Kafamı yüzüne çevirdiğimde sırtımı kapıya yasladım. O sıra da kilit sesi duydum kapıyı kilitlemişti.
Her şey o kadar çabuk gelişmişti ki üzerine düşünemiyordum bile.
"Yüzümde bir şey mi var?" Sanat eseri dışında mı ?
"Hayır yok"
Bıyık altından sırıttı.Yol boyunca ben ona kaçamak bakışlar attım, o ise gözünü yoldan ayırmadı
Hastaneye girip çıktığımızda da neredeyse hiç konuşmadık hadi ben gergindim o niye konuşmuyordu ki. Al işte durduk yere başına dert açtığım için benimle olmayan olma ihtimali bile eksilere düştü.
Üzgün üzgün sandalye de otururken o da içeride doktor arkadaşıyla görüşmek için gitmişti. Burada beklememi tembihlemişti zaten kendi başıma yürüyemezken nereye gidebilirdim ki.
Kapı açılıp yaninda 30-35 yaşlarında önlüklü bir adamla çıktı ne yalan söyleyeyim iyi görünümlü bir beyefendiydi, üstelik doktordu da.
"Küçük hanfendiler nasıllar?" diye samimi bir gülüşle yanıma ilerledi.
"Teşekkür ederim. İyiyim" dedim ve aynı samimi gülüşle karşılık verdim.
O sırada arkasında duran Kıvanç sesi doldu kulaklarıma "çekil de bir nefes alsın."
Doktorun ona imalı imalı baktığını gördüm. sabır çekip kafasını sola çevirdi.
"Hadi gidelim" dedi tam beni kucağına alacakken panikle.
"Yürüyebilirim. Gerçekten." Dedim.Daha fazla zahmet verip kendimden soğutmak istemiyordum zaten benimle yeterince uğraşmış, üstüne ne kadar rezil bir insan olduğuma yakından şahit olmuştu bugünlük bu kadar yeterdi.
Ben önden zıplayarak gitmeye çalışırken o da her an sanki düşecekmişim gibi arkamdan beni dikkatle takip ediyordu. En son arabaya geldiğimizde tam kapıyı açmak için uzanmıştım ki benim yerime o arkamdan açtı.
Ona dönüp kafamı kaldırdım suratı her zamanki gibi mimiksizdi. Bu adam benim sonum olacaktı ve hayatımda başka hiçbir şeyi bu kadar çok istememiştim.
Nazikçe teşekkür edip bindim.
Evlerimiz yan yana olduğu için beni evin önünde bıraktı.
Yardım etmek istemişti ama yine de kabul etmek istememiştim.
İçeri girdiğimde kendimi yatağa attım açtım bu his hoşuma gidiyordu.
Bir sigara yaktım ilk ne zaman yemek yememeye karar vermiştim acaba. Galiba göbeğim olduğunu düşündüğüm ilk gün
Veya annemle ne zaman konuşmaya çalışsam bana kilolu olduğumu söylediği zamanlardan birinde.Annem konusunda da çok çabalamıştım küçükken derslerime asılıp onu gururlandırırsam beni sever diye düşünmüştüm. Yanılmışım. Ne yaparsam yapayım beni sevemeyecek veya bunun için çabalamayacaktı ben sadece kendimi kandırmıştım.
Her konuda hem de her konuda kendimi kandırmıştım. Babamın geri dönüp onu affetmem için çabalayacağını düşünürken kendimi kandırmıştım. Kıvançla aramda bir şeyler olabilir gibi hissettiğimde kendimi kandırmıştım. Bir gün bir yere aitmiş gibi hissedebileceğimi düşünürken kendimi kandırmıştım.
Kendimi aç bıraktığımda kendimi sevebileceğimi hissettiğimde kendimi kandırmıştım.Kendi kendime güldüm.
düşünce yapıma güldüm.
Sorunu bulmuş olmama rağmen çözmeye uğraşmayacaktım. Artık hiçbir şey için uğraşmayacaktım.Dönmek isteyen döner,sevmek isteyen sever, bulunmak isteyen bulunurdu ve ben artık hiç bir şey yapmayacaktım.
Maalesef ki gerçek bir hayat hikayesinden uyarlanmıştır
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Flâner ꪆৎ (Daddy İssues) ᡣ𐭩
Novela JuvenilYaş farkı içerir! Yeme bozukluğu kitabın bazı yerlerinde geçiyor eğer ki tetiklenecekseniz lütfen okumayın! Omzunda ağlamak istiyorum bana sarılmanı istiyorum