürü şey düşünmeye başlamıştı. Küçük ile  biraz hayallerini süslemişti. (!) Heeseung önüne gelen ile yatan biriydi, onun için normaldi bu hayaller, alışmıştı insan arzulamaya.

Jeongin ise 'iptal etmek' kelimesini komik bulmuştu. "Heeseung' u iptal edin... Ay ne kadar iyi, kimin aklına geldi bu ?" Felix gülen Jeongin' i ilk defa görüyordu.

Evet dokuzuncu sınıftan beri ilk defa.

"Ben canım sıkıldığı için söylemiştim ama ağzımıza yer edinmiş." Felix, Jeongin' in tepkisini ölçmek için konuşmuştu.

"Güzelmiş, argo kullanmaktan daha iyi, beğendim." Ağzına patates kızartması atarken söylemişti Jeongin, ve Felix ile kurduğu ilk normal sohbetini böylece bitirmişti.

Kısasa Kısas |Minsung✓✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin